KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَكَذَٰلِكَ ve keƶālike ve işte böyle  
مَا  
أَرْسَلْنَا erselnā göndermedik ر س ل
مِنْ min  
قَبْلِكَ ḳablike senden önce ق ب ل
فِي herhangi  
قَرْيَةٍ ḳaryetin bir kente ق ر ي
مِنْ min hiçbir  
نَذِيرٍ neƶīrin uyarıcı ن ذ ر
إِلَّا illā dışında  
قَالَ ḳāle diyenlerden ق و ل
مُتْرَفُوهَا mutrafūhā oranın zenginleri ت ر ف
إِنَّا innā elbette biz  
وَجَدْنَا vecednā bulduk و ج د
ابَاءَنَا ābāenā babalarımızı ا ب و
عَلَىٰ ǎlā üzerinde  
أُمَّةٍ ummetin bir din ا م م
وَإِنَّا ve innā ve biz de  
عَلَىٰ ǎlā  
اثَارِهِمْ āṧārihim onların izlerine ا ث ر
مُقْتَدُونَ muḳtedūne uyarız ق د و
TÜRKÇE OKUNUŞ
23. vekeẕâlike mâ erselnâ min ḳablike fî ḳaryetim min neẕîrin illâ ḳâle mütrafûhâ innâ vecednâ âbâenâ `alâ ümmetiv veinnâ `alâ âŝârihim muḳtedûn.
DİYANET VAKFI
23. Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.
DİYANET İŞLERİ
23. Senden önce, herhangi bir şehre gönderdiğimiz uyarıcıya, şımarık varlıklıları sadece: "Doğrusu babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerini izlemekteyiz" dediler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
23. Ey Muhammed! Yine böyle biz senden önce de hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek, mutlaka oranın şımarık varlıklı kimseleri: "Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız." dediler.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
23. Ve böylece senden önce de hiçbir şehre bir korkutucu göndermedik ki o şehrin, halivakti yerinde olanları, şüphe yok ki biz, atalarımızı bir dine, bir inanca sahip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izine uyduk demesinler.
ALİ BULAÇ
23. İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri' (şöyle) demişlerdir: "Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz."
SÜLEYMAN ATEŞ
23. İşte böyle, senden önce de hangi kente uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıklıları: "Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız." dediler.
GÜLTEKİN ONAN
23. İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri' (şöyle) demişlerdir: "Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz."
SUAT YILDIRIM
23. İşte böylece senden önce, uyarıcı bir resul gönderdiğimiz hiçbir şehir yoktur ki oraların varlıklı kişileri:“Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerine uyduk!” demiş olmasınlar. (11,38; 17,16)