KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
فَبِمَا febimā sebebiyle  
رَحْمَةٍ raHmetin rahmeti ر ح م
مِنَ mine  
اللَّهِ llahi Allah’ın  
لِنْتَ linte sen yumuşak davrandın ل ي ن
لَهُمْ lehum onlara  
وَلَوْ velev eğer  
كُنْتَ kunte olsaydın ك و ن
فَظًّا feZZen kaba ف ظ ظ
غَلِيظَ ğalīZe katı غ ل ظ
الْقَلْبِ l-ḳalbi yürekli ق ل ب
لَانْفَضُّوا lānfeDDū dağılır, giderlerdi ف ض ض
مِنْ min  
حَوْلِكَ Havlike çevrenden ح و ل
فَاعْفُ feǎ’fu öyleyse affet ع ف و
عَنْهُمْ ǎnhum onları  
وَاسْتَغْفِرْ vesteğfir ve mağfiret dile غ ف ر
لَهُمْ lehum onlar için  
وَشَاوِرْهُمْ ve şāvirhum ve onlara danış ش و ر
فِي  
الْأَمْرِ l-emri işini ا م ر
فَإِذَا feiƶā zaman  
عَزَمْتَ ǎzemte karar verdiğin ع ز م
فَتَوَكَّلْ fetevekkel dayan و ك ل
عَلَى ǎlā  
اللَّهِ llahi Allah’a  
إِنَّ inne elbette  
اللَّهَ llahe Allah  
يُحِبُّ yuHibbu sever ح ب ب
الْمُتَوَكِّلِينَ l-mutevekkilīne kendine dayanıp güvenenleri و ك ل
TÜRKÇE OKUNUŞ
159. febimâ raḥmetim mine-llâhi linte lehüm. velev künte feżżan galîża-lḳalbi lenfeḍḍû min ḥavlik. fa`fü `anhüm vestagfir lehüm veşâvirhüm fi-l'emr. feiẕâ `azemte fetevekkel `ale-llâh. inne-llâhe yüḥibbü-lmütevekkilîn.
DİYANET VAKFI
159. O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.
DİYANET İŞLERİ
159. Allah'ın rahmetinden dolayı, sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalbli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onlara mağfiret dile, iş hakkında onlara danış, fakat karar verdin mi Allah'a güven, doğrusu Allah güvenenleri sever.
ELMALILI HAMDI YAZIR
159. Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah'dan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah'a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
159. Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın, yoksa kaba ve katı yürekli olsaydın mutlaka yanından ayrılıp giderlerdi. Bağışla onları, yarlıganmalarını dile onların, iş hususunda danış onlarla. Fakat işe girişmeyi de kurdun mu dayan Allah'a. Şüphe yok ki Allah, dayananları sever.
ALİ BULAÇ
159. Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.
SÜLEYMAN ATEŞ
159. Allah'ın rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, çevrenden dağılır, giderlerdi. Öyleyse onlar(ın kusurların)dan geç, onlar için mağfiret dile. İşini onlara danış, karar verince de Allah'a dayan; çünkü Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.
GÜLTEKİN ONAN
159. Tanrı'dan bir rahmet dolayısıyla onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve buyruk konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Tanrı'ya tevekkül et. Şüphesiz Tanrı, tevekkül edenleri sever.
SUAT YILDIRIM
159. İnsanlara yumuşak davranman da Allah'ın merhametinin eseridir. Eğer katı yürekli, kaba biri olsaydın, insanlar senin etrafından dağılıverirlerdi. Öyleyse onların kusurlarını affet, onlar için mağfiret dile, ve işleri onlarla müşavere et! Bir kere de azmettin mi, yalnız Allah’a tevekkül et! Allah muhakkak ki Kendisine dayanıp güvenenleri sever. (9,128)