KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
لَا  
تَجِدُ tecidu bulamazsın و ج د
قَوْمًا ḳavmen bir milletin ق و م
يُؤْمِنُونَ yuminūne inanan ا م ن
بِاللَّهِ billahi Allah’a  
وَالْيَوْمِ velyevmi ve gününe ي و م
الْاخِرِ l-āḣiri ahiret ا خ ر
يُوَادُّونَ yuvāddūne dostluk eder و د د
مَنْ men olanlarla  
حَادَّ Hādde düşman ح د د
اللَّهَ llahe Allah’a  
وَرَسُولَهُ ve rasūlehu ve Elçisine ر س ل
وَلَوْ velev şayet  
كَانُوا kānū olsa bile ك و ن
ابَاءَهُمْ ābāehum babaları ا ب و
أَوْ ev yahut  
أَبْنَاءَهُمْ ebnāehum oğulları ب ن ي
أَوْ ev yahut  
إِخْوَانَهُمْ iḣvānehum kardeşleri ا خ و
أَوْ ev yahut  
عَشِيرَتَهُمْ ǎşīratehum akrabaları ع ش ر
أُولَٰئِكَ ulāike işte  
كَتَبَ ketebe yazmıştır ك ت ب
فِي  
قُلُوبِهِمُ ḳulūbihimu onların kalblerine ق ل ب
الْإِيمَانَ l-īmāne iman ا م ن
وَأَيَّدَهُمْ ve eyyedehum ve onları desteklemiştir ا ي د
بِرُوحٍ birūHin bir ruh ile ر و ح
مِنْهُ minhu kendinden  
وَيُدْخِلُهُمْ ve yudḣiluhum ve onları sokacaktır د خ ل
جَنَّاتٍ cennātin cennetlere ج ن ن
تَجْرِي tecrī akan ج ر ي
مِنْ min  
تَحْتِهَا teHtihā altlarından ت ح ت
الْأَنْهَارُ l-enhāru ırmaklar ن ه ر
خَالِدِينَ ḣālidīne ebedi kalacaklardır خ ل د
فِيهَا fīhā orada  
رَضِيَ raDiye razı olmuştur ر ض و
اللَّهُ llahu Allah  
عَنْهُمْ ǎnhum onlardan  
وَرَضُوا ve raDū onlar da razı olmuşlardır ر ض و
عَنْهُ ǎnhu O’ndan  
أُولَٰئِكَ ulāike işte onlar  
حِزْبُ Hizbu hizbidir ح ز ب
اللَّهِ llahi Allah’ın  
أَلَا elā dikkat edin  
إِنَّ inne muhakkak ki  
حِزْبَ Hizbe hizbidir ح ز ب
اللَّهِ llahi Allah’ın  
هُمُ humu onlar  
الْمُفْلِحُونَ l-mufliHūne başarıya ulaşacak olanlardır ف ل ح
TÜRKÇE OKUNUŞ
22. lâ tecidü ḳavmey yü'minûne billâhi velyevmi-l'âḫiri yüvâddûne men ḥâdde-llâhe verasûlehû velev kânû âbâehüm ev ebnâehüm ev iḫvânehüm ev `aşîratehüm. ülâike ketebe fî ḳulûbihimü-l'îmâne veeyyedehüm birûḥim minh. veyüdḫilühüm cennâtin tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ. raḍiye-llâhü `anhüm veraḍû `anh. ülâike ḥizbü-llâh. elâ inne ḥizbe-llâhi hümü-lmüfliḥûn.
DİYANET VAKFI
22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah'ın tarafında olanlardır.
DİYANET İŞLERİ
22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları veya oğulları veya kardeşleri ya da akrabaları olsa bile Allah'a ve Peygamberine karşı gelenlere, sevgi beslediklerini görmezsin. İşte Allah, imanı bunların kalblerine yazmış, katından bir nur ile onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyar. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuştur. İşte bunlar, Allah'tan yana olanlardır. İyi bilin ki, saadete erecek olanlar, Allah'tan yana olanlardır.
ELMALILI HAMDI YAZIR
22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir topluluğu, Allah'ın ve Peygamberinin sınırlarına aykırı hareket edip onlara karşı gelen birisini sever bulamazsın ve isterse onlar, babaları, yahut oğulları, yahut kardeşleri, yahut da aşiretlerinden olsun; onlar, öyle kişilerdir ki Allah, gönüllerine iman nasip ve mukadder etmiştir ve onları, kendinden bir ruhla, imanla kuvvetlendirmiştir ve onları, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada ebedi olarak kalırlar; razı olmuştur Allah onlardan ve razı olmuşlardır onlar da ondan; onlardır Allah fırkası; bilin ki şüphe yok, Allah fırkası, kurtulanların, muradına erenlerin ta kendisidir.
ALİ BULAÇ
22. Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir kavim (topluluk) bulamazsın ki, Allah'a ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları Kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta kendileridir.
SÜLEYMAN ATEŞ
22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Elçisine düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsin. Allah onların kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile (kalb nuru veya Kur'an ile) desteklemiştir. Onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi(partisi)dir. Muhakkak ki başarıya ulaşacak olanlar, Allah'ı hizbidir.
GÜLTEKİN ONAN
22. Tanrı'ya ve ahiret gününe inanan hiç bir kavim bulamazsın ki, Tanrı'ya ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Tanrı) kalplerine inancı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda süresiz olarak kalacaklardır. Tanrı, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Tanrı'nın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Tanrı'nın fırkası olanlar, felah [umutlarını gerçekleştirip kurtuluş] bulanların ta kendileridir.
SUAT YILDIRIM
22. Allah'a ve âhiret gününe iman eden hiçbir milletin, Allah’ın ve Resulünün karşısına çıkan kimseleri, isterse o kimseler babaları, evlatları, kardeşleri ve sülaleleri olsun, sevip dost edindiklerini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı nakşetmiş ve Kendi tarafından bir ruhla onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, hem de ebedî kalmak üzere yerleştirecektir. Allah onlardan, onlar da O’ndan razıdırlar. İşte onlar Allahın tarafında olanlardır. Ve iyi bilin ki, felaha erenler, Allah’ın tarafında yer alanlar olacaklardır. (3,28; 9,24)