Sad-Lam-Ha     ص ل ح
doğru / iyi / dürüst / namuslu / güvenilir olmak, uymak, uygun olmak.

saleha - uygun/iyi/yararlı oldu, uydu, uyum gösterdi, iş yürüdü.
eslaha - bir şeyi doğru yapmak, reform yapmak, iyi şeyler yapmak.
sâlihât - iyi/düzgün eylemler/işler
aslaha - işleri düzeltmek, kendini düzeltmek, aralarında anlaşmaya varmak, uygun kılmak
islâh - doğruluk/namusluluk/dürüstlük, uzlaşma/barış, düzeltme/iyileştirme/yasayı değiştirme/değişiklik, daha iyi hale getirme, reform/tekrar kurma/yeniden düzenleme.
muslihun - reformcu/namuslu/dürüst/bütünlüklü/barışçı kişi

Salih Sözlükte “bir şey iyi, doğru, yararlı ve uygun olmak doğruluk, dürüstlük” anlamlarındaki salâh sulûh kökünden türeyen sâlih kelimesi “faydalı, iyi, doğru ve güzel olan, işe yarar, her türlü bozukluk ve yanlışlıktan arınmış barışçı, uyumlu” gibi mânalara gelmekte olup fâsid bozuk, düzensiz ve sû’ kötü, çirkin kelimelerinin karşıtıdır. Aynı kökten gelen sulh “nefret ve düşmanlığa son verme”, ıslâh “düzeltme, daha iyi ve faydalı hale getirme insanlar arasındaki çatışmayı ortadan kaldırma”, muslih “bozukluğu düzeltip iyileştiren, barıştan yana olan” mânalarında kullanılmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de sâlih kavramı biri “iyi, hayırlı iş ve davranış”, diğeri “dinî ve ahlâkî bakımdan iyi davranışlara sahip kişi” olmak üzere iki mânada kullanılmıştır.

Türkçe’ye girmiş türevler: salih, saliha, ıslah, ıslah etmek, sulh, maslahat, ıstılah, maslahat, maslahatgüzar, musalaha, salah, salahiyet

Aram. ṣəleḥ צלח 1. yarmak, 2. başarmak, müreffeh olmak, uygun olmak
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 180 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
28 kez   أَصْلَحَ
7 kez   إِصْلَٰح
62 kez   صَّٰلِحَٰت
2 kez   صَلَحَ
2 kez   صُلْح
65 kez   صَٰلِح
9 kez   صَٰلِح2
5 kez   مُصْلِح
Kökten (أَصْلَحَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:160  وَأَصْلَحُوا    ve eSleHū    uslananlar  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Bakara  Suresi 160. Ayet
إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا وَأَصْلَحُوا وَبَيَّنُوا فَأُولَٰئِكَ أَتُوبُ عَلَيْهِمْ ۚ وَأَنَا التَّوَّابُ الرَّحِيمُ (160)

160. Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.
 2:182  فَأَصْلَحَ    feeSleHa    ve düzeltirse  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Bakara  Suresi 182. Ayet
فَمَنْ خَافَ مِنْ مُوصٍ جَنَفًا أَوْ إِثْمًا فَأَصْلَحَ بَيْنَهُمْ فَلَا إِثْمَ عَلَيْهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ (182)

182. Her kim, vasiyet edenin haksızlığa yahut günaha meyletmesinden endişe eder de (alakalıların) aralarını bulursa kendisine günah yoktur. Şüphesiz Allah çok bağışlayan hem de esirgeyendir.
 2:224  وَتُصْلِحُوا    ve tuSliHū    ve düzetmeye  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Bakara  Suresi 224. Ayet
وَلَا تَجْعَلُوا اللَّهَ عُرْضَةً لِأَيْمَانِكُمْ أَنْ تَبَرُّوا وَتَتَّقُوا وَتُصْلِحُوا بَيْنَ النَّاسِ ۗ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ (224)

224. Yeminlerinizden dolayı Allah'ı (O'nun adını), iyilik etmenize, O'ndan sakınmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah işitir ve bilir.
 3:89  وَأَصْلَحُوا    ve eSleHū    ve uslananlar  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Âl-i İmrân  Suresi 89. Ayet
إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ (89)

89. Ancak, bundan sonra tevbe edip yola gelenler başka. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
 4:16  وَأَصْلَحَا    ve eSleHā    ve uslanırlarsa  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, İkil   Geçmiş Zaman   

Nisâ  Suresi 16. Ayet
وَاللَّذَانِ يَأْتِيَانِهَا مِنْكُمْ فَآذُوهُمَا ۖ فَإِنْ تَابَا وَأَصْلَحَا فَأَعْرِضُوا عَنْهُمَا ۗ إِنَّ اللَّهَ كَانَ تَوَّابًا رَحِيمًا (16)

16. İçinizden fuhuş yapan her iki tarafa ceza verin; eğer tevbe eder, uslanırlarsa artık onlara ceza verip eziyet etmekten vazgeçin; çünkü Allah tövbeleri çok kabul eden ve çok esirgeyendir.
 4:128  يُصْلِحَا    yuSliHā    düzeltmelerinde  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Nisâ  Suresi 128. Ayet
وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَنْ يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا ۚ وَالصُّلْحُ خَيْرٌ ۗ وَأُحْضِرَتِ الْأَنْفُسُ الشُّحَّ ۚ وَإِنْ تُحْسِنُوا وَتَتَّقُوا فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا (128)

128. Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
 4:129  تُصْلِحُوا    tuSliHū    arayı düzeltir  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Nisâ  Suresi 129. Ayet
وَلَنْ تَسْتَطِيعُوا أَنْ تَعْدِلُوا بَيْنَ النِّسَاءِ وَلَوْ حَرَصْتُمْ ۖ فَلَا تَمِيلُوا كُلَّ الْمَيْلِ فَتَذَرُوهَا كَالْمُعَلَّقَةِ ۚ وَإِنْ تُصْلِحُوا وَتَتَّقُوا فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ غَفُورًا رَحِيمًا (129)

129. Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında adil davranmaya güç yetiremezsiniz; bari birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir, günahtan sakınırsanız Allah şüphesiz çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
 4:146  وَأَصْلَحُوا    ve eSleHū    ve uslananlar  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Nisâ  Suresi 146. Ayet
إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا وَأَصْلَحُوا وَاعْتَصَمُوا بِاللَّهِ وَأَخْلَصُوا دِينَهُمْ لِلَّهِ فَأُولَٰئِكَ مَعَ الْمُؤْمِنِينَ ۖ وَسَوْفَ يُؤْتِ اللَّهُ الْمُؤْمِنِينَ أَجْرًا عَظِيمًا (146)

146. Ancak tevbe edip hallerini düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılıp dinlerini (ibadetlerini) yalnız onun için yapanlar başkadır. İşte bunlar (gerçekte) müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere yakında büyük mükafat verecektir.
 5:39  وَأَصْلَحَ    ve eSleHa    ve uslanırsa  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Mâide  Suresi 39. Ayet
فَمَنْ تَابَ مِنْ بَعْدِ ظُلْمِهِ وَأَصْلَحَ فَإِنَّ اللَّهَ يَتُوبُ عَلَيْهِ ۗ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ (39)

39. Kim (bu) haksız davranışından sonra tevbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
 6:48  وَأَصْلَحَ    ve eSleHa    ve uslanırsa  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

En’âm  Suresi 48. Ayet
وَمَا نُرْسِلُ الْمُرْسَلِينَ إِلَّا مُبَشِّرِينَ وَمُنْذِرِينَ ۖ فَمَنْ آمَنَ وَأَصْلَحَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ (48)

48. Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar üzüntü de çekmeyecekler.
 6:54  وَأَصْلَحَ    ve eSleHa    ve uslanırsa  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

En’âm  Suresi 54. Ayet
وَإِذَا جَاءَكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِنَا فَقُلْ سَلَامٌ عَلَيْكُمْ ۖ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَىٰ نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ ۖ أَنَّهُ مَنْ عَمِلَ مِنْكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِنْ بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ (54)

54. Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: Selam size! Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazdı. Gerçek şu ki: Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip de kendini ıslah ederse, bilsin ki Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
 7:35  وَأَصْلَحَ    ve eSleHa    ve uslanan  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

A’râf  Suresi 35. Ayet
يَا بَنِي آدَمَ إِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ آيَاتِي ۙ فَمَنِ اتَّقَىٰ وَأَصْلَحَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ (35)

35. Ey Adem oğulları! Size kendi içinizden ayetlerimi anlatacak peygamberler gelir de kim (onlara karşı gelmekten) sakınır ve kendini ıslah ederse, onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
 7:142  وَأَصْلِحْ    ve eSliH    ve ıslah et  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   

A’râf  Suresi 142. Ayet
وَوَاعَدْنَا مُوسَىٰ ثَلَاثِينَ لَيْلَةً وَأَتْمَمْنَاهَا بِعَشْرٍ فَتَمَّ مِيقَاتُ رَبِّهِ أَرْبَعِينَ لَيْلَةً ۚ وَقَالَ مُوسَىٰ لِأَخِيهِ هَارُونَ اخْلُفْنِي فِي قَوْمِي وَأَصْلِحْ وَلَا تَتَّبِعْ سَبِيلَ الْمُفْسِدِينَ (142)

142. (Bana ibadet etmesi için) Musa'ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilave ettik; böylece Rabbinin tayin ettiği vakit kırk geceyi buldu. Musa, kardeşi Harun'a dedi ki: Kavmimin içinde benim yerime geç, onları ıslah et, bozguncuların yoluna uyma.
 8:1  وَأَصْلِحُوا    ve eSliHū    ve düzeltin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   

Enfâl  Suresi 1. Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْأَنْفَالِ ۖ قُلِ الْأَنْفَالُ لِلَّهِ وَالرَّسُولِ ۖ فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَصْلِحُوا ذَاتَ بَيْنِكُمْ ۖ وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ (1)

1. Sana savaş ganimetlerini soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Peygamber'e aittir. O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resulüne itaat edin.
 10:81  يُصْلِحُ    yuSliHu    düzeltmez  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Yûnus  Suresi 81. Ayet
فَلَمَّا أَلْقَوْا قَالَ مُوسَىٰ مَا جِئْتُمْ بِهِ السِّحْرُ ۖ إِنَّ اللَّهَ سَيُبْطِلُهُ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُصْلِحُ عَمَلَ الْمُفْسِدِينَ (81)

81. Onlar (iplerini) atınca, Musa dedi ki: "Sizin getirdiğiniz sihirdir. Allah onu boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah bozguncuların işini düzeltmez."
 16:119  وَأَصْلَحُوا    ve eSleHū    ve uslananlar için  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Nahl  Suresi 119. Ayet
ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ عَمِلُوا السُّوءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ (119)

