KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَإِذَا ve iƶā zaman  
تُتْلَىٰ tutlā okunduğu ت ل و
عَلَيْهِمْ ǎleyhim onlara  
ايَاتُنَا āyātunā ayetlerimiz ا ي ي
قَالُوا ḳālū dediler ق و ل
قَدْ ḳad muhakkak  
سَمِعْنَا semiǎ’nā İşittik س م ع
لَوْ lev şayet  
نَشَاءُ neşāu istesek ش ي ا
لَقُلْنَا leḳulnā biz de söyleriz ق و ل
مِثْلَ miṧle gibisini م ث ل
هَٰذَا hāƶā bunun  
إِنْ in  
هَٰذَا hāƶā bu  
إِلَّا illā ancak  
أَسَاطِيرُ esāTīru masallarındandır س ط ر
الْأَوَّلِينَ l-evvelīne evvelkilerin ا و ل
TÜRKÇE OKUNUŞ
31. veiẕâ tütlâ `aleyhim âyâtünâ ḳâlû ḳad semi`nâ lev neşâü leḳulnâ miŝle hâẕâ in hâẕâ illâ esâṭîru-l'evvelîn.
DİYANET VAKFI
31. Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: "(Evet) işittik, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir."
DİYANET İŞLERİ
31. Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, "İşittik, işittik! İstesek biz de aynını söyleyebiliriz; bu sadece eskilerin masallarıdır" derlerdi.
ELMALILI HAMDI YAZIR
31. Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman, "işittik, dilersek bunun gibisini biz de söyleriz, bu, eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir" diyorlardı.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
31. Onlara ayetlerimiz okunurken dediler ki: Duyduk, dilersek biz de buna benzer sözler söyleriz ve bu, eskilerin masallarından başka bir şey de değil.
ALİ BULAÇ
31. Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman; "İşittik" dediler. "İstesek, biz de bunun bir benzerini söyleyebiliriz. Bu, eskilerin efsanelerinden başkası değildir."
SÜLEYMAN ATEŞ
31. Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman "İşittik" dediler, "İstesek, biz de bunun gibisini söyleriz. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!"
GÜLTEKİN ONAN
31. Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman "işittik" dediler. "İstesek, biz de bunun bir benzerini söyleyebiliriz. Bu eskilerin efsanelerinden başkası değildir."
SUAT YILDIRIM
31. Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman:“Artık anladık! Biliyoruz! Dilesek bunun benzerini biz de söyleyebiliriz. Bu, önceden geçmiş insanların masallarından başka bir şey değildir!” derler. (25,5-6)