KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
مَا  
كَانَ kāne değildir ك و ن
اللَّهُ llahu Allah  
لِيَذَرَ liyeƶera bırakacak و ذ ر
الْمُؤْمِنِينَ l-muminīne mü’minleri ا م ن
عَلَىٰ ǎlā şu üzerinde  
مَا bulunduğunuz  
أَنْتُمْ entum sizin  
عَلَيْهِ ǎleyhi hal üzere  
حَتَّىٰ Hattā kadar  
يَمِيزَ yemīze ayırıncaya م ي ز
الْخَبِيثَ l-ḣabīṧe pis olanı خ ب ث
مِنَ mine -den  
الطَّيِّبِ T-Tayyibi temiz- ط ي ب
وَمَا ve mā  
كَانَ kāne ve değildir ك و ن
اللَّهُ llahu Allah  
لِيُطْلِعَكُمْ liyuTliǎkum sizi vâkıf kılacak ط ل ع
عَلَى ǎlā üzerine  
الْغَيْبِ l-ğaybi gayb غ ي ب
وَلَٰكِنَّ velākinne fakat  
اللَّهَ llahe Allah  
يَجْتَبِي yectebī seçer ج ب ي
مِنْ min -nden  
رُسُلِهِ rusulihi elçileri- ر س ل
مَنْ men kimi  
يَشَاءُ yeşāu diliyorsa ش ي ا
فَامِنُوا fe āminū o halde inanın ا م ن
بِاللَّهِ billahi Allah’a  
وَرُسُلِهِ ve rusulihi ve elçilerine ر س ل
وَإِنْ ve in eğer  
تُؤْمِنُوا tuminū inanır ا م ن
وَتَتَّقُوا ve tetteḳū ve korunursanız و ق ي
فَلَكُمْ felekum sizin için vardır  
أَجْرٌ ecrun bir mükafat ا ج ر
عَظِيمٌ ǎZīmun büyük ع ظ م
TÜRKÇE OKUNUŞ
179. mâ kâne-llâhü liyeẕera-lmü'minîne `alâ mâ entüm `aleyhi ḥattâ yemîze-lḫabîŝe mine-ṭṭayyib. vemâ kâne-llâhü liyuṭli`aküm `ale-lgaybi velâkinne-llâhe yectebî mir rusülihî mey yeşâü feâminû billâhi verusülih. vein tü'minû vetetteḳû feleküm ecrun `ażîm.
DİYANET VAKFI
179. Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Bununla beraber Allah, size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırdeder. O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takva sahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır.
DİYANET İŞLERİ
179. Allah inananları sizin durumunuzda bırakacak değildir, temizi pisten ayıracaktır. Allah size gaybı bildirecek değildir; fakat Allah peygamberlerinden dilediğini seçip, ona gaybı bildirir. Artık Allah'a ve peygamberlerine inanın; inanır ve sakınırsanız size büyük ecir vardır.
ELMALILI HAMDI YAZIR
179. Allah, müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir, pisi temizden ayıracaktır. Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçip (gaybı bildirir). O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız, sizin için büyük bir mükafat vardır.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
179. Allah, inananları, şu bulunduğunuz halde bırakmayacak, sonucu, pisi temizden mutlaka ayırt edecek. Ve Allah size gaybı da bildirecek değil, fakat peygamberlerinden dilediğini seçer, gaybı bildirir ona. İnanır ve sakınırsanız hiç şüphe yok ki size büyük bir ecir var.
ALİ BULAÇ
179. Allah, murdar olanı, temiz olandan ayırt edinceye kadar mü'minleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah sizi gayb üzerine muttali kılacak değildir. Ama Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Allah'a ve elçisine iman edin. Eğer iman eder ve sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır.
SÜLEYMAN ATEŞ
179. Allah mü'minleri, (şu) üzerinde bulunduğunuz halde bırakacak değildir, temizi pisten ayıracaktır. Ve Allah sizi gaybe vakıf kılacak değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini seçer (onu gaybe vakıf kılar). O halde Allah'a ve elçilerine inanın; eğer inanır ve (günahlardan) korunursanız sizin için büyük mükafat vardır.
GÜLTEKİN ONAN
179. Tanrı, murdar olanı, temiz olandan ayırd edinceye kadar inançlıları, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Tanrı sizi gayb üzerine muttali kılacak değildir. Ama Tanrı, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Tanrı'ya ve elçisine inanın. Eğer inanır ve sakınırsanız sizin için büyük bir ecir vardır.
SUAT YILDIRIM
179. Allah müminleri içinde bulunduğunuz şu halde bırakacak değildir. Sonunda temiz ile murdarı ayıracaktır. Allah sizin hepinizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, resullerinden dilediğini seçer (onu gayba vakıf kılar). O halde Allah'a ve resullerine iman edin. Eğer iman eder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız size büyük mükâfat vardır. (72,26-27)