119. Sonra şüphesiz Rabbin, cahillik sebebiyle kötülük yapan, sonra da bunun ardından tevbe edip durumunu düzeltenleri (bağışlayacaktır). Çünkü onlar tevbe ettikten sonra Rabbin elbet çok bağışlayan, pek esirgeyendir.
 21:90  وَأَصْلَحْنَا    ve eSleHnā    ve ıslah ettik  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Enbiyâ  Suresi 90. Ayet
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيَىٰ وَأَصْلَحْنَا لَهُ زَوْجَهُ ۚ إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا ۖ وَكَانُوا لَنَا خَاشِعِينَ (90)

90. Biz onun da duasını kabul ettik ve ona Yahya'yı verdik; eşini de kendisi için (çocuk doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar (bütün bu peygamberler), hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı; onlar, bize karşı derin saygı içindeydiler.
 24:5  وَأَصْلَحُوا    ve eSleHū    ve uslananlar  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Nûr  Suresi 5. Ayet
إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ (5)

5. Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
 26:152  يُصْلِحُونَ    yuSliHūne    ıslah etmeyenlerin  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Şu’arâ  Suresi 152. Ayet
الَّذِينَ يُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ (152)

152. "Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyenler(in sözüyle hareket etmeyin).
 27:48  يُصْلِحُونَ    yuSliHūne    düzeltmezlerdi  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Neml  Suresi 48. Ayet
وَكَانَ فِي الْمَدِينَةِ تِسْعَةُ رَهْطٍ يُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ (48)

48. O şehirde dokuz kişi (elebaşı) vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı.
 33:71  يُصْلِحْ    yuSliH    düzeltsin  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Ahzâb  Suresi 71. Ayet
يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ ۗ وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظِيمًا (71)

71. (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.
 42:40  وَأَصْلَحَ    ve eSleHa    ve barışırsa  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Şûrâ  Suresi 40. Ayet
وَجَزَاءُ سَيِّئَةٍ سَيِّئَةٌ مِثْلُهَا ۖ فَمَنْ عَفَا وَأَصْلَحَ فَأَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ ۚ إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِمِينَ (40)

40. Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükafatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.
 46:15  وَأَصْلِحْ    ve eSliH    ve salahı devam ettir  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   

Ahkâf  Suresi 15. Ayet
وَوَصَّيْنَا الْإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ إِحْسَانًا ۖ حَمَلَتْهُ أُمُّهُ كُرْهًا وَوَضَعَتْهُ كُرْهًا ۖ وَحَمْلُهُ وَفِصَالُهُ ثَلَاثُونَ شَهْرًا ۚ حَتَّىٰ إِذَا بَلَغَ أَشُدَّهُ وَبَلَغَ أَرْبَعِينَ سَنَةً قَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَىٰ وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَصْلِحْ لِي فِي ذُرِّيَّتِي ۖ إِنِّي تُبْتُ إِلَيْكَ وَإِنِّي مِنَ الْمُسْلِمِينَ (15)

15. Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardanım.
 47:2  وَأَصْلَحَ    ve eSleHa    ve düzeltmiştir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Muhammed  Suresi 2. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَآمَنُوا بِمَا نُزِّلَ عَلَىٰ مُحَمَّدٍ وَهُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ ۙ كَفَّرَ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَأَصْلَحَ بَالَهُمْ (2)

2. İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
 47:5  وَيُصْلِحُ    ve yuSliHu    ve düzeltecektir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Muhammed  Suresi 5. Ayet
سَيَهْدِيهِمْ وَيُصْلِحُ بَالَهُمْ (5)

5. Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şadedecek.
 49:9  فَأَصْلِحُوا    feeSliHū    düzeltin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   

Hucurât  Suresi 9. Ayet
وَإِنْ طَائِفَتَانِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ اقْتَتَلُوا فَأَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا ۖ فَإِنْ بَغَتْ إِحْدَاهُمَا عَلَى الْأُخْرَىٰ فَقَاتِلُوا الَّتِي تَبْغِي حَتَّىٰ تَفِيءَ إِلَىٰ أَمْرِ اللَّهِ ۚ فَإِنْ فَاءَتْ فَأَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا بِالْعَدْلِ وَأَقْسِطُوا ۖ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ (9)

9. Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever.
 49:9  فَأَصْلِحُوا    feeSliHū    artık düzeltin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   

Hucurât  Suresi 9. Ayet
وَإِنْ طَائِفَتَانِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ اقْتَتَلُوا فَأَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا ۖ فَإِنْ بَغَتْ إِحْدَاهُمَا عَلَى الْأُخْرَىٰ فَقَاتِلُوا الَّتِي تَبْغِي حَتَّىٰ تَفِيءَ إِلَىٰ أَمْرِ اللَّهِ ۚ فَإِنْ فَاءَتْ فَأَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا بِالْعَدْلِ وَأَقْسِطُوا ۖ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ (9)

9. Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever.
 49:10  فَأَصْلِحُوا    feeSliHū    o halde düzeltin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   

Hucurât  Suresi 10. Ayet
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ (10)

10. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.
Kökten (إِصْلَٰح) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:220  إِصْلَاحٌ    iSlāHun    ıslah etmek  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 220. Ayet
فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ ۗ وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْيَتَامَىٰ ۖ قُلْ إِصْلَاحٌ لَهُمْ خَيْرٌ ۖ وَإِنْ تُخَالِطُوهُمْ فَإِخْوَانُكُمْ ۚ وَاللَّهُ يَعْلَمُ الْمُفْسِدَ مِنَ الْمُصْلِحِ ۚ وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَأَعْنَتَكُمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ (220)

220. Dünya ve ahiret hakkında (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakimdir.
 2:228  إِصْلَاحًا    iSlāHen    barışmak  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 228. Ayet
وَالْمُطَلَّقَاتُ يَتَرَبَّصْنَ بِأَنْفُسِهِنَّ ثَلَاثَةَ قُرُوءٍ ۚ وَلَا يَحِلُّ لَهُنَّ أَنْ يَكْتُمْنَ مَا خَلَقَ اللَّهُ فِي أَرْحَامِهِنَّ إِنْ كُنَّ يُؤْمِنَّ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ۚ وَبُعُولَتُهُنَّ أَحَقُّ بِرَدِّهِنَّ فِي ذَٰلِكَ إِنْ أَرَادُوا إِصْلَاحًا ۚ وَلَهُنَّ مِثْلُ الَّذِي عَلَيْهِنَّ بِالْمَعْرُوفِ ۚ وَلِلرِّجَالِ عَلَيْهِنَّ دَرَجَةٌ ۗ وَاللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ (228)

228. Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helal olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azizdir, hakimdir.
 4:35  إِصْلَاحًا    iSlāHen    uzlaştırmak  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 35. Ayet
وَإِنْ خِفْتُمْ شِقَاقَ بَيْنِهِمَا فَابْعَثُوا حَكَمًا مِنْ أَهْلِهِ وَحَكَمًا مِنْ أَهْلِهَا إِنْ يُرِيدَا إِصْلَاحًا يُوَفِّقِ اللَّهُ بَيْنَهُمَا ۗ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا خَبِيرًا (35)

35. Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.
 4:114  إِصْلَاحٍ    iSlāHin    düzeltmeyi  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 114. Ayet
لَا خَيْرَ فِي كَثِيرٍ مِنْ نَجْوَاهُمْ إِلَّا مَنْ أَمَرَ بِصَدَقَةٍ أَوْ مَعْرُوفٍ أَوْ إِصْلَاحٍ بَيْنَ النَّاسِ ۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذَٰلِكَ ابْتِغَاءَ مَرْضَاتِ اللَّهِ فَسَوْفَ نُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا (114)

114. Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in fısıldaşması) müstesna. Kim Allah'ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz.
 7:56  إِصْلَاحِهَا    iSlāHihā    düzeltildikten  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 56. Ayet
وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ بَعْدَ إِصْلَاحِهَا وَادْعُوهُ خَوْفًا وَطَمَعًا ۚ إِنَّ رَحْمَتَ اللَّهِ قَرِيبٌ مِنَ الْمُحْسِنِينَ (56)

56. Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır.
 7:85  إِصْلَاحِهَا    iSlāHihā    düzeltildikten  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 85. Ayet
وَإِلَىٰ مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا ۗ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ ۖ قَدْ جَاءَتْكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ ۖ فَأَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ بَعْدَ إِصْلَاحِهَا ۚ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ (85)

85. Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir; artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin. Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır.
 11:88  الْإِصْلَاحَ    l-iSlāHa    ıslah etmek  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 88. Ayet
قَالَ يَا قَوْمِ أَرَأَيْتُمْ إِنْ كُنْتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّي وَرَزَقَنِي مِنْهُ رِزْقًا حَسَنًا ۚ وَمَا أُرِيدُ أَنْ أُخَالِفَكُمْ إِلَىٰ مَا أَنْهَاكُمْ عَنْهُ ۚ إِنْ أُرِيدُ إِلَّا الْإِصْلَاحَ مَا اسْتَطَعْتُ ۚ وَمَا تَوْفِيقِي إِلَّا بِاللَّهِ ۚ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ (88)

88. Dedi ki: Ey kavmim! Eğer benim, Rabbim tarafından (verilmiş) apaçık bir delilim varsa ve O bana tarafından güzel bir rızık vermişse buna ne dersiniz? Size yasak ettiğim şeylerin aksini yaparak size aykırı davranmak istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmek istiyorum. Fakat başarmam ancak Allah'ın yardımı iledir. Yalnız O'na dayandım ve yalnız O'na döneceğim.
Kökten (صَّٰلِحَٰت) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:25  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    salih işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 25. Ayet
وَبَشِّرِ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ۖ كُلَّمَا رُزِقُوا مِنْهَا مِنْ ثَمَرَةٍ رِزْقًا ۙ قَالُوا هَٰذَا الَّذِي رُزِقْنَا مِنْ قَبْلُ ۖ وَأُتُوا بِهِ مُتَشَابِهًا ۖ وَلَهُمْ فِيهَا أَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ ۖ وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (25)

25. İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele! O cennetlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için cennette tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedi kalıcılardır.
 2:82  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    yararlı işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 82. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (82)

82. İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.
 2:277  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    salih güzel  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 277. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ (277)

277. İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekat verenler var ya, onların mükafatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.
 3:57  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi şeyler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 57. Ayet
وَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ ۗ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِمِينَ (57)

