KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَمِنْهُمْ ve minhum ve onlardan  
مَنْ men kimisi  
يَسْتَمِعُ yestemiǔ seni dinler س م ع
إِلَيْكَ ileyke gelip  
حَتَّىٰ Hattā nihayet  
إِذَا iƶā zaman  
خَرَجُوا ḣaracū çıktıkları خ ر ج
مِنْ min -dan  
عِنْدِكَ ǐndike senin yanın- ع ن د
قَالُوا ḳālū derler ق و ل
لِلَّذِينَ lilleƶīne olanlara  
أُوتُوا ūtū verilmiş ا ت ي
الْعِلْمَ l-ǐlme bilgi ع ل م
مَاذَا māƶā ne?  
قَالَ ḳāle söyledi ق و ل
انِفًا ānifen az önce ا ن ف
أُولَٰئِكَ ulāike onlar  
الَّذِينَ elleƶīne kimselerdir  
طَبَعَ Tabeǎ mühürlediği ط ب ع
اللَّهُ llahu Allah’ın  
عَلَىٰ ǎlā üzerini  
قُلُوبِهِمْ ḳulūbihim kalbleri ق ل ب
وَاتَّبَعُوا vettebeǔ ve ardına düşmüş ت ب ع
أَهْوَاءَهُمْ ehvāehum keyiflerinin ه و ي
TÜRKÇE OKUNUŞ
16. veminhüm mey yestemi`u ileyk. ḥattâ iẕâ ḫaracû min `indike ḳâlû lilleẕîne ûtü-l`ilme mâẕâ ḳâle ânifâ. ülâike-lleẕîne ṭabe`a-llâhü `alâ ḳulûbihim vettebe`û ehvâehüm.
DİYANET VAKFI
16. Onların arasında, seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah'ın kalplerini mühürlediği, heva ve heveslerine uyan kimselerdir.
DİYANET İŞLERİ
16. Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca, bilgili kimselere "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. İşte bunlar, Allah'ın kalblerini mühürlemiş olduğu, kendi heveslerine uyan kimselerdir.
ELMALILI HAMDI YAZIR
16. Ey Muhammed! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla: "O demin ne söyledi?" diye sorarlar. İşte onlar Allah'ın kalplerini mühürlediği kimselerdir. Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
16. Ve onlardan seni dinleyenler de var, sonunda yanından çıkınca kendilerine bilgi verilenlere, demin ne söylüyordu o derler; öyle kişilerdir onlar ki Allah, gönüllerini mühürlemiştir onların; onlar, kendi havalarına, dileklerine uymaktadır.
ALİ BULAÇ
16. Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp-gittikleri zaman, ilim verilenlere derler ki: "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Allah, onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır.
SÜLEYMAN ATEŞ
16. Onlardan kimi de gelip seni dinler. Fakat senin yanından çıktıkları zaman kendilerine bilgi verilmiş olanlara: "Demin ne söyledi?" derler. Onlar Allah'ın kalblerini mühürlediği, keyiflerinin ardına düşmüş kimselerdir.
GÜLTEKİN ONAN
16. Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp-gittikleri zaman ilim verilenlere derler ki: "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Tanrı, onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi hevalarına uymuşlardır.
SUAT YILDIRIM
16. Onlardan seni dinlemeye gelen de vardır. Ama ne zaman ki senin yanından çıkarlar, o vakit sana kulak verip meseleleri öğrenenlere:“Sahi, az önce o, neler söylüyordu?” diye sorarlar.İşte Allah onların kalplerini mühürlemiş ve onlar da hevalarına uymuşlardır.