TÜRKÇE OKUNUŞ |
160. ille-lleẕîne tâbû veaṣleḥû vebeyyenû feülâike etûbü `aleyhim. veene-ttevvâbü-rraḥîm.
|
|
DİYANET VAKFI |
160. Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.
|
|
DİYANET İŞLERİ |
160. İndirdiğimiz belgeleri ve doğru yolu Kitab'da insanlara açıkladıktan sonra, gizleyen kimseler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem lanetçiler lanet eder, ancak tevbe edenler, ıslah olanlar ve gerçeği ortaya koyanlar müstesna; işte onların tevbesini kabul ederim. Ben, tevbeleri daima kabul ve merhamet edenim.
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
160. Ancak tevbe edip halini düzelterek gerçeği söyleyenler başka. İşte onları ben bağışlarım. Ben çok merhamet ediciyim, tevbeleri çokça kabul ederim.
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
160. Ancak içlerinden tövbe edenler, hallerini düzeltenler ve doğruyu söyleyenler müstesna. Onların tövbesini kabul ederim. Ben tövbeleri kabul eden rahimim.
|
|
ALİ BULAÇ |
160. Ancak tevbe edenler, (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim.
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
160. Ancak tevbe edip uslananlar ve (gerçeği) açıklayanlar başka. Onları bağışlarım. Çünkü ben tevbeyi çok kabul edenim, çok esirgeyenim.
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
160. Ancak, tevbe edip (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (kitabı / indirileni) açıklayanlar hariç; onların tevbesini kabul ederim. Ben tevbeleri kabul edenim, Rahim'im.
|
|
SUAT YILDIRIM |
160. Ancak onlardan tövbe edip hallerini düzelten ve gerçekleri açıklayanlara gelince: Ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli olan Ben'im.
|
|