TÜRKÇE OKUNUŞ |
28. vehüve-lleẕî yünezzilü-lgayŝe mim ba`di mâ ḳaneṭû veyenşüru raḥmeteh. vehüve-lveliyyü-lḥamîd.
|
|
DİYANET VAKFI |
28. O, (insanlar) umutlarını kestikten sonra, yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O, hakiki dosttur, övülmeye layık olandır.
|
|
DİYANET İŞLERİ |
28. Umutsuzluğa düşmelerinin ardından yağmuru indiren, rahmetini yayan O'dur. O, övülmeğe layık olan dosttur.
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
28. İnsanlar ümitlerini kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini her tarafa yayan O'dur. Övülmeye layık olan gerçek dost O'dur.
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
28. Ve öyle bir mabuttur ki onlar, tamamıyla ümitsizliğe düşerler de ondan sonra yağmur yağdırır ve rahmetini yayar ve odur onların işlerini tedbir ve tasarruf eden ve hamde layık olan.
|
|
ALİ BULAÇ |
28. O'dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip-yayar. O, Veli'dir, Hamid'dir.
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
28. O'dur ki (kulları) umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir, rahmetini yayar. O velidir, övülmüştür.
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
28. O'dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip-yayar. O, Velidir, Hamiddir.
|
|
SUAT YILDIRIM |
28. O'dur ki insanlar artık ümitlerini kestikten sonra yağmur indirir, rahmetini her tarafa yayar. O, gerçek dost ve hâmidir, bütün övgülere ve hamdlere lâyıktır.
|
|