Sin-Ra-Ra     س ر ر
Zevk vermek

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 44 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
2 kez   إِسْرَار
18 kez   أَسَرَّ
1 kez   تَسُرُّ
11 kez   سِرّ
6 kez   سُرُر
1 kez   سُرُور
1 kez   سَّرَائِر
2 kez   سَّرَّاء
2 kez   مَسْرُور
Kökten (إِسْرَار) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 47:26  إِسْرَارَهُمْ    isrārahum    onların gizlediklerini  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Mansûb İsim   

Muhammed  Suresi 26. Ayet
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا لِلَّذِينَ كَرِهُوا مَا نَزَّلَ اللَّهُ سَنُطِيعُكُمْ فِي بَعْضِ الْأَمْرِ ۖ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِسْرَارَهُمْ (26)

26. Bunun sebebi; onların, Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: Bazı hususlarda size itaat edeceğiz, demeleridir. Oysa Allah, onların gizlediklerini biliyor.
 71:9  إِسْرَارًا    isrāran    sır olarak  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nûh  Suresi 9. Ayet
ثُمَّ إِنِّي أَعْلَنْتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا (9)

9. Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.
Kökten (أَسَرَّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:77  يُسِرُّونَ    yusirrūne    onların gizledikleri  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 77. Ayet
أَوَلَا يَعْلَمُونَ أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ (77)

77. Onlar bilmezler mi ki, gizlediklerini de açıkça yaptıklarını da Allah bilmektedir.
 5:52  أَسَرُّوا    eserrū    gizledikleri  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 52. Ayet
فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَىٰ أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ ۚ فَعَسَى اللَّهُ أَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِنْ عِنْدِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَىٰ مَا أَسَرُّوا فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ (52)

52. Kalblerinde hastalık bulunanların: "Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih, yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır.
 10:54  وَأَسَرُّوا    ve eserrū    ve açığa vururlar  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 54. Ayet
وَلَوْ أَنَّ لِكُلِّ نَفْسٍ ظَلَمَتْ مَا فِي الْأَرْضِ لَافْتَدَتْ بِهِ ۗ وَأَسَرُّوا النَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُا الْعَذَابَ ۖ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْقِسْطِ ۚ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ (54)

54. (O zaman) zulmeden herkes yeryüzündeki bütün servete sahip olsa (azaptan kurtulmak için) elbette onu feda eder. Ve azabı gördükleri zaman için için yanarlar. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.
 11:5  يُسِرُّونَ    yusirrūne    gizledikleri  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 5. Ayet
أَلَا إِنَّهُمْ يَثْنُونَ صُدُورَهُمْ لِيَسْتَخْفُوا مِنْهُ ۚ أَلَا حِينَ يَسْتَغْشُونَ ثِيَابَهُمْ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ ۚ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ (5)

5. Bilesiniz ki, onlar Peygamber'den, (düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini çevirirler (gönüllerinden geçeni gizlerler). İyi bilin ki, onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onların gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilir. Çünkü O, kalplerin özünü bilendir.
 12:19  وَأَسَرُّوهُ    ve eserrūhu    ve onu sakladılar  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 19. Ayet
وَجَاءَتْ سَيَّارَةٌ فَأَرْسَلُوا وَارِدَهُمْ فَأَدْلَىٰ دَلْوَهُ ۖ قَالَ يَا بُشْرَىٰ هَٰذَا غُلَامٌ ۚ وَأَسَرُّوهُ بِضَاعَةً ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَعْمَلُونَ (19)

19. Bir kervan geldi ve sucularını (kuyuya) gönderdiler, o da (gidip) kovasını saldı, (Yusufu görünce) "Müjde! İşte bir oğlan!" dedi. Onu bir ticaret malı olarak sakladılar. Allah onların yaptıklarını çok iyi bilir.
 12:77  فَأَسَرَّهَا    feeserrahā    bunu sakladı  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 77. Ayet
قَالُوا إِنْ يَسْرِقْ فَقَدْ سَرَقَ أَخٌ لَهُ مِنْ قَبْلُ ۚ فَأَسَرَّهَا يُوسُفُ فِي نَفْسِهِ وَلَمْ يُبْدِهَا لَهُمْ ۚ قَالَ أَنْتُمْ شَرٌّ مَكَانًا ۖ وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا تَصِفُونَ (77)

77. (Kardeşleri) dediler ki: "Eğer o çaldıysa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı." Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı. (Kendi kendine) dedi ki: Siz daha kötü durumdasınız! Allah, sizin anlattığınızı çok iyi bilir.
 13:10  أَسَرَّ    eserra    gizleyen  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ra’d  Suresi 10. Ayet
سَوَاءٌ مِنْكُمْ مَنْ أَسَرَّ الْقَوْلَ وَمَنْ جَهَرَ بِهِ وَمَنْ هُوَ مُسْتَخْفٍ بِاللَّيْلِ وَسَارِبٌ بِالنَّهَارِ (10)

