TÜRKÇE OKUNUŞ |
32. ŝümme evraŝne-lkitâbe-lleẕîne-ṣṭafeynâ min `ibâdinâ. feminhüm żâlimül linefsih. veminhüm muḳteṣid. veminhüm sâbiḳum bilḫayrâti biiẕni-llâh. ẕâlike hüve-lfaḍlü-lkebîr.
|
|
DİYANET VAKFI |
32. Sonra Kitab'ı, kullarımız arasından seçtiklerimize verdik. Onlardan (insanlardan) kimi kendisine zulmeder, kimi ortadadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçmek için yarışır. İşte büyük fazilet budur.
|
|
DİYANET İŞLERİ |
32. Sonra bu Kitap'ı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere miras bırakmışızdır. Onlardan kimi kendine yazık eder, kimi orta davranır, kimi de, Allah'ın izniyle, iyiliklere koşar. İşte büyük lütuf budur.
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
32. Sonra biz o kitabı kullarımızdan süzüp seçtiklerimize miras bıraktık. Onlardan da nefislerine zulmeden var, orta yolu tutan var, Allah'ın izniyle hayırlarda ileri geçenler var. İşte bu büyük lütuftur.
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
32. Sonra kitabı, kullarımızdan seçtiklerimize miras bıraktık; derken onlardan nefsine zulmeden var ve onlardan mutedil hareket eden var ve onlardan, hayırlarda herkesten ileri giden var Allah izniyle; işte bu, pek büyük bir lütuf ve ihsandır.
|
|
ALİ BULAÇ |
32. Sonra Kitab'ı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir.
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
32. Sonra Kitabı kullarımız arasından seçtiklerimize miras verdik. Onlardan kimi nefsine zulmedendir, kimi orta gidendir, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçendir. İşte büyük lutuf budur.
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
32. Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Tanrı'nın izniyle hayırlarda yarışır, öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir.
|
|
SUAT YILDIRIM |
32. Sonra Biz, kitabı seçtiğimiz kullarımıza miras verdik.Kullarımızdan kimi nefsine zulmeder. Kimi mûtedildir, orta yolu tutar. Kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçer. İşte büyük lütuf budur.
|
|