57. İman edip iyi davranışlarda bulunanlara gelince, Allah onların mükafatlarını eksiksiz verecektir. Allah zalimleri sevmez.
 4:34  فَالصَّالِحَاتُ    feSSāliHātu    iyi kadınlar  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 34. Ayet
الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاءِ بِمَا فَضَّلَ اللَّهُ بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ وَبِمَا أَنْفَقُوا مِنْ أَمْوَالِهِمْ ۚ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللَّهُ ۚ وَاللَّاتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ ۖ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلَا تَبْغُوا عَلَيْهِنَّ سَبِيلًا ۗ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا (34)

34. Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için saliha kadınlar itaatkardır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.
 4:57  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 57. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۖ لَهُمْ فِيهَا أَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ ۖ وَنُدْخِلُهُمْ ظِلًّا ظَلِيلًا (57)

57. İnanıp; iyi işler yapanları da, içinde ebediyen kalmak üzere girecekleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu (tatlı) bir gölgeye koyarız.
 4:122  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 122. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۖ وَعْدَ اللَّهِ حَقًّا ۚ وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ اللَّهِ قِيلًا (122)

122. İman eden ve iyi işler yapanları, içinde ebedi kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah, (bu söylenenleri) hak bir söz olarak vadetti. Söz verme ve onu tutma bakımından kim Allah'tan daha doğru olabilir?
 4:124  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    güzel işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 124. Ayet
وَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَأُولَٰئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُونَ نَقِيرًا (124)

124. Erkek olsun, kadın olsun, her kim de mümin olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.
 4:173  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 173. Ayet
فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ وَيَزِيدُهُمْ مِنْ فَضْلِهِ ۖ وَأَمَّا الَّذِينَ اسْتَنْكَفُوا وَاسْتَكْبَرُوا فَيُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَلَا يَجِدُونَ لَهُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا (173)

173. İman edip iyi işler yapanlara (Allah) ecirlerini tam olarak verecek ve onlara lütfundan daha fazlasını da ihsan edecektir. Kulluğundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara acı bir şekilde azap edecektir. Onlar, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulurlar. (Kendilerini Allah'ın azabından kurtaracak bir kimse bulamazlar.)
 5:9  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 9. Ayet
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ۙ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ عَظِيمٌ (9)

9. Allah, iman eden ve iyi şeyler yapanlara söz vermiştir; onlara bağışlama ve büyük mükafat vardır.
 5:93  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 93. Ayet
لَيْسَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُوا إِذَا مَا اتَّقَوْا وَآمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَآمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَأَحْسَنُوا ۗ وَاللَّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ (93)

93. İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever.
 5:93  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 93. Ayet
لَيْسَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُوا إِذَا مَا اتَّقَوْا وَآمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَآمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَأَحْسَنُوا ۗ وَاللَّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ (93)

93. İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever.
 7:42  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 42. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (42)

42. İnanıp da iyi işler yapanlara gelince -ki hiç kimseye gücünün üstünde bir vazife yüklemeyiz- işte onlar, cennet ehlidir. Orada onlar ebedi kalacaklar.
 10:4  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    salih  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 4. Ayet
إِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا ۖ وَعْدَ اللَّهِ حَقًّا ۚ إِنَّهُ يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ لِيَجْزِيَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ بِالْقِسْطِ ۚ وَالَّذِينَ كَفَرُوا لَهُمْ شَرَابٌ مِنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُونَ (4)

4. Allah'ın gerçek bir vadi olarak hepinizin dönüşü ancak O'nadır. Çünkü O, mahlukatı önce (yoktan) yaratır, sonra da iman edip iyi işler yapanlara adaletle mükafat vermek için (onları huzuruna) geri çevirir. Kafir olanlara gelince, inkar etmekte oldukları şeylerden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve elem verici bir azap vardır.
 10:9  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    salih  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 9. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ يَهْدِيهِمْ رَبُّهُمْ بِإِيمَانِهِمْ ۖ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمُ الْأَنْهَارُ فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ (9)

9. İman edip güzel işler yapanlara gelince, imanları sebebiyle Rableri onları nimet dolu cennetlerde, alt tarafından ırmaklar akan (saraylara) erdirir.
 11:11  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    salih  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 11. Ayet
إِلَّا الَّذِينَ صَبَرُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَٰئِكَ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ (11)

11. Ancak (musibetlere) sabredip güzel iş yapanlar böyle değildir. İşte onlar için bir bağış ve bir büyük mükafat vardır.
 11:23  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 23. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَأَخْبَتُوا إِلَىٰ رَبِّهِمْ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (23)

23. İnanıp da güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar cennet ehlidir. Onlar orada ebedi kalırlar.
 13:29  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    güzel işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Ra’d  Suresi 29. Ayet
الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبَىٰ لَهُمْ وَحُسْنُ مَآبٍ (29)

29. İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir.
 14:23  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işyer  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

İbrahim  Suresi 23. Ayet
وَأُدْخِلَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِمْ ۖ تَحِيَّتُهُمْ فِيهَا سَلَامٌ (23)

23. İman edip de iyi işler yapanlar, Rablerinin izniyle içinde ebedi kalacakları ve zemininden ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır. Orada (birbirleriyle) karşılaştıkça söyledikleri "selam" dır.
 17:9  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

İsrâ  Suresi 9. Ayet
إِنَّ هَٰذَا الْقُرْآنَ يَهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا كَبِيرًا (9)

9. Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler.
 18:2  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 2. Ayet
قَيِّمًا لِيُنْذِرَ بَأْسًا شَدِيدًا مِنْ لَدُنْهُ وَيُبَشِّرَ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا حَسَنًا (2)

2. Onu dosdoğru (bir Kitab)olarak indirdi ki katından gelecek şiddetli azaba karşı (insanları)uyarmak ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel mükafat bulunduğunu müjdelemek için.
 18:30  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 30. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ مَنْ أَحْسَنَ عَمَلًا (30)

30. İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar (bilmelidirler ki) biz, güzel işler yapanların ecrini zayi etmeyiz.
 18:46  الصَّالِحَاتُ    S-SāliHātu    güzel işler ise  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 46. Ayet
الْمَالُ وَالْبَنُونَ زِينَةُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ أَمَلًا (46)

46. Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha layıktır.
 18:107  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 107. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ كَانَتْ لَهُمْ جَنَّاتُ الْفِرْدَوْسِ نُزُلًا (107)

107. İman edip iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için makam olarak Firdevs cennetleri vardır.
 19:76  الصَّالِحَاتُ    S-SāliHātu    yararlı işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 76. Ayet
وَيَزِيدُ اللَّهُ الَّذِينَ اهْتَدَوْا هُدًى ۗ وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ مَرَدًّا (76)

76. Allah, doğru yola gidenlerin hidayetini artırır. Sürekli kalan iyi işler, Rabbinin nezdinde hem mükafat bakımından daha hayırlı, hem de akıbetçe daha iyidir.
 19:96  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    faydalı işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 96. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمَٰنُ وُدًّا (96)

96. İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.
 20:75  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 75. Ayet
وَمَنْ يَأْتِهِ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَأُولَٰئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلَىٰ (75)

75. Kim de iyi davranışlarda bulunmuş bir mümin olarak O'na varırsa, üstün dereceler işte sırf bunlar içindir.
 20:112  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi olan işler-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 112. Ayet
وَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا يَخَافُ ظُلْمًا وَلَا هَضْمًا (112)

112. Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
 21:94  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 94. Ayet
فَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا كُفْرَانَ لِسَعْيِهِ وَإِنَّا لَهُ كَاتِبُونَ (94)

94. Bu durumda her kim mümin olarak iyi davranışlar yaparsa onun çabasını görmezlikten gelmek olmaz. Zira biz onu yazmaktayız.
 22:14  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 14. Ayet
إِنَّ اللَّهَ يُدْخِلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ۚ إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ (14)

14. Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunan kimseleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere kabul eder. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar.
 22:23  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 23. Ayet
إِنَّ اللَّهَ يُدْخِلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يُحَلَّوْنَ فِيهَا مِنْ أَسَاوِرَ مِنْ ذَهَبٍ وَلُؤْلُؤًا ۖ وَلِبَاسُهُمْ فِيهَا حَرِيرٌ (23)

23. Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunanları, zemininden ırmaklar akan cennetlere kabul eder. Bunlar orada altın bileziklerle ve incilerle bezenirler. Orada giyecekleri ise ipektir.
 22:50  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 50. Ayet
فَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ (50)

50. İman edip salih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.
 22:56  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 56. Ayet
الْمُلْكُ يَوْمَئِذٍ لِلَّهِ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ ۚ فَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ (56)

56. O gün, mülk Allah'ındır. İnsanlar arasında hüküm verir. (Bu hüküm gereği) iman edip iyi davranışlarda bulunanlar Naim cennetlerinin içindedirler.
 24:55  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Nûr  Suresi 55. Ayet
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَىٰ لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا ۚ يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا ۚ وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ (55)

55. Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslam'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vadetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkar ederse, işte bunlar asıl büyük günahkarlardır.
 26:227  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 227. Ayet
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَذَكَرُوا اللَّهَ كَثِيرًا وَانْتَصَرُوا مِنْ بَعْدِ مَا ظُلِمُوا ۗ وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ (227)

227. Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah'ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.
 29:7  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 7. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَحْسَنَ الَّذِي كَانُوا يَعْمَلُونَ (7)

7. İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.
 29:9  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 9. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُدْخِلَنَّهُمْ فِي الصَّالِحِينَ (9)

9. İman edip iyi işler yapanları, muhakkak salihler (zümresi) içine katarız.
 29:58  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 58. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُبَوِّئَنَّهُمْ مِنَ الْجَنَّةِ غُرَفًا تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ۚ نِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ (58)

58. İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, içinde ebedi kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükafatı ne güzeldir!
 30:15  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Rûm  Suresi 15. Ayet
فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَهُمْ فِي رَوْضَةٍ يُحْبَرُونَ (15)

15. İman edip iyi işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.
 30:45  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Rûm  Suresi 45. Ayet
لِيَجْزِيَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْ فَضْلِهِ ۚ إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْكَافِرِينَ (45)

45. Zira Allah, iman edip iyi işler yapanlara kendi lütfundan karşılık verecektir. Şüphesiz O, kafirleri sevmez.
 31:8  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Lokman  Suresi 8. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتُ النَّعِيمِ (8)

8. Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, nimetleri bol cennetler vardır.
 32:19  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Secde  Suresi 19. Ayet
أَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ جَنَّاتُ الْمَأْوَىٰ نُزُلًا بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (19)

19. İman edip de, iyi işler yapanlara gelince, onlar için yaptıklarına karşılık olarak varıp kalacakları cennet konakları vardır.
 34:4  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 4. Ayet
لِيَجْزِيَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ۚ أُولَٰئِكَ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ (4)

