KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَنَزَعَ ve nezeǎ ve böğründen çıkardı ن ز ع
يَدَهُ yedehu elini ي د ي
فَإِذَا fe iƶā birden  
هِيَ hiye o  
بَيْضَاءُ beyDāu bembeyaz parlayıverdi ب ي ض
لِلنَّاظِرِينَ linnāZirīne bakanlar için ن ظ ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
108. veneza`a yedehû feiẕâ hiye beyḍâü linnâżirîn.
DİYANET VAKFI
108. Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
DİYANET İŞLERİ
108. Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir yılan (ejderha) oluverdi; elini çıkardı, bakanlar bembeyaz olduğunu gördüler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
108. Ve Musa elini koynundan çıkarıverdi, eli bembeyaz olmuş, bakanların gözünü kamaştırıyordu.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
108. Elini koltuğuna sokup çıkarınca bakanlar gördüler ki bembeyaz, parılparıl parlayan bir el.
ALİ BULAÇ
108. (Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
SÜLEYMAN ATEŞ
108. Ve elini (böğründen) çıkardı, birden o, bakanlar için, bembeyaz parlayan bir şey oldu.
GÜLTEKİN ONAN
108. (Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görü-nüverdi).
SUAT YILDIRIM
108. Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere bırakıverdi, bir de ne görsün: o koskoca bir ejderha kesilmiş! Elini sıyırıp çıkardı, bir de ne görsün: Bakan kimseler için parlak mı parlak, ışık saçan bir el haline gelmiş! (20,18-22) {KM, Çıkış 4,2-8}