KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَإِذَا ve iƶā ve zaman  
أَرَدْنَا eradnā biz istediğimiz ر و د
أَنْ en  
نُهْلِكَ nuhlike helak etmek ه ل ك
قَرْيَةً ḳaryeten bir kenti ق ر ي
أَمَرْنَا emernā emrederiz ا م ر
مُتْرَفِيهَا mutrafīhā onun varlıklılarına ت ر ف
فَفَسَقُوا fefeseḳū kötü işler yaparlar ف س ق
فِيهَا fīhā orada  
فَحَقَّ feHaḳḳa böylece gerekli olur ح ق ق
عَلَيْهَا ǎleyhā onlara  
الْقَوْلُ l-ḳavlu azab kararı ق و ل
فَدَمَّرْنَاهَا fe demmernāhā biz de orayı yıkarız د م ر
تَدْمِيرًا tedmīran darmadağın د م ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
16. veiẕâ eradnâ en nühlike ḳaryeten emernâ mütrafîhâ fefeseḳû fîhâ feḥaḳḳa `aleyhe-lḳavlü fedemmernâhâ tedmîrâ.
DİYANET VAKFI
16. Bir ülkeyi helak etmek istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helake müstahak olur; biz de orayı darmadağın ederiz.
DİYANET İŞLERİ
16. Bir şehri yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklarına yola gelmelerini emrederiz, ama onlar yoldan çıkarlar. Artık o şehir yok olmayı hakeder. Biz de onu yerle bir ederiz.
ELMALILI HAMDI YAZIR
16. Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece, o ülke helaka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
16. Bir şehri helak etmek istersek ileri gelenlerine emrimizi tebliğ ederiz, buyruktan çıkar, orada isyana koyulurlar da azabı hak ederler, biz de onları tamamıyla helak eder, orasını yerle yeksan ederiz.
ALİ BULAÇ
16. Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun 'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz.
SÜLEYMAN ATEŞ
16. Biz bir kenti helak etmek istediğimiz zaman onun varlıklılarına emrederiz, orada kötü işler yaparlar, böylece o ülkeye (azab) karar(ı) gerekli olur, biz de orayı darmadağın ederiz.
GÜLTEKİN ONAN
16. Biz bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun 'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' buyururuz, böylelikle onlar onda fasıklıklık yaparlar / fısk-çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da onu kökünden darmadağın ederiz.
SUAT YILDIRIM
16. Herhangi bir beldeyi imha etmek istediğimizde oranın lüks içinde yaşayan şımarıklarına iyilikleri emrederiz.Buna rağmen onlar dinlemez, fısk-u fücura devam ederler. Bu sebeple, orası hakkında cezalandırma hükmü kesinleşir. Biz de orayı yerle bir ederiz. {KM, İşaya 6,9-13; Hezekiel 18. bölüm}