KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَقَالَ veḳāle ve dediler ki ق و ل
الَّذِينَ elleƶīne kimseler  
كَفَرُوا keferū inkar edenler ك ف ر
لَا  
تَأْتِينَا te’tīnā bize gelmez ا ت ي
السَّاعَةُ s-sāǎtu sa’at س و ع
قُلْ ḳul de ki ق و ل
بَلَىٰ belā hayır  
وَرَبِّي verabbī Rabbim hakkı için ر ب ب
لَتَأْتِيَنَّكُمْ lete’tiyennekum o mutlaka size gelecektir ا ت ي
عَالِمِ ǎālimi bilen ع ل م
الْغَيْبِ l-ğaybi gaybı غ ي ب
لَا  
يَعْزُبُ yeǎ’zubu gizli kalmaz ع ز ب
عَنْهُ ǎnhu O’ndan  
مِثْقَالُ miṧḳālu ağırlığınca ث ق ل
ذَرَّةٍ ƶerratin zerre ذ ر ر
فِي olan  
السَّمَاوَاتِ s-semāvāti göklerde س م و
وَلَا ve lā ne de  
فِي olan  
الْأَرْضِ l-erDi yerde ا ر ض
وَلَا ve lā ve yoktur  
أَصْغَرُ eSğaru küçük ص غ ر
مِنْ min  
ذَٰلِكَ ƶālike bundan  
وَلَا ve lā ve yoktur  
أَكْبَرُ ekberu büyük ك ب ر
إِلَّا illā ki olmasın  
فِي  
كِتَابٍ kitābin bir Kitapta ك ت ب
مُبِينٍ mubīnin apaçık ب ي ن
TÜRKÇE OKUNUŞ
3. veḳâle-lleẕîne keferû lâ te'tîne-ssâ`ah. ḳul belâ verabbî lete'tiyenneküm `âlimi-lgaybi. lâ ya`zübü `anhü miŝḳâlü ẕerratin fi-ssemâvâti velâ fi-l'arḍi velâ aṣgaru min ẕâlike velâ ekberu illâ fî kitâbim mübîn.
DİYANET VAKFI
3. İnkarcılar: Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz, apaçık kitaptadır (yazılıdır).
DİYANET İŞLERİ
3. İnkar edenler: "Kıyamet bize gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır, öyle değil; görülmeyeni bilen Rabbim'e and olsun ki, o saat size muhakkak gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile O'nun ilminin dışında değildir. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü de şüphesiz apaçık Kitap'tadır."
ELMALILI HAMDI YAZIR
3. İnkâr edenler: "Bize o kıyamet saati gelmez." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir. O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi muhakkak açık bir kitaptadır."
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
3. Kafir olanlar dediler ki: Kıyamet kopmayacak; de ki: Hayır, gizli şeyleri bilen Rabbime andolsun ki kopacak kıyamet başınıza; zerre kadar bir şey bile gizli kalmaz ondan; göklerde olsun, yeryüzünde bulunsun, bundan da küçük olsun, bundan da büyük olsun, hepsi de apaçık kitaptadır.
ALİ BULAÇ
3. İnkar edenler, dediler ki: "Kıyamet-saati bize gelmez." De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır."
SÜLEYMAN ATEŞ
3. İnkar edenler: "O Sa'at bize gelmez," dediler. De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şey, O'ndan gizli kalmaz. Ne bundan küçük, ne de bundan büyük hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitapta bulunmasın.
GÜLTEKİN ONAN
3. Küfredenler dediler ki: "Kıyamet-saati bize gelmez." De ki: "Hayır, gaybı bilen rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır."
SUAT YILDIRIM
3. Kâfirler: “Başımıza gelecek kıyamet (dirilme ve duruşma) diye bir şey yok!” diye iddia ettiler.De ki: “Hayır! Rabbim hakkı için o gelecektir! O gaybları bilen öyle bir Zattır ki O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre miktarı birşey bile kaçamaz.”Zerreden daha küçük ve daha büyük hiç bir şey yoktur ki her şeyi açıklayan kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın. (7,187; 20,15; 10,53; 64,7)