TÜRKÇE OKUNUŞ |
27. felemmâ raevhü zülfeten sîet vucûhü-lleẕîne keferû veḳîle hâẕe-lleẕî küntüm bihî tedde`ûn.
|
|
DİYANET VAKFI |
27. Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir.
|
|
DİYANET İŞLERİ |
27. Azabı yaklaşırken gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri çirkinleşip kararır; onlara: "Sizin arayıp durduğunuz işte budur" denir.
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
27. Onu yakın görünce inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: "İşte çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi.
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
27. Azabın yaklaştığını gördüler mi kafir olanların yüzleri kararır ve işte denir, bu, isteyip durduğunuz şey.
|
|
ALİ BULAÇ |
27. Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkar edenlerin yüzleri kötüleşip-karardı. Ve: "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir" denildi.
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
27. Onu yakın görünce inkar edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: "İşte çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi.
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
27. Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o küfredenlerin yüzleri kötüleşip-karardı. Ve: "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuı şeydir" denildi.
|
|
SUAT YILDIRIM |
27. Onu yanıbaşlarında buldukları zaman inkâr edenlerin kederden yüzleri mosmor kesilir. Kendilerine: “İşte sizin isteyip durduğunuz şey!” denilir.
|
|