KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَلَا ve lā ve  
تَنْفَعُ tenfeǔ fayda vermez ن ف ع
الشَّفَاعَةُ ş-şefāǎtu şefa’ati ش ف ع
عِنْدَهُ ǐndehu O’nun huzurunda ع ن د
إِلَّا illā başkasının  
لِمَنْ limen kimselerden  
أَذِنَ eƶine izin verdiği ا ذ ن
لَهُ lehu O’nun  
حَتَّىٰ Hattā nihayet  
إِذَا iƶā ne zaman ki  
فُزِّعَ fuzziǎ korku giderildi ف ز ع
عَنْ ǎn -nden  
قُلُوبِهِمْ ḳulūbihim onların yürekleri- ق ل ب
قَالُوا ḳālū derler ki ق و ل
مَاذَا māƶā ne?  
قَالَ ḳāle buyurdu ق و ل
رَبُّكُمْ rabbukum Rabbiniz ر ب ب
قَالُوا ḳālū derler ق و ل
الْحَقَّ l-Haḳḳa hakkı ح ق ق
وَهُوَ ve huve ve O  
الْعَلِيُّ l-ǎliyyu yücedir ع ل و
الْكَبِيرُ l-kebīru büyüktür ك ب ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
23. velâ tenfe`u-şşefâ`atü `indehû illâ limen eẕine leh. ḥattâ iẕâ füzzi`a `an ḳulûbihim ḳâlû mâẕâ ḳâle rabbüküm. ḳâlü-lḥaḳḳ. vehüve-l`aliyyü-lkebîr.
DİYANET VAKFI
23. Allah'ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez. Nihayet onların yüreklerinden korku giderilince: Rabbiniz ne buyurdu? derler. Onlar da: Hak olanı buyurdu, derler. O, yücedir, büyüktür.
DİYANET İŞLERİ
23. Allah'ın katında, kendisine izin verilenden başka kimse şefaat edemez. Sonunda, gönüllerindeki korku giderilince birbirlerine "Rabbiniz ne söyledi?" diye sorarlar; "Hak söyledi" derler. O, yücedir, büyüktür.
ELMALILI HAMDI YAZIR
23. Allah'ın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki müstesna. Nihayet kalblerinden dehşet giderildiği zaman "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. (Şefaat sahipleri de): "Hakkı söyledi" derler. O, her şeyden yüksek ve büyüktür.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
23. Katında, izin vermediğinin şefaati kabul edilmez; sonunda, yüreklerindeki korku giderilince Rabbiniz ne dedi derler, onlar da derler ki: Gerçek söz dedi ve odur pek yüce ve pek büyük.
ALİ BULAÇ
23. O'nun Katında izin verdiğinin dışında (hiç kimsenin) şefaati yarar sağlamaz. En sonunda kalplerinden korku giderilince (birbirlerine:) "Rabbiniz ne buyurdu?" derler, "Hak olanı" derler. O, çok Yücedir, çok büyüktür.
SÜLEYMAN ATEŞ
23. O'nun huzurunda, O'nun izin verdiği kimselerden başkasının şefa'ati fayda vermez. Nihayet onların yüreklerinden korku giderilince (birbirlerine): "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. "Hakkı (buyurdu)" derler. O, yücedir, büyüktür.
GÜLTEKİN ONAN
23. O'nun katında izin verdiğinin dışında (hiç kimsenin) şefaati yarar sağlamaz. En sonunda kalplerinden korku giderilince (birbirlerine:) "Rabbiniz ne buyurdu?" derler, "Hak olanı" derler. O, çok yücedir, çok büyüktür.
SUAT YILDIRIM
23. Allah'ın huzurunda, O’nun izin verdiğinden başkasının şefaati fayda vermez. Nihayet o kıyamet saati dehşetinden duydukları korku gelince: O dirilenler birbirlerine “Rabbimiz neye hükmetti?” diye sorarlar.Ötekiler: “Hak ve adalet neyi gerektiriyorsa o hükmü verdi.” derler. “O, yüceler Yücesi, büyükler Büyüğüdür.” (2,255; 53,26; 21,28)