Sin-Ha-Ra     س ح ر
Sihirlemek

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 63 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
1 kez   سَحَّار
3 kez   سَحَر
3 kez   سَحَرُ
28 kez   سِحْر
22 kez   سَٰحِر
2 kez   مُسَحَّرِين
4 kez   مَّسْحُور
Kökten (سَحَّار) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 26:37  سَحَّارٍ    seHHārin    büyücüleri  
İsim   Eril   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 37. Ayet
يَأْتُوكَ بِكُلِّ سَحَّارٍ عَلِيمٍ (37)

37. Ne kadar bilgisi derin sihirbaz varsa sana getirsinler.
Kökten (سَحَر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 3:17  بِالْأَسْحَارِ    bil-esHāri    seherlerde  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 17. Ayet
الصَّابِرِينَ وَالصَّادِقِينَ وَالْقَانِتِينَ وَالْمُنْفِقِينَ وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْأَسْحَارِ (17)

17. Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir).
 51:18  وَبِالْأَسْحَارِ    ve bil-esHāri    seherlerde  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Zâriyât  Suresi 18. Ayet
وَبِالْأَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ (18)

18. Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.
 54:34  بِسَحَرٍ    biseHarin    seher vakti  
İsim   Eril   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 34. Ayet
إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ حَاصِبًا إِلَّا آلَ لُوطٍ ۖ نَجَّيْنَاهُمْ بِسَحَرٍ (34)

34. Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lut ailesini seher vakti kurtardık.
Kökten (سَحَرُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 7:116  سَحَرُوا    seHarū    büyülediler  
Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 116. Ayet
قَالَ أَلْقُوا ۖ فَلَمَّا أَلْقَوْا سَحَرُوا أَعْيُنَ النَّاسِ وَاسْتَرْهَبُوهُمْ وَجَاءُوا بِسِحْرٍ عَظِيمٍ (116)

116. "Siz atın" dedi. Onlar atınca, insanların gözlerini büyülediler, onları korkuttular ve büyük bir sihir gösterdiler.
 7:132  لِتَسْحَرَنَا    litesHaranā    bizi büyülemek için  
Fiil   2. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 132. Ayet
وَقَالُوا مَهْمَا تَأْتِنَا بِهِ مِنْ آيَةٍ لِتَسْحَرَنَا بِهَا فَمَا نَحْنُ لَكَ بِمُؤْمِنِينَ (132)

132. Ve dediler ki: "Bizi sihirlemek için ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz."
 23:89  تُسْحَرُونَ    tusHarūne    büyüleniyorsunuz  
Fiil   Edilgen   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 89. Ayet
سَيَقُولُونَ لِلَّهِ ۚ قُلْ فَأَنَّىٰ تُسْحَرُونَ (89)

89. "(Bunların hepsi) Allah'ındır" diyecekler. Öyle ise nasıl olup da büyüye kapılıyorsunuz? de.
Kökten (سِحْر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:102  السِّحْرَ    s-siHra    sihri  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 102. Ayet
وَاتَّبَعُوا مَا تَتْلُو الشَّيَاطِينُ عَلَىٰ مُلْكِ سُلَيْمَانَ ۖ وَمَا كَفَرَ سُلَيْمَانُ وَلَٰكِنَّ الشَّيَاطِينَ كَفَرُوا يُعَلِّمُونَ النَّاسَ السِّحْرَ وَمَا أُنْزِلَ عَلَى الْمَلَكَيْنِ بِبَابِلَ هَارُوتَ وَمَارُوتَ ۚ وَمَا يُعَلِّمَانِ مِنْ أَحَدٍ حَتَّىٰ يَقُولَا إِنَّمَا نَحْنُ فِتْنَةٌ فَلَا تَكْفُرْ ۖ فَيَتَعَلَّمُونَ مِنْهُمَا مَا يُفَرِّقُونَ بِهِ بَيْنَ الْمَرْءِ وَزَوْجِهِ ۚ وَمَا هُمْ بِضَارِّينَ بِهِ مِنْ أَحَدٍ إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ ۚ وَيَتَعَلَّمُونَ مَا يَضُرُّهُمْ وَلَا يَنْفَعُهُمْ ۚ وَلَقَدْ عَلِمُوا لَمَنِ اشْتَرَاهُ مَا لَهُ فِي الْآخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ ۚ وَلَبِئْسَ مَا شَرَوْا بِهِ أَنْفُسَهُمْ ۚ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ (102)

