KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
فَأَشَارَتْ feeşārat çocuğu gösterdi ش و ر
إِلَيْهِ ileyhi onlara  
قَالُوا ḳālū dediler ki ق و ل
كَيْفَ keyfe nasıl ك ي ف
نُكَلِّمُ nukellimu konuşuruz ك ل م
مَنْ men kimseyle  
كَانَ kāne olan ك و ن
فِي  
الْمَهْدِ l-mehdi beşikte م ه د
صَبِيًّا Sabiyyen çocukla ص ب و
TÜRKÇE OKUNUŞ
29. feeşârat ileyh. ḳâlû keyfe nükellimü men kâne fi-lmehdi ṣabiyyâ.
DİYANET VAKFI
29. Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. "Biz, dediler, beşikteki bir sabi ile nasıl konuşuruz?"
DİYANET İŞLERİ
29. Meryem çocuğu gösterdi. "Biz beşikteki çocukla nasıl konuşabiliriz?" dediler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
29. Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. Onlar; "Biz beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?" dediler.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
29. Meryem, çocuğuna işaret etti. Nasıl olur da dediler, beşikteki çocuk konuşur?
ALİ BULAÇ
29. Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: "Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?"
SÜLEYMAN ATEŞ
29. (Meryem), çocuğu gösterdi. Dediler ki: "Beşikteki çocukla nasıl konuşuruz?"
GÜLTEKİN ONAN
29. Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: "Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?"
SUAT YILDIRIM
29. Meryem, (bana değil, çocuğa sorun dercesine) çocuğu gösterdi: “Nasıl olur da, dediler, beşikteki bebekle konuşuruz?” (23,50)