KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
رَبَّنَا rabbenā Rabbimiz ر ب ب
إِنِّي innī ben  
أَسْكَنْتُ eskentu yerleştirdim س ك ن
مِنْ min bazısını  
ذُرِّيَّتِي ƶurrīyetī çocuklarımdan ذ ر ر
بِوَادٍ bivādin bir vadiye و د ي
غَيْرِ ğayri olmayan غ ي ر
ذِي ƶī sahibi  
زَرْعٍ zer’ǐn ekin ز ر ع
عِنْدَ ǐnde yanında ع ن د
بَيْتِكَ beytike senin evinin ب ي ت
الْمُحَرَّمِ l-muHarrami mukaddes ح ر م
رَبَّنَا rabbenā Rabbimiz ر ب ب
لِيُقِيمُوا liyuḳīmū kılsınlar diye ق و م
الصَّلَاةَ S-Salāte namazı ص ل و
فَاجْعَلْ fec’ǎl artık kıl ج ع ل
أَفْئِدَةً ef’ideten gönüllerini ف ا د
مِنَ mine birtakım  
النَّاسِ n-nāsi insanların ن و س
تَهْوِي tehvī meylettir ه و ي
إِلَيْهِمْ ileyhim onlara  
وَارْزُقْهُمْ verzuḳhum ve onları rızıklandır ر ز ق
مِنَ mine çeşitli  
الثَّمَرَاتِ ṧ-ṧemerāti meyvalarla ث م ر
لَعَلَّهُمْ leǎllehum umulur ki  
يَشْكُرُونَ yeşkurūne şükrederler ش ك ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
37. rabbenâ innî eskentü min ẕürriyyetî bivâdin gayri ẕî zer`in `inde beytike-lmüḥarrami rabbenâ liyüḳîmu-ṣṣalâte fec`al ef'idetem mine-nnâsi tehvî ileyhim verzuḳhüm mine-ŝŝemerâti le`allehüm yeşkürûn.
DİYANET VAKFI
37. "Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kabe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vadiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler."
DİYANET İŞLERİ
37. "Rabbimiz! Ben çocuklarımdan kimini, namaz kılabilmeleri için Senin kutsal evinin yanında, ziraata elverişsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! İnsanların gönüllerini onlara meylettir, şükretmeleri için onları ürünlerle rızıklandır."
ELMALILI HAMDI YAZIR
37. "Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bir kısmını namazı dosdoğru kılmaları için, senin Beyti Haram'ının yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmını onlara meylettir. Ve onları bazı meyvelerle rızıklandır ki şükretsinler.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
37. Rabbimiz, soyumun bir kısmını ekin bitmez bir yere, hürmeti vacib olan evinin yanına yerleştirdim, Rabbimiz, namaz kılsınlar diye. Artık insanların bir kısmı da onlara gönül versin, sevsinler onları ve şükretmeleri için de meyvelerle rızıklandır onları.
ALİ BULAÇ
37. "Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler."
SÜLEYMAN ATEŞ
37. Rabbimiz, ben çocuklarımdan bazısını, senin Haram Evinin yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı kılsınlar diye (böyle yaptım). Artık sen de insanlardan birtakım gönüllüleri, onları sever yap ve onları çeşitli meyvalarla besle ki şükretsinler.
GÜLTEKİN ONAN
37. "Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım); böylelikle sen, insanların bir kısmının yüreklerini (efideten) onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler.
SUAT YILDIRIM
37. “Ey bizim Rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını senin kutsal mâbedinin yanında, ekin bitmez bir vâdide yerleştirdim.Ey bizim Rabbimiz! Namazı gereğince kılsınlar diye böyle yaptım. Ya Rabbî! Artık insanların bir kısmının gönüllerini onlara doğru yönelt, onları her türlü ürünlerden rızıklandır ki Sana şükretsinler.” (2,125-127; 5,97; 28,57) {KM, Tekvin 16. bölüm ve 17,18-20; 25,12-18}