KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
فَلَمَّا felemmā ne zaman ki  
فَصَلَ feSale ayrıldığında ف ص ل
طَالُوتُ Tālūtu Talut  
بِالْجُنُودِ bil-cunūdi ordularla ج ن د
قَالَ ḳāle dedi ki ق و ل
إِنَّ inne şüphesiz  
اللَّهَ llahe Allah  
مُبْتَلِيكُمْ mubtelīkum sizi deneyecektir ب ل و
بِنَهَرٍ bineherin bir ırmakla ن ه ر
فَمَنْ femen kim  
شَرِبَ şeribe içerse ش ر ب
مِنْهُ minhu ondan  
فَلَيْسَ feleyse değildir ل ي س
مِنِّي minnī benden  
وَمَنْ ve men ve kim  
لَمْ lem  
يَطْعَمْهُ yeT’ǎmhu ondan tadmazsa ط ع م
فَإِنَّهُ feinnehu şüphesiz o  
مِنِّي minnī bendendir  
إِلَّا illā dışında  
مَنِ meni kimsenin  
اغْتَرَفَ ğterafe avuçlayan غ ر ف
غُرْفَةً ğurfeten bir avuç غ ر ف
بِيَدِهِ biyedihi eliyle ي د ي
فَشَرِبُوا feşeribū hepsi içtiler ش ر ب
مِنْهُ minhu ondan  
إِلَّا illā hariç  
قَلِيلًا ḳalīlen pek azı ق ل ل
مِنْهُمْ minhum içlerinden  
فَلَمَّا felemmā nihayet  
جَاوَزَهُ cāvezehu ırmağı geçince ج و ز
هُوَ huve o Talut  
وَالَّذِينَ velleƶīne ve kimseler  
امَنُوا āmenū iman eden ا م ن
مَعَهُ meǎhu beraberindekiler  
قَالُوا ḳālū dediler ق و ل
لَا  
طَاقَةَ Tāḳate gücümüz yok ط و ق
لَنَا lenā bizim  
الْيَوْمَ l-yevme bugün ي و م
بِجَالُوتَ bicālūte Calut’a  
وَجُنُودِهِ ve cunūdihi ve askerlerine karşı ج ن د
قَالَ ḳāle dedi ق و ل
الَّذِينَ elleƶīne kimseler  
يَظُنُّونَ yeZunnūne kanaat getiren ظ ن ن
أَنَّهُمْ ennehum elbette onların  
مُلَاقُو mulāḳū kavuşacaklarına ل ق ي
اللَّهِ llahi Allah’a  
كَمْ kem nice  
مِنْ min  
فِئَةٍ fietin topluluk ف ا ي
قَلِيلَةٍ ḳalīletin az olan ق ل ل
غَلَبَتْ ğalebet galib gelmiştir غ ل ب
فِئَةً fieten topluluğa ف ا ي
كَثِيرَةً keṧīraten çok olan ك ث ر
بِإِذْنِ biiƶni izniyle ا ذ ن
اللَّهِ llahi Allah’ın  
وَاللَّهُ vallahu Allah  
مَعَ meǎ beraberdir  
الصَّابِرِينَ S-Sābirīne sabredenlerle ص ب ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
249. felemmâ feṣale ṭâlûtü bilcünûdi ḳâle inne-llâhe mübtelîküm bineher. femen şeribe minhü feleyse minnî. vemel lem yaṭ`amhü feinnehû minnî illâ meni-gterafe gurfetem biyedih. feşeribû minhü illâ ḳalîlem minhüm. felemmâ câvezehû hüve velleẕîne âmenû me`ahû ḳâlû lâ ṭâḳate lene-lyevme bicâlûte vecünûdih. ḳâle-lleẕîne yeżunnûne ennehüm mülâḳu-llâhi kem min fietin ḳalîletin galebet fieten keŝîratem biiẕni-llâh. vellâhü me`a-ṣṣâbirîn.
DİYANET VAKFI
249. Talut askerlerle beraber (cihad için) ayrılınca: Biliniz ki Allah sizi bir ırmakla imtihan edecek. Kim ondan içerse benden değildir. Eliyle bir avuç içen müstesna kim ondan içmezse bendendir, dedi. İçlerinden pek azı müstesna hepsi ırmaktan içtiler. Talut ve iman edenler beraberce ırmağı geçince: Bugün bizim Calut'a ve askerlerine karşı koyacak hiç gücümüz yoktur, dediler. Allah'ın huzuruna varacaklarına inananlar: Nice az sayıda bir birlik Allah'ın izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir, dediler.
