KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
إِنْ in eğer  
تُعَذِّبْهُمْ tuǎƶƶibhum onlara azabedersen ع ذ ب
فَإِنَّهُمْ feinnehum şüphesiz onlar  
عِبَادُكَ ǐbāduke senin kullarındır ع ب د
وَإِنْ ve in ve eğer  
تَغْفِرْ teğfir bağışlarsan غ ف ر
لَهُمْ lehum onları  
فَإِنَّكَ feinneke şüphesiz sen  
أَنْتَ ente yalnız sen  
الْعَزِيزُ l-ǎzīzu daima üstünsün ع ز ز
الْحَكِيمُ l-Hakīmu hüküm ve hikmet sahibisin ح ك م
TÜRKÇE OKUNUŞ
118. in tü`aẕẕibhüm feinnehüm `ibâdük. vein tagfir lehüm feinneke ente-l`azîzü-lḥakîm.
DİYANET VAKFI
118. Eğer kendilerine azap edersen şüphesiz onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın). Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin" dedi.
DİYANET İŞLERİ
118. "Onlara azabedersen, doğrusu onlar Senin kullarındır; onları bağışlarsan, Güçlü olan, Hakim olan şüphesiz ancak Sensin."
ELMALILI HAMDI YAZIR
118. "Eğer onlara azab edersen, onlar senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz sen daima üstünsün, hikmet sahibisin".
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
118. Onlara azap edersen şüphe yok ki onlar, senin kullarındır ve eğer yarlıgarsan şüphe yok ki sensin üstün olan, hüküm ve hikmet sahibi bulunan.
ALİ BULAÇ
118. Eğer onları azaplandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Aziz olan, hakim olan Sensin Sen."
SÜLEYMAN ATEŞ
118. Eğer onlara azabedersen, onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın); eğer onları bağışlarsan, şüphesiz sen daima üstünsün, hüküm ve hikmet sahibisin!
GÜLTEKİN ONAN
118. "Eğer onları azablandırırsan, şüphesiz onlar senin kullarındır; eğer onları bağışlarsan, şüphesiz aziz olan, hakim olan sensin, sen."
SUAT YILDIRIM
118. Hem Allah Teâlâ: “Ey Meryem oğlu İsa!” Sen mi insanlara “Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı edinin” dedin? sorguladığı vakit o şöyle diyecek:“Hâşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbî! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz.” “Hem söylediysem malûmundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Sen’in Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen’sin.”“Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: “Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.”“Ya Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat vakta ki Sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız Sen kaldın. Sen gerçekten her zaman, her şeye hakkıyla şahitsin.Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen’in kullarındır. Onları affedersen, aziz-u hakîm (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) ancak Sen’sin.” (4,172)