Zal-Mim-Mim     ذ م م
to revile/blame/reprove/condemn/censure/reprehend, blameworthy, blamed one, disgraced, abused, shun/avoid.
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 5 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
2 kez   ذِمَّة
3 kez   مَذْمُوم
Kökten (ذِمَّة) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 9:8  ذِمَّةً    ƶimmeten    bir andlaşma  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 8. Ayet
كَيْفَ وَإِنْ يَظْهَرُوا عَلَيْكُمْ لَا يَرْقُبُوا فِيكُمْ إِلًّا وَلَا ذِمَّةً ۚ يُرْضُونَكُمْ بِأَفْوَاهِهِمْ وَتَأْبَىٰ قُلُوبُهُمْ وَأَكْثَرُهُمْ فَاسِقُونَ (8)

8. Nasıl olabilir ki! Onlar size galip gelselerdi, sizin hakkınızda ne ahit, ne de antlaşma gözetirlerdi. Onlar ağızlarıyla sizi razı ediyorlar, halbuki kalpleri (buna) karşı çıkıyor. Çünkü onların çoğu yoldan çıkmışlardır.
 9:10  ذِمَّةً    ƶimmeten    bir andlaşma  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 10. Ayet
لَا يَرْقُبُونَ فِي مُؤْمِنٍ إِلًّا وَلَا ذِمَّةً ۚ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُعْتَدُونَ (10)

10. Bir mümin hakkında ne ahit tanırlar ne de antlaşma. Çünkü onlar saldırganların kendileridir.
Kökten (مَذْمُوم) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 17:18  مَذْمُومًا    meƶmūmen    kınanmış olarak  
İsim   Edilgen   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

İsrâ  Suresi 18. Ayet
مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْعَاجِلَةَ عَجَّلْنَا لَهُ فِيهَا مَا نَشَاءُ لِمَنْ نُرِيدُ ثُمَّ جَعَلْنَا لَهُ جَهَنَّمَ يَصْلَاهَا مَذْمُومًا مَدْحُورًا (18)

18. Her kim bu çarçabuk geçen dünyayı dilerse ona, yani dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadarını dünyada hemen verir, sonra da onu, kınanmış ve kovulmuş olarak gireceği cehenneme sokarız.
 17:22  مَذْمُومًا    meƶmūmen    kınanmış olarak  
İsim   Edilgen   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

İsrâ  Suresi 22. Ayet
لَا تَجْعَلْ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ فَتَقْعُدَ مَذْمُومًا مَخْذُولًا (22)

22. Allah ile birlikte bir ilah daha tanıma! Sonra kınanmış ve kendi başına terkedilmiş olarak kalırsın.
 68:49  مَذْمُومٌ    meƶmūmun    kınananrak  
İsim   Edilgen   Eril   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kalem  Suresi 49. Ayet
لَوْلَا أَنْ تَدَارَكَهُ نِعْمَةٌ مِنْ رَبِّهِ لَنُبِذَ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ مَذْمُومٌ (49)

49. Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı o, mutlaka, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.