TÜRKÇE OKUNUŞ |
30. ḳul leküm mî`âdü yevmil lâ teste'ḫirûne `anhü sâ`atev velâ testaḳdimûn.
|
|
DİYANET VAKFI |
30. De ki: Size öyle bir gün vadedilmiştir ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.
|
|
DİYANET İŞLERİ |
30. De ki: "Size, bir gün tayin edilmiştir. Ondan bir saat ne geri kalabilirsiniz ne de öne geçebilirsiniz."
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
30. De ki: "Size vaad edilen öyle bir gündür ki, ondan ne bir an geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz."
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
30. De ki: Size vaadedilen gün, öylesine bir gündür ki zamanından bir an bile geriye kalmayacağı gibi ileriye de atılmaz.
|
|
ALİ BULAÇ |
30. De ki: "Sizin için belirlenmiş bir gün vardır ki, ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alınabilirsiniz.
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
30. De ki: "Sizin için belirtilmiş bir gün vardır. Ondan ne bir sa'at geri kalırsınız, ne de ileri geçebilirsiniz."
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
30. De ki: "Sizin için belirtenmiş bir gün vardır ki, ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alınabilirsiniz.
|
|
SUAT YILDIRIM |
30. Bir de: “Eğer doğru söylüyorsanız vâd ettiğiniz kıyamet ne zaman gerçekleşecek?” derler.De ki: “Sizinle öyle bir buluşma günümüz var ki ondan ne bir saat ileri geçebilirsiniz, ne de bir saat geri kalabilirsiniz.!” (42,18; (71,4; 11, 104-105)
|
|