KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَهُمْ ve hum ve onlar  
يَصْطَرِخُونَ yeSTariḣūne feryadederler ص ر خ
فِيهَا fīhā orada  
رَبَّنَا rabbenā Rabbimiz ر ب ب
أَخْرِجْنَا eḣricnā bizi çıkar خ ر ج
نَعْمَلْ neǎ’mel yapalım ع م ل
صَالِحًا SāliHen iyi işler ص ل ح
غَيْرَ ğayra başka olarak غ ي ر
الَّذِي lleƶī  
كُنَّا kunnā olduğumuz ك و ن
نَعْمَلُ neǎ’melu yapmış ع م ل
أَوَلَمْ evelem  
نُعَمِّرْكُمْ nuǎmmirkum sizi yaşatmadık mı? ع م ر
مَا  
يَتَذَكَّرُ yeteƶekkeru öğüt alacağı kadar ذ ك ر
فِيهِ fīhi orada  
مَنْ men kimsenin  
تَذَكَّرَ teƶekkera öğüt alacak ذ ك ر
وَجَاءَكُمُ ve cāekumu ve size geldi ج ي ا
النَّذِيرُ n-neƶīru uyarıcı ن ذ ر
فَذُوقُوا feƶūḳū öyle ise azabı tadın ذ و ق
فَمَا femā artık yoktur  
لِلظَّالِمِينَ liZZālimīne zalimlerin ظ ل م
مِنْ min hiçbir  
نَصِيرٍ neSīrin yardımcısı ن ص ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
37. vehüm yaṣṭariḫûne fîhâ. rabbenâ aḫricnâ na`mel ṣâliḥan gayra-lleẕî künnâ na`mel. evelem nü`ammirküm mâ yeteẕekkeru fîhi men teẕekkera vecâekümü-nneẕîr. feẕûḳû femâ liżżâlimîne min neṣîr.
DİYANET VAKFI
37. Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.
DİYANET İŞLERİ
37. Orada; "Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, yararlı iş işleyelim" diye bağrışırlar. O zaman onlara şöyle deriz: "Öğüt alacak kişinin öğüt alabileceği kadar bir süre sizi yaşatmadık mi? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadınız, zalimlerin yardımcısı olmaz."
ELMALILI HAMDI YAZIR
37. Onlar, orada şöyle feryad ederler: "Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar, yapageldiklerimizden başka salih bir amel yapalım." (Onlara): "Size düşünecek olanın düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size uyarıcı da gelmişti. O halde azabı tadın. Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur." (denir).
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
37. Ve onlar bağrışırlar orada: Rabbimiz, bizi çıkar da yaptığımız işlerden başka işlerde bulunalım. Size, düşünenin düşünüp öğüt alanın öğüt alacağı kadar ömür vermedik mi ve size korkutucu da gelmişti; artık tadın azabı, zalimlere bir yardım eden de yoktur.
ALİ BULAÇ
37. İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar: "Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım." Size orda (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur.
SÜLEYMAN ATEŞ
37. Onlar orada: "Rabbimiz, bizi çıkar, (önce) yaptığımızdan başkasını yapalım?" diye feryadederler. "Sizi, öğüt alacak olanın, öğüt alacağı kadar bir süre yaşatmadık mı? Size uyarıcı da geldi (fakat inanmadınız). Öyle ise (azabı) tadın artık. Zalimlerin yardımcısı yoktur."
GÜLTEKİN ONAN
37. İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar: "Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım." Size orda (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur.
SUAT YILDIRIM
37. Onlar orada imdad istemek için şöyle feryad ederler:“Ey Ulu Rabbimiz! Ne olur, çıkar bizi buradan, dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan başka, güzel ve makbul işler yapalım!”Allah onlara şöyle buyurur: “Biz, size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi?Hem size peygamber de gelip uyardı.Öyleyse tadın azabı! Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur!” (40,11-12) (43,77-78; 17,15; 67,8-9)