10. Sizden, sözü gizleyenle onu açığa vuran, geceleyin gizlenenle gündüzün yürüyen (onun ilminde) eşittir.
 16:19  تُسِرُّونَ    tusirrūne    gizlediğiniz  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 19. Ayet
وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَ (19)

19. Allah, gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir.
 16:23  يُسِرُّونَ    yusirrūne    onların gizledikleri  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 23. Ayet
لَا جَرَمَ أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ ۚ إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْتَكْبِرِينَ (23)

23. Hiç şüphesiz Allah, onların gizleyeceklerini de açıklayacaklarını da bilir. O, büyüklük taslayanları asla sevmez.
 20:62  وَأَسَرُّوا    ve eserrū    ve gizlice  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 62. Ayet
فَتَنَازَعُوا أَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَىٰ (62)

62. Bunun üzerine onlar, durumlarını aralarında tartıştılar; gizli gizli fısıldaştılar.
 21:3  وَأَسَرُّوا    ve eserrū    ve gizlediler  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 3. Ayet
لَاهِيَةً قُلُوبُهُمْ ۗ وَأَسَرُّوا النَّجْوَى الَّذِينَ ظَلَمُوا هَلْ هَٰذَا إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ ۖ أَفَتَأْتُونَ السِّحْرَ وَأَنْتُمْ تُبْصِرُونَ (3)

3. Kalpleri hep eğlencede(gaflette), hem o zalimler şu gizli fısıltıyı yaptılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?
 34:33  وَأَسَرُّوا    veeserrū    ve içlerinde gizlediler  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 33. Ayet
وَقَالَ الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا بَلْ مَكْرُ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ إِذْ تَأْمُرُونَنَا أَنْ نَكْفُرَ بِاللَّهِ وَنَجْعَلَ لَهُ أَنْدَادًا ۚ وَأَسَرُّوا النَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُا الْعَذَابَ وَجَعَلْنَا الْأَغْلَالَ فِي أَعْنَاقِ الَّذِينَ كَفَرُوا ۚ هَلْ يُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (33)

33. Zayıf sayılanlar da büyüklük taslayanlara: Hayır! Gece gündüz (işiniz) tuzak kurmaktı. Çünkü siz daima Allah'ı inkar etmemizi, O'na ortaklar koşmamızı bize emrederdiniz, derler. Artık azabı gördüklerinde, için için yanarlar; biz de o inkar edenlerin boyunlarına demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta oldukları günahları yüzünden cezalandırılırlar.
 36:76  يُسِرُّونَ    yusirrūne    onların gizlediklerini  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yâsîn  Suresi 76. Ayet
فَلَا يَحْزُنْكَ قَوْلُهُمْ ۘ إِنَّا نَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ (76)

76. (Resulüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
 60:1  تُسِرُّونَ    tusirrūne    nasıl gizliyorsunuz  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mümtehine  Suresi 1. Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ ۙ أَنْ تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ رَبِّكُمْ إِنْ كُنْتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَادًا فِي سَبِيلِي وَابْتِغَاءَ مَرْضَاتِي ۚ تُسِرُّونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَأَنَا أَعْلَمُ بِمَا أَخْفَيْتُمْ وَمَا أَعْلَنْتُمْ ۚ وَمَنْ يَفْعَلْهُ مِنْكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاءَ السَّبِيلِ (1)

1. Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkar etmişlerdir. Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur.
 64:4  تُسِرُّونَ    tusirrūne    gizlediğiniz  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Teğâbun  Suresi 4. Ayet
يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَ ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ (4)

4. Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir.
 66:3  أَسَرَّ    eserra    gizlice söylemişti  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tahrîm  Suresi 3. Ayet
وَإِذْ أَسَرَّ النَّبِيُّ إِلَىٰ بَعْضِ أَزْوَاجِهِ حَدِيثًا فَلَمَّا نَبَّأَتْ بِهِ وَأَظْهَرَهُ اللَّهُ عَلَيْهِ عَرَّفَ بَعْضَهُ وَأَعْرَضَ عَنْ بَعْضٍ ۖ فَلَمَّا نَبَّأَهَا بِهِ قَالَتْ مَنْ أَنْبَأَكَ هَٰذَا ۖ قَالَ نَبَّأَنِيَ الْعَلِيمُ الْخَبِيرُ (3)

3. Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber'e açıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: Bunu sana kim bildirdi? dedi. Peygamber: Bilen, her şeyden haberdar olan Allah bana haber verdi, dedi.
 67:13  وَأَسِرُّوا    ve esirrū    gizleyin  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mülk  Suresi 13. Ayet
وَأَسِرُّوا قَوْلَكُمْ أَوِ اجْهَرُوا بِهِ ۖ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ (13)

13. Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki O, kalplerin içindekini bilmektedir.
 71:9  وَأَسْرَرْتُ    ve esrartu    ve gizli söyledim  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   1. şahıs, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nûh  Suresi 9. Ayet
ثُمَّ إِنِّي أَعْلَنْتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا (9)

9. Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.
Kökten (تَسُرُّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:69  تَسُرُّ    tesurru    sevinç verir  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 69. Ayet
قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا لَوْنُهَا ۚ قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ صَفْرَاءُ فَاقِعٌ لَوْنُهَا تَسُرُّ النَّاظِرِينَ (69)

69. Bu defa: Bizim için Rabbine dua et, bize onun rengini açıklasın, dediler. "O diyor ki: Sarı renkli, parlak tüylü, bakanların içini açan bir inektir" dedi.
Kökten (سِرّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:235  سِرًّا    sirran    gizlibuluşmaya  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 235. Ayet
وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا عَرَّضْتُمْ بِهِ مِنْ خِطْبَةِ النِّسَاءِ أَوْ أَكْنَنْتُمْ فِي أَنْفُسِكُمْ ۚ عَلِمَ اللَّهُ أَنَّكُمْ سَتَذْكُرُونَهُنَّ وَلَٰكِنْ لَا تُوَاعِدُوهُنَّ سِرًّا إِلَّا أَنْ تَقُولُوا قَوْلًا مَعْرُوفًا ۚ وَلَا تَعْزِمُوا عُقْدَةَ النِّكَاحِ حَتَّىٰ يَبْلُغَ الْكِتَابُ أَجَلَهُ ۚ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا فِي أَنْفُسِكُمْ فَاحْذَرُوهُ ۚ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ غَفُورٌ حَلِيمٌ (235)

235. (İddet beklemekte olan) kadınlarla evlenme hususundaki düşüncelerinizi üstü kapalı biçimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda size günah yoktur. Allah bilir ki siz onları anacaksınız. Lakin, meşru sözler söylemeniz müstesna, sakın onlara gizlice buluşma sözü vermeyin. Farz olan bekleme müddeti dolmadan, nikah kıymaya kalkışmayın. Bilin ki Allah, gönlünüzdekileri bilir. Bu sebeple Allah'tan sakının. Şunu iyi bilin ki Allah gafurdur, halimdir.
 2:274  سِرًّا    sirran    gizli  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 274. Ayet
الَّذِينَ يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ سِرًّا وَعَلَانِيَةً فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ (274)

274. Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık hayra sarfedenler var ya, onların mükafatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler.
 6:3  سِرَّكُمْ    sirrakum    sizin gizlinizi  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 3. Ayet
وَهُوَ اللَّهُ فِي السَّمَاوَاتِ وَفِي الْأَرْضِ ۖ يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهْرَكُمْ وَيَعْلَمُ مَا تَكْسِبُونَ (3)

3. O, göklerde ve yerde tek Allah'tır. Gizlinizi, açığınızı bilir. (Hayır ve şerden) ne kazanacağınızı da bilir.
 9:78  سِرَّهُمْ    sirrahum    onların sırlarını  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 78. Ayet
أَلَمْ يَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ سِرَّهُمْ وَنَجْوَاهُمْ وَأَنَّ اللَّهَ عَلَّامُ الْغُيُوبِ (78)

78. (Münafıklar), Allah'ın, onların sırrını da fısıltılarını da bildiğini ve gaybları (gizli şeyleri) çok iyi bilen olduğunu hala anlamadılar mı?
 13:22  سِرًّا    sirran    gizlice  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ra’d  Suresi 22. Ayet
وَالَّذِينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَءُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ (22)

22. Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak (Allah yolunda) harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır.
 14:31  سِرًّا    sirran    gizli  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İbrahim  Suresi 31. Ayet
قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذِينَ آمَنُوا يُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ فِيهِ وَلَا خِلَالٌ (31)

31. İman eden kullarıma söyle: Namazlarını dosdoğru kılsınlar, kendisinde ne alışveriş, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) gizli-açık harcasınlar.
 16:75  سِرًّا    sirran    gizli  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 75. Ayet
ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا عَبْدًا مَمْلُوكًا لَا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَيْءٍ وَمَنْ رَزَقْنَاهُ مِنَّا رِزْقًا حَسَنًا فَهُوَ يُنْفِقُ مِنْهُ سِرًّا وَجَهْرًا ۖ هَلْ يَسْتَوُونَ ۚ الْحَمْدُ لِلَّهِ ۚ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ (75)

75. Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.
 20:7  السِّرَّ    s-sirra    gizliyi  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 7. Ayet
وَإِنْ تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى (7)

7. Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.
 25:6  السِّرَّ    s-sirra    gizleri  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 6. Ayet
قُلْ أَنْزَلَهُ الَّذِي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ إِنَّهُ كَانَ غَفُورًا رَحِيمًا (6)

6. (Resulüm!) De ki: Onu göklerde ve yerdeki gizlilikleri bilen Allah indirdi. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
 35:29  سِرًّا    sirran    gizli  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fâtır  Suresi 29. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ يَتْلُونَ كِتَابَ اللَّهِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَارَةً لَنْ تَبُورَ (29)

29. Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.
 43:80  سِرَّهُمْ    sirrahum    onların sırlarını  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Zuhruf  Suresi 80. Ayet
أَمْ يَحْسَبُونَ أَنَّا لَا نَسْمَعُ سِرَّهُمْ وَنَجْوَاهُمْ ۚ بَلَىٰ وَرُسُلُنَا لَدَيْهِمْ يَكْتُبُونَ (80)

80. Yoksa onlar, bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz (hafaza melekleri de) yazmaktadırlar.
Kökten (سُرُر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 15:47  سُرُرٍ    sururin    divanlar  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 47. Ayet
وَنَزَعْنَا مَا فِي صُدُورِهِمْ مِنْ غِلٍّ إِخْوَانًا عَلَىٰ سُرُرٍ مُتَقَابِلِينَ (47)

47. Biz, onların gönüllerindeki kini söküp attık; onlar artık köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklar.
 37:44  سُرُرٍ    sururin    tahtlar  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 44. Ayet
عَلَىٰ سُرُرٍ مُتَقَابِلِينَ (44)

44. Tahtlar üzerinde karşılıklı otururlar.
 43:34  وَسُرُرًا    ve sururan    ve koltuklar  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Zuhruf  Suresi 34. Ayet
وَلِبُيُوتِهِمْ أَبْوَابًا وَسُرُرًا عَلَيْهَا يَتَّكِئُونَ (34)

34. Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).
 52:20  سُرُرٍ    sururin    koltuklar  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tûr  Suresi 20. Ayet
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ سُرُرٍ مَصْفُوفَةٍ ۖ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍ (20)

20. " Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak"Onları, ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir:
 56:15  سُرُرٍ    sururin    tahtlar  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 15. Ayet
عَلَىٰ سُرُرٍ مَوْضُونَةٍ (15)

15. Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler,
 88:13  سُرُرٌ    sururun    tahtlar  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Gâşiye  Suresi 13. Ayet
فِيهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌ (13)

13. Yükseltilmiş tahtlar,
Kökten (سُرُور) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 76:11  وَسُرُورًا    ve surūran    ve sevinç  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İnsan  Suresi 11. Ayet
فَوَقَاهُمُ اللَّهُ شَرَّ ذَٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقَّاهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا (11)

11. İşte bu yüzden Allah onları o günün fenalığından esirger; (yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç verir.
Kökten (سَّرَائِر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 86:9  السَّرَائِرُ    s-serāiru    sırların  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Târık  Suresi 9. Ayet
يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ (9)

9. Gizlenenlerin ortaya döküldüğü gün
Kökten (سَّرَّاء) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 3:134  السَّرَّاءِ    s-serrāi    bollukta  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 134. Ayet
الَّذِينَ يُنْفِقُونَ فِي السَّرَّاءِ وَالضَّرَّاءِ وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ ۗ وَاللَّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ (134)

134. O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.
 7:95  وَالسَّرَّاءُ    ve sserrāu    ve sevinç  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 95. Ayet
ثُمَّ بَدَّلْنَا مَكَانَ السَّيِّئَةِ الْحَسَنَةَ حَتَّىٰ عَفَوْا وَقَالُوا قَدْ مَسَّ آبَاءَنَا الضَّرَّاءُ وَالسَّرَّاءُ فَأَخَذْنَاهُمْ بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ (95)

95. Sonra kötülüğü (darlığı) değiştirip yerine iyilik (bolluk) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve: "Atalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç yaşamışlardı" dediler. Biz de onları, kendileri farkına varmadan ansızın yakaladık.
Kökten (مَسْرُور) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 84:9  مَسْرُورًا    mesrūran    sevinçli olarak  
İsim   İf’al Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İnşikâk  Suresi 9. Ayet
وَيَنْقَلِبُ إِلَىٰ أَهْلِهِ مَسْرُورًا (9)

9. Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir.
 84:13  مَسْرُورًا    mesrūran    sevinçli  
İsim   İf’al Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İnşikâk  Suresi 13. Ayet
إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا (13)

13. Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal-mülk sebebiyle) şımarmıştı.