KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
هَا أَنْتُمْ hā entum işte siz  
أُولَاءِ ūlāi öyle kimselersiniz ki  
تُحِبُّونَهُمْ tuHibbūnehum onları seversiniz ح ب ب
وَلَا velā  
يُحِبُّونَكُمْ yuHibbūnekum halbuki onlar sizi sevmezler ح ب ب
وَتُؤْمِنُونَ ve tuminūne ve inanırsınız ا م ن
بِالْكِتَابِ bil-kitābi Kitabın ك ت ب
كُلِّهِ kullihi hepsine ك ل ل
وَإِذَا ve iƶā zaman  
لَقُوكُمْ leḳūkum sizinle karşılaştıkları ل ق ي
قَالُوا ḳālū derler ق و ل
امَنَّا āmennā inandık ا م ن
وَإِذَا ve iƶā ve zaman  
خَلَوْا ḣalev yalnız kaldıkları خ ل و
عَضُّوا ǎDDū ısırırlar ع ض ض
عَلَيْكُمُ ǎleykumu size karşı  
الْأَنَامِلَ l-enāmile parmak uçlarını ن م ل
مِنَ mine -den  
الْغَيْظِ l-ğayZi öfke- غ ي ظ
قُلْ ḳul de ki ق و ل
مُوتُوا mūtū ölün م و ت
بِغَيْظِكُمْ biğayZikum öfkenizden غ ي ظ
إِنَّ inne şüphesiz  
اللَّهَ llahe Allah  
عَلِيمٌ ǎlīmun bilir ع ل م
بِذَاتِ biƶāti özünü  
الصُّدُورِ S-Sudūri göğüslerin ص د ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
119. hâentüm ülâi tüḥibbûnehüm velâ yüḥibbûneküm vetü'minûne bilkitâbi küllih. veiẕâ leḳûküm ḳâlû âmennâ. veiẕâ ḫalev `aḍḍû `aleykümü-l'enâmile mine-lgayż. ḳul mûtû bigayżiküm. inne-llâhe `alîmüm biẕâti-ṣṣudûr.
DİYANET VAKFI
119. İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Siz, bütün kitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında "İnandık" derler; kendi başlarına kaldıklarında da, size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: Kininizden (kahrolup) ölün! Şüphesiz Allah kalplerin içindekini hakkıyla bilmektedir.
DİYANET İŞLERİ
119. İşte siz, onlar sizi sevmezken onları seven ve Kitapların bütününe inanan kimselersiniz. Size rastladıkları zaman: "İnandık" derler, yalnız kaldıklarında da, size öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: "Öfkenizden çatlayın". Allah kalblerde olanı bilir.
ELMALILI HAMDI YAZIR
119. İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler, siz kitap(lar)ın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle buluştukları zaman "inandık" derler. Başbaşa kaldıkları zaman da kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: "kininizle geberin!". Şüphesiz ki Allah göğüslerin (gönüllerin) özünü bilir.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
119. İşte siz o kişilersiniz ki onları seversiniz, fakat onlar sizi sevmez. Siz, kitabın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle buluştular mı inandık derler, yalnız kaldılar mı size karşı besledikleri kin yüzünden parmaklarını ısırırlar. De ki: Geberin kininizle. Şüphe yok Allah, gönüllerde ne varsa hepsini bilir.
ALİ BULAÇ
119. Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz kitabın tümüne inanırsınız, onlar sizinle karşılaştıklarında "inandık" derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. De ki: "Kin ve öfkenizle ölün." Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
SÜLEYMAN ATEŞ
119. İşte, siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler. Kitabın hepsine inanırsınız. Onlar sizinle karşılaştıkları zaman "İnandık" derler. Ama kendi başlarına kaldıklarında, size karşı öfkeden parmak uçlarını ısırırlar. De ki: "Öfkenizden ölün! Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü bilir."
GÜLTEKİN ONAN
119. Sizler işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz Kitabın tümüne inanırsınız, onlar sizinle karşılaştıklarında "inandık" derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. De ki: "Kin ve öfkenizle ölün". Şüphesiz Tanrı, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
SUAT YILDIRIM
119. İşte siz o kimselersiniz ki o düşmanlarınızı seversiniz, Halbuki siz bütün kitaplara iman ettiğiniz halde, onlar sizi sevmezler.Hem huzurunuza geldiler mi “âmenna!” biz de “inandık!” derler. Aralarında başbaşa kaldıkları vakit de, size duydukları kin ve düşmanlık sebebiyle, parmaklarını ısırırlar. De ki: “Geberin kininizle!” Allah bütün kalplerin künhünü bilir.