KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
قُلْ ḳul de ki ق و ل
لَا  
أَجِدُ ecidu bulamıyorum و ج د
فِي  
مَا şeyde  
أُوحِيَ ūHiye vahyolunan و ح ي
إِلَيَّ ileyye bana  
مُحَرَّمًا muHarramen bir haramlık ح ر م
عَلَىٰ ǎlā üzerine  
طَاعِمٍ Tāǐmin yemek ط ع م
يَطْعَمُهُ yeT’ǎmuhu yiyen kimse ط ع م
إِلَّا illā ancak hariçtir  
أَنْ en  
يَكُونَ yekūne olması ك و ن
مَيْتَةً meyteten leş م و ت
أَوْ ev yahut  
دَمًا demen kan د م و
مَسْفُوحًا mesfūHen akıtılmış س ف ح
أَوْ ev yahut  
لَحْمَ leHme eti ل ح م
خِنْزِيرٍ ḣinzīrin domuz خ ن ز ر
فَإِنَّهُ feinnehu -ki şüphesiz  
رِجْسٌ ricsun pistir ر ج س
أَوْ ev ya da  
فِسْقًا fisḳan bir fısk ف س ق
أُهِلَّ uhille boğazlanmış ه ل ل
لِغَيْرِ liğayri başkası adına غ ي ر
اللَّهِ llahi Allah’tan  
بِهِ bihi onun  
فَمَنِ femeni ama kim  
اضْطُرَّ DTurra çaresiz kalırsa yiyebilir ض ر ر
غَيْرَ ğayra غ ي ر
بَاغٍ bāğin saldırmaksızın ب غ ي
وَلَا ve lā ve  
عَادٍ ǎādin sınırı aşmaksızın ع د و
فَإِنَّ feinne çünkü  
رَبَّكَ rabbeke Rabbin ر ب ب
غَفُورٌ ğafūrun bağışlayandır غ ف ر
رَحِيمٌ raHīmun esirgeyendir ر ح م
TÜRKÇE OKUNUŞ
145. ḳul lâ ecidü fî mâ ûḥiye ileyye müḥarramen `alâ ṭâ`imiy yaṭ`amühû illâ ey yekûne meyteten ev demem mesfûḥan ev laḥme ḫinzîrin feinnehû ricsün ev fisḳan ühille ligayri-llâhi bih. femeni-ḍṭurra gayra bâgiv velâ `âdin feinne rabbeke gafûrur raḥîm.
DİYANET VAKFI
145. De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış birşey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir.
DİYANET İŞLERİ
145. De ki: "Bana vahyolunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti ki pistir ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum; fakat darda kalan, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan da yiyebilir." Doğrusu Rabbin bağışlar ve merhamet eder.
ELMALILI HAMDI YAZIR
145. De ki: "Bana vahyolunanda, (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş, veya akıtılmış kan, yahut domuz etiki bu gerçekten pistir yahut Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvan olursa, bunlar haramdır. Ama kim çaresiz kalırsa, (başkasının hakkına) tecavüz etmemek ve zaruret sınırını aşmamak üzere (bunlardan yiyebilir)" Çünkü Rabbin çok bağışlayandır, merhamet edendir.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
145. De ki: Bana vahyedilenler arasında ölmüş hayvan etinden, dökülmüş kandan, yahut da domuz etinden başka, yiyene haram edilen bir şey bulamıyorum ben. Şüphe yok ki domuz, pistir ve bir de Allah'tan başkası için kesilen hayvan haramdır ki bu da pek kötü bir şeydir. Ancak zorada kalana, isyan etmeyi kurmamak ve ihtiyaçtan fazla da yememek şartıyla helaldir bunlar ve hiç şüphe yoktur ki Rabbin, suçları örter, rahimdir.
ALİ BULAÇ
145. De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir.
SÜLEYMAN ATEŞ
145. De ki: Bana vahyolunanda, (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş, yahut akıtılmış kan, yahut domuz eti -ki pistir- ya da Alah'tan başkası adına boğazlanmış bir fısk (murdar olmuş hayvan) olursa başka (bunlar haramdır). Ama kim çaresiz kalırsa, (başkasının hakkına) saldırmamak ve (zorunluluk) sınırı(nı) aşmamak üzere (bunlardan yiyebilir). Çünkü Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir.
GÜLTEKİN ONAN
145. De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Tanrı'dan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin rabbin bağışlayandır, esirgeyendir.
SUAT YILDIRIM
145. De ki: Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizin, yemek isteyen kimseye haram kılındığını görmüyorum. Ancak leş, yahut akıtılmış kan, yahut pis olduğunda hiç şüphe olmayan domuz eti, veya Allah yolundan çıkarak Allah'tan başkası adına kesilen hayvan olursa başka (bunlar haramdır).Fakat kim çaresiz kalırsa başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret sınırını aşmamak üzere bunlardan yiyebilir. Çünkü Rabbin gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur).