KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَلَقَدْ veleḳad ave ndolsun  
يَسَّرْنَا yessernā biz kolaylaştırdık ي س ر
الْقُرْانَ l-ḳurāne Kur’an’ı ق ر ا
لِلذِّكْرِ liƶƶikri öğüt almak için ذ ك ر
فَهَلْ fehel yok mudur?  
مِنْ min hiç  
مُدَّكِرٍ muddekirin öğüt alan  
TÜRKÇE OKUNUŞ
32. veleḳad yesserne-lḳur'âne liẕẕikri fehel mim müddekir.
DİYANET VAKFI
32. Andolsun biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu?
DİYANET İŞLERİ
32. And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
ELMALILI HAMDI YAZIR
32. Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
32. Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur'an'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var?
ALİ BULAÇ
32. Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
SÜLEYMAN ATEŞ
32. Andolsun Biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
GÜLTEKİN ONAN
32. Andolsun biz Kuran'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
SUAT YILDIRIM
32. Yemin olsun, Biz, ders alınsın diye Kur'ân’ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi var mı düşünen ve ibret alan?