102. Süleyman'ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tabi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kafir olmadı. Lakin şeytanlar kafir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil'de Harut ile Marut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kafir olmayasınız, demeden hiç kimseye (sihir ilmini) öğretmezlerdi. Onlar, o iki melekden, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın alanların (ona inanıp para verenlerin) ahiretten nasibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı!
 5:110  سِحْرٌ    siHrun    bir büyüden  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 110. Ayet
إِذْ قَالَ اللَّهُ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ اذْكُرْ نِعْمَتِي عَلَيْكَ وَعَلَىٰ وَالِدَتِكَ إِذْ أَيَّدْتُكَ بِرُوحِ الْقُدُسِ تُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلًا ۖ وَإِذْ عَلَّمْتُكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَالتَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ ۖ وَإِذْ تَخْلُقُ مِنَ الطِّينِ كَهَيْئَةِ الطَّيْرِ بِإِذْنِي فَتَنْفُخُ فِيهَا فَتَكُونُ طَيْرًا بِإِذْنِي ۖ وَتُبْرِئُ الْأَكْمَهَ وَالْأَبْرَصَ بِإِذْنِي ۖ وَإِذْ تُخْرِجُ الْمَوْتَىٰ بِإِذْنِي ۖ وَإِذْ كَفَفْتُ بَنِي إِسْرَائِيلَ عَنْكَ إِذْ جِئْتَهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ (110)

110. Allah o zaman şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun. Hani İsrailoğullarını (seni öldürmekten) engellemiştim; kendilerine apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden inkar edenler, "Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" demişlerdi.
 6:7  سِحْرٌ    siHrun    bir büyüdür  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 7. Ayet
وَلَوْ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ كِتَابًا فِي قِرْطَاسٍ فَلَمَسُوهُ بِأَيْدِيهِمْ لَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ (7)

7. Eğer sana kağıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik de onlar elleriyle onu tutmuş olsalardı, yine de inkar ediciler: Bu, apaçık büyüden başka bir şey değildir, derlerdi.
 7:116  بِسِحْرٍ    bisiHrin    bir büyü  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 116. Ayet
قَالَ أَلْقُوا ۖ فَلَمَّا أَلْقَوْا سَحَرُوا أَعْيُنَ النَّاسِ وَاسْتَرْهَبُوهُمْ وَجَاءُوا بِسِحْرٍ عَظِيمٍ (116)

116. "Siz atın" dedi. Onlar atınca, insanların gözlerini büyülediler, onları korkuttular ve büyük bir sihir gösterdiler.
 10:76  لَسِحْرٌ    lesiHrun    bir sihirdir  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 76. Ayet
فَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ مِنْ عِنْدِنَا قَالُوا إِنَّ هَٰذَا لَسِحْرٌ مُبِينٌ (76)

76. Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: "Bu elbette apaçık bir sihirdir" dediler.
 10:77  أَسِحْرٌ    esiHrun    sihir midir?  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 77. Ayet
قَالَ مُوسَىٰ أَتَقُولُونَ لِلْحَقِّ لَمَّا جَاءَكُمْ ۖ أَسِحْرٌ هَٰذَا وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُونَ (77)

77. Musa: "Size hak geldiğinde onun için (hep böyle) mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflah olmazlar" dedi.
 10:81  السِّحْرُ    s-siHru    sihirdir  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 81. Ayet
فَلَمَّا أَلْقَوْا قَالَ مُوسَىٰ مَا جِئْتُمْ بِهِ السِّحْرُ ۖ إِنَّ اللَّهَ سَيُبْطِلُهُ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُصْلِحُ عَمَلَ الْمُفْسِدِينَ (81)

81. Onlar (iplerini) atınca, Musa dedi ki: "Sizin getirdiğiniz sihirdir. Allah onu boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah bozguncuların işini düzeltmez."
 11:7  سِحْرٌ    siHrun    bir sihirden  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 7. Ayet
وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاءِ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا ۗ وَلَئِنْ قُلْتَ إِنَّكُمْ مَبْعُوثُونَ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ (7)

7. O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resulüm!): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kafir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler.
 20:57  بِسِحْرِكَ    bisiHrike    büyünle  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 57. Ayet
قَالَ أَجِئْتَنَا لِتُخْرِجَنَا مِنْ أَرْضِنَا بِسِحْرِكَ يَا مُوسَىٰ (57)

57. Dedi ki: Bizi, yaptığın büyü ile yurdumuzdan çıkarasın diye mi geldin, ey Musa?
 20:58  بِسِحْرٍ    bisiHrin    bir büyü  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 58. Ayet
فَلَنَأْتِيَنَّكَ بِسِحْرٍ مِثْلِهِ فَاجْعَلْ بَيْنَنَا وَبَيْنَكَ مَوْعِدًا لَا نُخْلِفُهُ نَحْنُ وَلَا أَنْتَ مَكَانًا سُوًى (58)

58. Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla.
 20:63  بِسِحْرِهِمَا    bisiHrihimā    büyüleriyle  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 63. Ayet
قَالُوا إِنْ هَٰذَانِ لَسَاحِرَانِ يُرِيدَانِ أَنْ يُخْرِجَاكُمْ مِنْ أَرْضِكُمْ بِسِحْرِهِمَا وَيَذْهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ الْمُثْلَىٰ (63)

63. Şöyle dediler: "Bu ikisi, muhakkak ki, sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdırlar sadece."
 20:66  سِحْرِهِمْ    siHrihim    büyülerinden  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 66. Ayet
قَالَ بَلْ أَلْقُوا ۖ فَإِذَا حِبَالُهُمْ وَعِصِيُّهُمْ يُخَيَّلُ إِلَيْهِ مِنْ سِحْرِهِمْ أَنَّهَا تَسْعَىٰ (66)

66. Hayır, siz atın, dedi. Bir de baktı ki, büyüleri sayesinde ipleri ve sopaları, kendisine gerçekten koşuyor gibi görünüyor.
 20:71  السِّحْرَ    s-siHra    büyüyü  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 71. Ayet
قَالَ آمَنْتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ ۖ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ ۖ فَلَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ النَّخْلِ وَلَتَعْلَمُنَّ أَيُّنَا أَشَدُّ عَذَابًا وَأَبْقَىٰ (71)

71. (Firavun) Şöyle dedi: Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.
 20:73  السِّحْرِ    s-siHri    büyüyü  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 73. Ayet
إِنَّا آمَنَّا بِرَبِّنَا لِيَغْفِرَ لَنَا خَطَايَانَا وَمَا أَكْرَهْتَنَا عَلَيْهِ مِنَ السِّحْرِ ۗ وَاللَّهُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ (73)

73. "Bize, hatalarımızı ve senin bize zorla yaptırdığın büyüyü bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Allah, (mükafatı) en hayırlı ve (cezası) en sürekli olandır."
 21:3  السِّحْرَ    s-siHra    büyüye  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 3. Ayet
لَاهِيَةً قُلُوبُهُمْ ۗ وَأَسَرُّوا النَّجْوَى الَّذِينَ ظَلَمُوا هَلْ هَٰذَا إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ ۖ أَفَتَأْتُونَ السِّحْرَ وَأَنْتُمْ تُبْصِرُونَ (3)

3. Kalpleri hep eğlencede(gaflette), hem o zalimler şu gizli fısıltıyı yaptılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?
 26:35  بِسِحْرِهِ    bisiHrihi    büyüsüyle  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 35. Ayet
يُرِيدُ أَنْ يُخْرِجَكُمْ مِنْ أَرْضِكُمْ بِسِحْرِهِ فَمَاذَا تَأْمُرُونَ (35)

35. Sizi sihiriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?
 26:49  السِّحْرَ    s-siHra    büyüyü  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 49. Ayet
قَالَ آمَنْتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ ۖ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَسَوْفَ تَعْلَمُونَ ۚ لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ (49)

49. Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!
 27:13  سِحْرٌ    siHrun    bir büyüdür  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 13. Ayet
فَلَمَّا جَاءَتْهُمْ آيَاتُنَا مُبْصِرَةً قَالُوا هَٰذَا سِحْرٌ مُبِينٌ (13)

13. Mucizelerimiz onların gözleri önüne serilince: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.
 28:36  سِحْرٌ    siHrun    bir büyüden  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 36. Ayet
فَلَمَّا جَاءَهُمْ مُوسَىٰ بِآيَاتِنَا بَيِّنَاتٍ قَالُوا مَا هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُفْتَرًى وَمَا سَمِعْنَا بِهَٰذَا فِي آبَائِنَا الْأَوَّلِينَ (36)

36. Musa onlara apaçık ayetlerimizi getirince: Bu, olsa olsa uydurulmuş bir sihirdir. Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik, dediler.
 28:48  سِحْرَانِ    siHrāni    iki büyü!  
İsim   Edilgen   Eril, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 48. Ayet
فَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ مِنْ عِنْدِنَا قَالُوا لَوْلَا أُوتِيَ مِثْلَ مَا أُوتِيَ مُوسَىٰ ۚ أَوَلَمْ يَكْفُرُوا بِمَا أُوتِيَ مُوسَىٰ مِنْ قَبْلُ ۖ قَالُوا سِحْرَانِ تَظَاهَرَا وَقَالُوا إِنَّا بِكُلٍّ كَافِرُونَ (48)

48. Fakat onlara tarafımızdan o hak (Peygamber) gelince: "Musa'ya verilen (mucizeler) gibi ona da verilmeli değil miydi?" dediler. Peki, daha önce Musa'ya verileni de inkar etmemişler miydi? "Birbirini destekleyen iki sihir!" demişler ve şunu söylemişlerdi: Doğrusu biz hiçbirine inanmıyoruz.
 34:43  سِحْرٌ    siHrun    bir büyüden  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 43. Ayet
وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالُوا مَا هَٰذَا إِلَّا رَجُلٌ يُرِيدُ أَنْ يَصُدَّكُمْ عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ آبَاؤُكُمْ وَقَالُوا مَا هَٰذَا إِلَّا إِفْكٌ مُفْتَرًى ۚ وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ (43)

43. Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğu zaman demişlerdi ki: Bu, sizi babalarınızın taptığı (putlardan) çevirmek isteyen bir adamdan başkası değildir. Ve yine bu (Kur'an) da uydurulmuş bir yalandan başka bir şey değildir, dediler. Hak kendilerine geldiğinde onu inkar edenler de: Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir, dediler.
 37:15  سِحْرٌ    siHrun    bir büyüden  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 15. Ayet
وَقَالُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ (15)

15. Bu ancak açık bir büyüdür, derler.
 43:30  سِحْرٌ    siHrun    büyüdür  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Zuhruf  Suresi 30. Ayet
وَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ قَالُوا هَٰذَا سِحْرٌ وَإِنَّا بِهِ كَافِرُونَ (30)

30. Fakat kendilerine hak gelince: Bu bir büyüdür, biz onu tanımıyoruz, dediler.
 46:7  سِحْرٌ    siHrun    bir büyüdür  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Ahkâf  Suresi 7. Ayet
وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ هَٰذَا سِحْرٌ مُبِينٌ (7)

7. Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman hakikat kendilerine geldiğinde onu inkar edenler: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.
 52:15  أَفَسِحْرٌ    efesiHrun    büyü müymüş?  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tûr  Suresi 15. Ayet
أَفَسِحْرٌ هَٰذَا أَمْ أَنْتُمْ لَا تُبْصِرُونَ (15)

15. Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz?
 54:2  سِحْرٌ    siHrun    bir büyüdür  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 2. Ayet
وَإِنْ يَرَوْا آيَةً يُعْرِضُوا وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُسْتَمِرٌّ (2)

2. Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve: Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür, derler.
 61:6  سِحْرٌ    siHrun    bir büyüdür  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Saff  Suresi 6. Ayet
وَإِذْ قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ إِنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكُمْ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرَاةِ وَمُبَشِّرًا بِرَسُولٍ يَأْتِي مِنْ بَعْدِي اسْمُهُ أَحْمَدُ ۖ فَلَمَّا جَاءَهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ قَالُوا هَٰذَا سِحْرٌ مُبِينٌ (6)

6. Hatırla ki, Meryem oğlu İsa: Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demişti. Fakat o, kendilerine açık deliller getirince: Bu apaçık bir büyüdür, dediler.
 74:24  سِحْرٌ    siHrun    bir büyüden  
İsim   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Müddessir  Suresi 24. Ayet
فَقَالَ إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُ (24)

24. "Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir."
Kökten (سَٰحِر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 7:109  لَسَاحِرٌ    lesāHirun    bir büyücüdür  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 109. Ayet
قَالَ الْمَلَأُ مِنْ قَوْمِ فِرْعَوْنَ إِنَّ هَٰذَا لَسَاحِرٌ عَلِيمٌ (109)

109. Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Bu çok bilgili bir sihirbazdır.
 7:112  سَاحِرٍ    sāHirin    büyücüleri  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 112. Ayet
يَأْتُوكَ بِكُلِّ سَاحِرٍ عَلِيمٍ (112)

112. Bütün bilgili sihirbazları sana getirsinler.
 7:113  السَّحَرَةُ    s-seHaratu    büyücüler  
İsim   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 113. Ayet
وَجَاءَ السَّحَرَةُ فِرْعَوْنَ قَالُوا إِنَّ لَنَا لَأَجْرًا إِنْ كُنَّا نَحْنُ الْغَالِبِينَ (113)

113. Sihirbazlar Firavun'a geldi ve: Eğer üstün gelen biz olursak, bize kesin bir mükafat var mı? dediler.
 7:120  السَّحَرَةُ    s-seHaratu    büyücüler  
İsim   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 120. Ayet
وَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سَاجِدِينَ (120)

120. Sihirbazlar ise secdeye kapandılar.
 10:2  لَسَاحِرٌ    lesāHirun    bir büyücüdür  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 2. Ayet
أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ رَجُلٍ مِنْهُمْ أَنْ أَنْذِرِ النَّاسَ وَبَشِّرِ الَّذِينَ آمَنُوا أَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِنْدَ رَبِّهِمْ ۗ قَالَ الْكَافِرُونَ إِنَّ هَٰذَا لَسَاحِرٌ مُبِينٌ (2)

2. İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında onlar için yüksek bir doğruluk makamı olduğunu müjdele, diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, o kafirler: Bu elbette apaçık bir sihirbazdır, dediler?
 10:77  السَّاحِرُونَ    s-sāHirūne    sihirbazlar  
İsim   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 77. Ayet
قَالَ مُوسَىٰ أَتَقُولُونَ لِلْحَقِّ لَمَّا جَاءَكُمْ ۖ أَسِحْرٌ هَٰذَا وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُونَ (77)

77. Musa: "Size hak geldiğinde onun için (hep böyle) mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflah olmazlar" dedi.
 10:79  سَاحِرٍ    sāHirin    sihirbazları  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 79. Ayet
وَقَالَ فِرْعَوْنُ ائْتُونِي بِكُلِّ سَاحِرٍ عَلِيمٍ (79)

79. Firavun dedi ki: Bilgili bütün sihirbazları bana getirin!
 10:80  السَّحَرَةُ    s-seHaratu    Sihirbazlar  
İsim   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 80. Ayet
فَلَمَّا جَاءَ السَّحَرَةُ قَالَ لَهُمْ مُوسَىٰ أَلْقُوا مَا أَنْتُمْ مُلْقُونَ (80)