DİYANET İŞLERİ
249. Talut orduyla birlikte ayrıldıktan sonra, "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla deneyecektir, ondan içen benden değildir, onu tatmayan eliyle sadece bir avuç avuçlayan müstesna şüphesiz bendendir" dedi. Onlardan pek azı hariç, sudan içtiler. Kendisi ve kendisiyle olan inananlar ırmağı geçince, "Bugün Calut ve ordusuna karşı koyacak gücümüz yok" dediler. Kendilerinin Allah'a kavuşacağını bilenler ise: "Nice az topluluk çok topluluğa Allah'ın izniyle üstün gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir" dediler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
249. Talut, ordu ile hareket edince dedi ki: "Allah sizi mutlaka bir nehirle imtihan edecek. Kim ondan içerse, benden değildir. Kim de onu tatmazsa, işte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan başka (bu kadarına ruhsat vardır)." Derken içlerinden pek azı hariç, hepsi de varır varmaz ondan içtiler. Talut ve beraberindeki iman eden kimseler nehri geçtiklerinde. "Bizim bugün, Calut ile ordusuna karşı duracak gücümüz yok." dediler. Allah'a kavuşacaklarına inanıp, bilenler ise şu cevabı verdiler: "Nice az topluluklar, Allah'ın izniyle nice çok topluluklara galip gelmişlerdir. Allah, sabırlılarla beraberdir."
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
249. Talut, orduyla harekete geçince dedi ki: Allah sizi bir ırmakla sınayacak. Kim o ırmağın suyundan içerse benden değil, onu tatmayan benden. Yalnız eliyle bir avuç su alana söz yok. Irmağa gelince hemen hepsi içti, içlerinden pek azı içmedi. Talut ve onunla beraber bulunan inananlar, o ırmağı geçince, bizim bugün Calut'la ordusuna karşı duracak takatimiz yok dediler. Allah'a kavuşacaklarını umanlarsa nice azlık taife vardır ki dediler, Allah'ın izniyle çokluk taifeye üst olmuştur, Allah sabredenlerledir.
ALİ BULAÇ
249. Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki: "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Calut'a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Allah'a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir."
SÜLEYMAN ATEŞ
249. Talut, askerleri(ni) yürütüp (ordugahtan) çıkarınca dedi ki: "Allah sizi bir ırmakla deneyecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Ondan (kana kana) tadmayıp sadece eliyle bir avuç alan bendendir." İçlerinden pek azı hariç, hepsi ondan içtiler. Nihayet Talut ve kendisiyle beraber inananlar, ırmağı geçince: "Bugün Calut'a ve askerlerine karşı bizim gücümüz yok." dediler. Allah'a kavuşacaklarına kanaat getirenler ise: "Nice az bir topluluk var ki, Allah'ın izniyle çok topluluğa galib gelmiştir. Allah, sabredenlerle beraberdir." dediler.
GÜLTEKİN ONAN
249. Talut orduyla birlikte ayrıldığında (şöyle) dedi: "Doğrusu Tanrı sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tatmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber inananlarla (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Calut'a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Tanrı'ya kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Tanrı'nın izniyle galip gelmiştir. Tanrı sabredenlerle beraberdir."
SUAT YILDIRIM
249. Talut ordusunu harekete geçirip sefere çıkınca askerlerine şöyle dedi: “Allah sizi, bir ırmakla imtihan edecektir: İmdi onun suyundan içen benden sayılmayacak; Sadece avucuyla aldığı miktar muaf olmak üzere, Kim onun suyunu içmezse o da benden sayılacaktır.” Derken onların pek azı hariç, varır varmaz ondan içtiler. Talut ile yanındaki müminler ırmağı geçince O vakit beri yanda kalanlar “Bugün bizim Câlut ve ordusuna karşı duracak takatimiz yoktur” dediler. Ölümden sonra diriltilip Allah'ın huzuruna çıkacaklarını bilenler ise şöyle dediler:“Nice küçük topluluklar vardır ki, Allah’ın izniyle, büyük cemaatlere galip gelmiştir. Doğrusu Allah sabredenlerle beraberdir.” (KM, Hakimler 7,4-7)