KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
لَا yoktur  
جُنَاحَ cunāHa bir günah ج ن ح
عَلَيْكُمْ ǎleykum size  
إِنْ in eğer  
طَلَّقْتُمُ Talleḳtumu boşarsınız ط ل ق
النِّسَاءَ n-nisāe kadınları ن س و
مَا  
لَمْ lem  
تَمَسُّوهُنَّ temessūhunne henüz dokunmadan م س س
أَوْ ev ya da  
تَفْرِضُوا tefriDū belirlemeden ف ر ض
لَهُنَّ lehunne onlara  
فَرِيضَةً ferīDeten mehirlerini ف ر ض
وَمَتِّعُوهُنَّ ve mettiǔhunne ve onları faydalandırsın م ت ع
عَلَى ǎlā  
الْمُوسِعِ l-mūsiǐ eli geniş olan و س ع
قَدَرُهُ ḳaderuhu kendi gücü nisbetinde ق د ر
وَعَلَى ve ǎlā  
الْمُقْتِرِ l-muḳtiri eli dar olan da ق ت ر
قَدَرُهُ ḳaderuhu kendi gücü nisbetinde ق د ر
مَتَاعًا metāǎn bir geçimlikle م ت ع
بِالْمَعْرُوفِ bil-meǎ’rūfi güzel ع ر ف
حَقًّا Haḳḳan bu bir borçtur ح ق ق
عَلَى ǎlā üzerine  
الْمُحْسِنِينَ l-muHsinīne iyilik edenlerin ح س ن
TÜRKÇE OKUNUŞ
236. lâ cünâḥa `aleyküm in ṭallaḳtümü-nnisâe mâ lem temessûhünne ev tefriḍû lehünne ferîḍah. vemetti`ûhünn. `ale-lmûsi`i ḳaderuhû ve`ale-lmuḳtiri ḳaderuhü. metâ`am bilma`rûf. ḥaḳḳan `ale-lmuḥsinîn.
DİYANET VAKFI
236. Nikahtan sonra henüz dokunmadan veya onlar için belli bir mehir tayin etmeden kadınları boşarsanız bunda size mehir zorunluğu yoktur. Bu durumda onlara müt'a (hediye cinsinden bir şeyler) verin. Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir. Münasip bir müt'a vermek iyiler için bir borçtur.
DİYANET İŞLERİ
236. Kadınlara el sürmeden ve mehirlerini biçmeden onları boşarsanız size sorumluluk yoktur. Onları zengin kendi çapına, fakir kendi çapına uygun bir şekilde faydalandırın. Bu iyi davrananların şanına yakışır bir borçtur.
ELMALILI HAMDI YAZIR
236. Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız (bunda) size bir vebal yoktur. Şu kadar ki onlara (mal verip) faydalandırın. Eli geniş olan hâline göre, eli dar olan da haline göre ve güzellikle faydalandırmalıdır. Bu, iyilik yapanlar üzerine bir borçtur.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
236. Kadınları, onlara dokunmadan, yahut nikah parası kesişmeden boşadınızsa beis yok. Ama onları da faydalandırın. Gücü yeten, gücü yettiği kadar, kudreti olmayan da kendi miktarınca ve örfe uygun olarak bir şey versin. Bu, ihsan sahiplerine bir borçtur.
ALİ BULAÇ
236. Kendilerine el sürmediğiniz, mehirlerini tespit etmediğiniz kadınları boşamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Onları yararlandırın, zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında, maruf (meşru ve örfe uygun) bir şekilde yararlandırsın. (Bu,) iyilik edenler üzerinde bir haktır.
SÜLEYMAN ATEŞ
236. Henüz dokunmadan, ya da mehir kesmeden kadınları boşarsınız size bir günah yoktur. Ancak onları faydalandırın (bir miktar bir şey verin). Eli geniş olan, kendi gücü nisbetinde, eli dar olan da kendi kaderince güzel bir şekilde faydalandırmalı(herkesgücü ölçüsünde bir şey vermeli)dir. Bu, iyilik edenlerin üzerine bir borçtur.
GÜLTEKİN ONAN
236. Kendilerine el sürmediğiniz, mehirlerini tesbit etmediğiniz kadınları boşamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Onları yararlandırın; zengin olan kendi gücü oranında, maruf bir şekilde yararlandırsın. (Bu) iyilik edenler üzerinde bir haktır.
SUAT YILDIRIM
236. Henüz kendilerine dokunmadan veya mehir belirlemeden kadınları boşamanızda size günah yoktur. Zengin kudretince, eli dar olan, kendi halince olmak üzere onlara münasip tarzda müt'a versin. İyiliği şiar edinenlere, bunu yapmak bir borçtur.