KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
أُولَٰئِكَ ulāike onlar öyle kimselerdir ki  
لَهُمْ lehum kendileri için vardır  
جَنَّاتُ cennātu cennetleri ج ن ن
عَدْنٍ ǎdnin Adn  
تَجْرِي tecrī akar ج ر ي
مِنْ min  
تَحْتِهِمُ teHtihimu altlarından ت ح ت
الْأَنْهَارُ l-enhāru ırmaklar ن ه ر
يُحَلَّوْنَ yuHallevne bezenirler ح ل ي
فِيهَا fīhā orada  
مِنْ min  
أَسَاوِرَ esāvira bileziklerle س و ر
مِنْ min -dan  
ذَهَبٍ ƶehebin altın- ذ ه ب
وَيَلْبَسُونَ ve yelbesūne ve giyerler ل ب س
ثِيَابًا ṧiyāben giysiler ث و ب
خُضْرًا ḣuDran yeşil خ ض ر
مِنْ min  
سُنْدُسٍ sundusin ince ipekten  
وَإِسْتَبْرَقٍ ve istebraḳin ve kalın ipekten  
مُتَّكِئِينَ muttekiīne yaslanırlar و ك ا
فِيهَا fīhā orada  
عَلَى ǎlā üzerine  
الْأَرَائِكِ l-erāiki koltuklar ا ر ك
نِعْمَ niǎ’me ne güzel ن ع م
الثَّوَابُ ṧ-ṧevābu sevap ث و ب
وَحَسُنَتْ ve Hasunet ve ne güzel ح س ن
مُرْتَفَقًا murtefeḳan ağırlanma ر ف ق
TÜRKÇE OKUNUŞ
31. ülâike lehüm cennâtü `adnin tecrî min taḥtihimü-l'enhâru yüḥallevne fîhâ min esâvira min ẕehebiv veyelbesûne ŝiyâben ḫuḍram min sündüsiv veistebraḳim müttekiîne fîhâ `ale-l'erâik. ni`me-ŝŝevâb. veḥasünet mürtefeḳâ.
DİYANET VAKFI
31. İşte onlara, alt taraflarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Onlar Adn cennetlerinde tahtlar üzerine kurularak orada altın bileziklerle bezenecekler; ince ve kalın dibadan yeşil elbiseler giyecekler. Ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri!
DİYANET İŞLERİ
31. İyi hareket edenin ecrini zayi etmeyiz. Doğrusu, inanıp yararlı iş yapanlara, işte onlara, içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezikler takınırlar, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek tahtları üzerinde otururlar. Ne güzel bir mükafat ve ne güzel yaslanacak yer!
ELMALILI HAMDI YAZIR
31. İşte onlara Adn cennetleri vardır; altlarından ırmaklar akar, orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek koltuklar üzerine dayanıp kurulacaklar. O ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri!
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
31. Öyle kişilerdir onlar ki onlarındır ebedi Adn cennetleri, kıyılarından ırmaklar akar, orada altın bilezikler takınarak süsleneceklerdir ve ince ve kalın ipekli yeşil elbiseler giyineceklerdir, orada tahtlarda oturacaklardır ve ne hoş ve güzel bir mükafattır bu ve o tahtlar, ne de güzel dayanılacak, oturulacak yerlerdir.
ALİ BULAÇ
31. Onlar; altından ırmaklar akan Adn cennetleri onlarındır, orada altın bileziklerle süslenirler, hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler giyerler ve tahtlar üzerinde kurulup-dayanırlar. (Bu,) Ne güzel sevap ve ne güzel destek.
SÜLEYMAN ATEŞ
31. Onlar öyle kimselerdir ki kendileri için Adn cennetleri vardır. Altlarından ırmaklar akar. Orada altın bileziklerle bezenirler; ince ipekten yeşil giysiler giyerek koltuklar üzerine yaslanırlar. Ne güzel sevap ve ne güzel dayanacak (koltuk)!
GÜLTEKİN ONAN
31. Onlar; altından ırmaklar akan Adn cennetleri onlarındır, orada altın bileziklerle süslenirler, hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler giyerler ve tahtlar üzerinde kurulup-dayanırlar. (Bu) Ne güzel sevap ve ne güzel destek.
SUAT YILDIRIM
31. İşte onlara, içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır.Orada tahtlar üzerine kurularak kendilerine altın bilezikler takılacak, ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler giyecekler.Tahtlara kurulacaklar.Ne güzel mükâfattır bunlar ve ne güzel bir meskendir o cennet! (35,33; 25,75-76)