Sin-Be-Be     س ب ب
Sövmek

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 11 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
9 kez   سَبَب
2 kez   يَسُبُّ
Kökten (سَبَب) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:166  الْأَسْبَابُ    l-esbābu    bağları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Bakara  Suresi 166. Ayet
إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُوا مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا وَرَأَوُا الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الْأَسْبَابُ (166)

166. İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.
 18:84  سَبَبًا    sebeben    bir sebep  
İsim   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 84. Ayet
إِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْأَرْضِ وَآتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَبًا (84)

84. Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar ve kudret sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir sebep (bir vasıta ve yol) verdik.
 18:85  سَبَبًا    sebeben    bir yol  
İsim   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 85. Ayet
فَأَتْبَعَ سَبَبًا (85)

85. O da bir yol tutup gitti.
 18:89  سَبَبًا    sebeben    bir yol  
İsim   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 89. Ayet
ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَبًا (89)

89. Sonra yine bir yol tuttu.
 18:92  سَبَبًا    sebeben    bir yol  
İsim   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 92. Ayet
ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَبًا (92)

92. Sonra yine bir yol tuttu.
 22:15  بِسَبَبٍ    bisebebin    bir sebepiple  
İsim   Eril   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 15. Ayet
مَنْ كَانَ يَظُنُّ أَنْ لَنْ يَنْصُرَهُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ إِلَى السَّمَاءِ ثُمَّ لْيَقْطَعْ فَلْيَنْظُرْ هَلْ يُذْهِبَنَّ كَيْدُهُ مَا يَغِيظُ (15)

15. Her kim, Allah'ın, dünya ve ahirette ona (Resulüne) asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise, (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kimse tavana bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, hilesi (bu yaptığı), öfke duyduğu şeyi (Allah'ın Peygamber'e yardımını) gerçekten engelleyecek mi?
 38:10  الْأَسْبَابِ    l-esbābi    sebepler vasıtalar  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 10. Ayet
أَمْ لَهُمْ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ۖ فَلْيَرْتَقُوا فِي الْأَسْبَابِ (10)

10. Yahut göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların hükümranlığı onların elinde midir? Öyleyse (göklerin) yollarında yükselsinler (görelim)!
 40:36  الْأَسْبَابَ    l-esbābe    sebeplere  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 36. Ayet
وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا هَامَانُ ابْنِ لِي صَرْحًا لَعَلِّي أَبْلُغُ الْأَسْبَابَ (36)

36. Firavun:" Ey Haman, bana yüksek bir kule yap; belki yollara erişirim."
 40:37  أَسْبَابَ    esbābe    sebeplerine  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 37. Ayet
أَسْبَابَ السَّمَاوَاتِ فَأَطَّلِعَ إِلَىٰ إِلَٰهِ مُوسَىٰ وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ كَاذِبًا ۚ وَكَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِفِرْعَوْنَ سُوءُ عَمَلِهِ وَصُدَّ عَنِ السَّبِيلِ ۚ وَمَا كَيْدُ فِرْعَوْنَ إِلَّا فِي تَبَابٍ (37)

37. "Göklerin yollarına erişirim de Musa'nın Tanrısı'nı görürüm! Doğrusu ben onu, yalancı sanıyorum, dedi. Böylece Firavun'a, yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı tamamen boşa çıktı.
Kökten (يَسُبُّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 6:108  تَسُبُّوا    tesubbū    sövmeyin ki  
Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 108. Ayet
وَلَا تَسُبُّوا الَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ فَيَسُبُّوا اللَّهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ كَذَٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمْ مَرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (108)

108. Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini cazip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.
 6:108  فَيَسُبُّوا    feyesubbū    onlar da sövmesinler  
Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 108. Ayet
وَلَا تَسُبُّوا الَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ فَيَسُبُّوا اللَّهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ كَذَٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمْ مَرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (108)

108. Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini cazip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.