80. Sihirbazlar gelince Musa onlara: Atacağınızı atın, dedi.
 20:63  لَسَاحِرَانِ    lesāHirāni    iki büyücüdür  
İsim   Etken   Eril, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 63. Ayet
قَالُوا إِنْ هَٰذَانِ لَسَاحِرَانِ يُرِيدَانِ أَنْ يُخْرِجَاكُمْ مِنْ أَرْضِكُمْ بِسِحْرِهِمَا وَيَذْهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ الْمُثْلَىٰ (63)

63. Şöyle dediler: "Bu ikisi, muhakkak ki, sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdırlar sadece."
 20:69  سَاحِرٍ    sāHirin    bir büyücünün  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 69. Ayet
وَأَلْقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوا ۖ إِنَّمَا صَنَعُوا كَيْدُ سَاحِرٍ ۖ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُ حَيْثُ أَتَىٰ (69)

69. "Sağ elindekini at da, onların yaptıklarını yutsun. Yaptıkları, sadece bir büyücü hilesidir. Büyücü ise, nereye varsa (ne yapsa) iflah olmaz."
 20:69  السَّاحِرُ    s-sāHiru    büyücü  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 69. Ayet
وَأَلْقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوا ۖ إِنَّمَا صَنَعُوا كَيْدُ سَاحِرٍ ۖ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُ حَيْثُ أَتَىٰ (69)

69. "Sağ elindekini at da, onların yaptıklarını yutsun. Yaptıkları, sadece bir büyücü hilesidir. Büyücü ise, nereye varsa (ne yapsa) iflah olmaz."
 20:70  السَّحَرَةُ    s-seHaratu    büyücüler  
İsim   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 70. Ayet
فَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سُجَّدًا قَالُوا آمَنَّا بِرَبِّ هَارُونَ وَمُوسَىٰ (70)

70. Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandılar; "Harun'un ve Musa'nın Rabbine iman ettik" dediler.
 26:34  لَسَاحِرٌ    lesāHirun    bir büyücüdür  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 34. Ayet
قَالَ لِلْمَلَإِ حَوْلَهُ إِنَّ هَٰذَا لَسَاحِرٌ عَلِيمٌ (34)

34. Firavun, çevresindeki ileri gelenlere: Bu, dedi, doğrusu çok bilgili bir sihirbaz!
 26:38  السَّحَرَةُ    s-seHaratu    büyücüler  
İsim   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 38. Ayet
فَجُمِعَ السَّحَرَةُ لِمِيقَاتِ يَوْمٍ مَعْلُومٍ (38)

38. Böylece sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde biraraya getirildi.
 26:40  السَّحَرَةَ    s-seHarate    büyücülere  
İsim   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 40. Ayet
لَعَلَّنَا نَتَّبِعُ السَّحَرَةَ إِنْ كَانُوا هُمُ الْغَالِبِينَ (40)

40. (Firavun'un adamları:) Eğer üstün gelirlerse, herhalde sihirbazlara uyarız, dediler.
 26:41  السَّحَرَةُ    s-seHaratu    büyücüler  
İsim   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 41. Ayet
فَلَمَّا جَاءَ السَّحَرَةُ قَالُوا لِفِرْعَوْنَ أَئِنَّ لَنَا لَأَجْرًا إِنْ كُنَّا نَحْنُ الْغَالِبِينَ (41)

41. Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a: Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır değil mi? dediler.
 26:46  السَّحَرَةُ    s-seHaratu    büyücüler  
İsim   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 46. Ayet
فَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سَاجِدِينَ (46)

46. (Bunu görünce) sihirbazlar derhal secdeye kapandılar.
 38:4  سَاحِرٌ    sāHirun    bir sihirbazdır  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 4. Ayet
وَعَجِبُوا أَنْ جَاءَهُمْ مُنْذِرٌ مِنْهُمْ ۖ وَقَالَ الْكَافِرُونَ هَٰذَا سَاحِرٌ كَذَّابٌ (4)

4. Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kafirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır!
 40:24  سَاحِرٌ    sāHirun    bir büyücüdür  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 24. Ayet
إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَقَارُونَ فَقَالُوا سَاحِرٌ كَذَّابٌ (24)

24. Firavun'a, Haman'a ve Karun'a da onlar: "Bu, çok yalancı bir sihirbazdır! "dediler.
 43:49  السَّاحِرُ    s-sāHiru    büyücü  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Zuhruf  Suresi 49. Ayet
وَقَالُوا يَا أَيُّهَ السَّاحِرُ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِنْدَكَ إِنَّنَا لَمُهْتَدُونَ (49)

49. Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artık doğru yola gireceğiz.
 51:39  سَاحِرٌ    sāHirun    büyücüdür  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Zâriyât  Suresi 39. Ayet
فَتَوَلَّىٰ بِرُكْنِهِ وَقَالَ سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُونٌ (39)

39. Firavun ordusuyla birlikte yüz çevirmiş: "O, bir büyücüdür veya bir delidir" demişti.
 51:52  سَاحِرٌ    sāHirun    büyücüdür  
İsim   Etken   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Zâriyât  Suresi 52. Ayet
كَذَٰلِكَ مَا أَتَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنْ رَسُولٍ إِلَّا قَالُوا سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُونٌ (52)

52. İşte böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiğinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler.
Kökten (مُسَحَّرِين) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 26:153  الْمُسَحَّرِينَ    l-museHHarīne    iyice büyülenmişler-  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 153. Ayet
قَالُوا إِنَّمَا أَنْتَ مِنَ الْمُسَحَّرِينَ (153)

153. Dediler ki: Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin!
 26:185  الْمُسَحَّرِينَ    l-museHHarīne    iyice büyülenmişler-  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 185. Ayet
قَالُوا إِنَّمَا أَنْتَ مِنَ الْمُسَحَّرِينَ (185)

185. Onlar şöyle dediler: Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin!
Kökten (مَّسْحُور) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 15:15  مَسْحُورُونَ    mesHūrūne    büyülenmiş  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 15. Ayet
لَقَالُوا إِنَّمَا سُكِّرَتْ أَبْصَارُنَا بَلْ نَحْنُ قَوْمٌ مَسْحُورُونَ (15)

15. "Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır" derler.
 17:47  مَسْحُورًا    mesHūran    büyülenmiş  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İsrâ  Suresi 47. Ayet
نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَسْتَمِعُونَ بِهِ إِذْ يَسْتَمِعُونَ إِلَيْكَ وَإِذْ هُمْ نَجْوَىٰ إِذْ يَقُولُ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلًا مَسْحُورًا (47)

47. Biz, onların seni dinlerken ne maksatla dinlediklerini, kendi aralarında fısıldaşırlarken de o zalimlerin: "Siz, büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz!" dediklerini çok iyi biliriz.
 17:101  مَسْحُورًا    mesHūran    büyülenmişsin  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İsrâ  Suresi 101. Ayet
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَىٰ تِسْعَ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ ۖ فَاسْأَلْ بَنِي إِسْرَائِيلَ إِذْ جَاءَهُمْ فَقَالَ لَهُ فِرْعَوْنُ إِنِّي لَأَظُنُّكَ يَا مُوسَىٰ مَسْحُورًا (101)

101. Andolsun biz, Musa'ya açık açık dokuz ayet verdik. Haydi İsrailoğullarına sor. Musa onlara geldiğinde Firavun ona, "Ey Musa! dedi, senin büyülenmiş olduğunu sanıyorum!"
 25:8  مَسْحُورًا    mesHūran    büyülenmiş  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 8. Ayet
أَوْ يُلْقَىٰ إِلَيْهِ كَنْزٌ أَوْ تَكُونُ لَهُ جَنَّةٌ يَأْكُلُ مِنْهَا ۚ وَقَالَ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلًا مَسْحُورًا (8)

8. Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmuş bir adama uymaktasınız! dediler.