4. Allah, inanıp iyi işler yapanları mükafatlandırmak için (her şeyi açık bir kitapta tesbit etmiştir). Onlar için büyük bir mağfiret ve güzel bir rızık vardır.
 35:7  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Fâtır  Suresi 7. Ayet
الَّذِينَ كَفَرُوا لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ ۖ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ (7)

7. İnkar edenler için şüphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.
 38:24  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 24. Ayet
قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِ ۖ وَإِنَّ كَثِيرًا مِنَ الْخُلَطَاءِ لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَلِيلٌ مَا هُمْ ۗ وَظَنَّ دَاوُودُ أَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ ۩ (24)

24. Davud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. Yalnız iman edip de iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah'a yöneldi.
 38:28  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 28. Ayet
أَمْ نَجْعَلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ كَالْمُفْسِدِينَ فِي الْأَرْضِ أَمْ نَجْعَلُ الْمُتَّقِينَ كَالْفُجَّارِ (28)

28. Yoksa biz, iman edip de iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya (Allah'tan) korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız?
 40:58  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 58. Ayet
وَمَا يَسْتَوِي الْأَعْمَىٰ وَالْبَصِيرُ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَلَا الْمُسِيءُ ۚ قَلِيلًا مَا تَتَذَكَّرُونَ (58)

58. Körle gören, inanıp iyi amellerde bulunanla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz!
 41:8  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Fussilet  Suresi 8. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ (8)

8. Şüphesiz iman edip iyi iş yapanlar için tükenmeyen bir mükafat vardır.
 42:22  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şûrâ  Suresi 22. Ayet
تَرَى الظَّالِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا كَسَبُوا وَهُوَ وَاقِعٌ بِهِمْ ۗ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فِي رَوْضَاتِ الْجَنَّاتِ ۖ لَهُمْ مَا يَشَاءُونَ عِنْدَ رَبِّهِمْ ۚ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ (22)

22. Yaptıkları şeyler başlarına gelirken zalimlerin, korkudan titrediklerini göreceksin. İman edip iyi işler yapanlar da cennet bahçelerindedirler. Rablerinin yanında onlara diledikleri her şey vardır. İşte büyük lütuf budur.
 42:23  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şûrâ  Suresi 23. Ayet
ذَٰلِكَ الَّذِي يُبَشِّرُ اللَّهُ عِبَادَهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ۗ قُلْ لَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِلَّا الْمَوَدَّةَ فِي الْقُرْبَىٰ ۗ وَمَنْ يَقْتَرِفْ حَسَنَةً نَزِدْ لَهُ فِيهَا حُسْنًا ۚ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ شَكُورٌ (23)

23. İşte Allah'ın, iman eden ve iyi işler yapan kullarına müjdelediği nimet budur. Deki: Ben buna karşılık sizden akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik işlerse onun sevabını fazlasıyla veririz. Şüphesiz Allah bağışlayan, şükrün karşılığını verendir.
 42:26  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şûrâ  Suresi 26. Ayet
وَيَسْتَجِيبُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَيَزِيدُهُمْ مِنْ فَضْلِهِ ۚ وَالْكَافِرُونَ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ (26)

26. Allah, iman edip iyi işler yapanların tevbesini kabul eder, lütfundan onlara, fazlasını verir. Kafirlere gelince, onlara da çetin bir azap vardır.
 45:21  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi ameller  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Câsiye  Suresi 21. Ayet
أَمْ حَسِبَ الَّذِينَ اجْتَرَحُوا السَّيِّئَاتِ أَنْ نَجْعَلَهُمْ كَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَوَاءً مَحْيَاهُمْ وَمَمَاتُهُمْ ۚ سَاءَ مَا يَحْكُمُونَ (21)

21. Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
 45:30  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Câsiye  Suresi 30. Ayet
فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُدْخِلُهُمْ رَبُّهُمْ فِي رَحْمَتِهِ ۚ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْمُبِينُ (30)

30. İnanıp iyi işler yapanlara gelince, Rableri onları rahmetine kabul eder. İşte apaçık kurtuluş budur.
 47:2  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Muhammed  Suresi 2. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَآمَنُوا بِمَا نُزِّلَ عَلَىٰ مُحَمَّدٍ وَهُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ ۙ كَفَّرَ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَأَصْلَحَ بَالَهُمْ (2)

2. İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
 47:12  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Muhammed  Suresi 12. Ayet
إِنَّ اللَّهَ يُدْخِلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ۖ وَالَّذِينَ كَفَرُوا يَتَمَتَّعُونَ وَيَأْكُلُونَ كَمَا تَأْكُلُ الْأَنْعَامُ وَالنَّارُ مَثْوًى لَهُمْ (12)

12. Muhakkak ki Allah, inanıp iyi işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar; inkar edenler ise (dünyadan) faydalanırlar, hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri ateştir.
 48:29  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Fetih  Suresi 29. Ayet
مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ ۚ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاءُ بَيْنَهُمْ ۖ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا ۖ سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِمْ مِنْ أَثَرِ السُّجُودِ ۚ ذَٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ ۚ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنْجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَىٰ عَلَىٰ سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ ۗ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُمْ مَغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا (29)

29. Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kafirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükuya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kafirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükafat vadetmiştir.
 65:11  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    yararlı işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Talâk  Suresi 11. Ayet
رَسُولًا يَتْلُو عَلَيْكُمْ آيَاتِ اللَّهِ مُبَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ ۚ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللَّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۖ قَدْ أَحْسَنَ اللَّهُ لَهُ رِزْقًا (11)

11. İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık ayetlerini okuyan bir Peygamber göndermiştir. Kim Allah'a inanır ve faydalı iş yaparsa Allah onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. Allah o kimse için gerçekten güzel bir rızık vermiştir.
 84:25  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    yararlı işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

İnşikâk  Suresi 25. Ayet
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ (25)

25. İman edip salih amel işleyenler başkadır; onlar için arkası kesilmeyen bir mükafat vardır.
 85:11  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bürûc  Suresi 11. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ۚ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْكَبِيرُ (11)

11. İman edip salih ameller işleyenlere ise, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur.
 95:6  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tîn  Suresi 6. Ayet
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ (6)

6. Fakat iman edip salih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır.
 98:7  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Beyyine  Suresi 7. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَٰئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ (7)

7. İman edip salih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.
 103:3  الصَّالِحَاتِ    S-SāliHāti    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Asr  Suresi 3. Ayet
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ (3)

3. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.
Kökten (صَلَحَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 13:23  صَلَحَ    SaleHa    iyi olan  
Fiil   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ra’d  Suresi 23. Ayet
جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ آبَائِهِمْ وَأَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ ۖ وَالْمَلَائِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِمْ مِنْ كُلِّ بَابٍ (23)

23. (O yurt) Adn cennetleridir; oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından salih olanlarla beraber girecekler, melekler de her kapıdan onların yanına varacaklardır.
 40:8  صَلَحَ    SaleHa    iyi olan  
Fiil   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 8. Ayet
رَبَّنَا وَأَدْخِلْهُمْ جَنَّاتِ عَدْنٍ الَّتِي وَعَدْتَهُمْ وَمَنْ صَلَحَ مِنْ آبَائِهِمْ وَأَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ ۚ إِنَّكَ أَنْتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ (8)

8. Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vadettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz aziz ve hakim olan sensin!
Kökten (صُلْح) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 4:128  وَالصُّلْحُ    ve SSulHu    ve barış  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 128. Ayet
وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَنْ يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا ۚ وَالصُّلْحُ خَيْرٌ ۗ وَأُحْضِرَتِ الْأَنْفُسُ الشُّحَّ ۚ وَإِنْ تُحْسِنُوا وَتَتَّقُوا فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا (128)

128. Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
 4:128  صُلْحًا    SulHen    anlaşma ile  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 128. Ayet
وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَنْ يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا ۚ وَالصُّلْحُ خَيْرٌ ۗ وَأُحْضِرَتِ الْأَنْفُسُ الشُّحَّ ۚ وَإِنْ تُحْسِنُوا وَتَتَّقُوا فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا (128)

128. Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Kökten (صَٰلِح) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:62  صَالِحًا    SāliHen    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 62. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالنَّصَارَىٰ وَالصَّابِئِينَ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ (62)

62. Şüphesiz iman edenler; yani yahudilerden, hıristiyanlardan ve sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe hakkıyla inanıp salih amel işleyenler için Rableri katında mükafatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur. Onlar üzüntü çekmeyeceklerdir.
 2:130  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    salihlerdendir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 130. Ayet
وَمَنْ يَرْغَبُ عَنْ مِلَّةِ إِبْرَاهِيمَ إِلَّا مَنْ سَفِهَ نَفْسَهُ ۚ وَلَقَدِ اصْطَفَيْنَاهُ فِي الدُّنْيَا ۖ وَإِنَّهُ فِي الْآخِرَةِ لَمِنَ الصَّالِحِينَ (130)

130. İbrahim'in dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir.
 3:39  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyiler-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 39. Ayet
فَنَادَتْهُ الْمَلَائِكَةُ وَهُوَ قَائِمٌ يُصَلِّي فِي الْمِحْرَابِ أَنَّ اللَّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَىٰ مُصَدِّقًا بِكَلِمَةٍ مِنَ اللَّهِ وَسَيِّدًا وَحَصُورًا وَنَبِيًّا مِنَ الصَّالِحِينَ (39)

39. Zekeriyya mabedde durmuş namaz kılarken melekler ona şöyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler.
 3:46  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    ve iyilerden olacaktır  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 46. Ayet
وَيُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلًا وَمِنَ الصَّالِحِينَ (46)

46. Salihlerden olarak beşikte iken ve yetişkinlik halinde insanlara (peygamber sözleri ile) konuşacak.
 3:114  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyiler-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 114. Ayet
يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَأُولَٰئِكَ مِنَ الصَّالِحِينَ (114)

114. Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır.
 4:69  وَالصَّالِحِينَ    ve SSāliHīne    ve Salihlerle  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 69. Ayet
وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَالرَّسُولَ فَأُولَٰئِكَ مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصَّالِحِينَ ۚ وَحَسُنَ أُولَٰئِكَ رَفِيقًا (69)

69. Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddikler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!
 5:69  صَالِحًا    SāliHen    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 69. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالصَّابِئُونَ وَالنَّصَارَىٰ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ (69)

69. İman edenler ile yahudiler, sabiiler ve hıristiyanlardan Allah'a ve ahiret gününe (gerçekten) inanıp iyi amel işleyenler üzerine asla korku yoktur; onlar üzülecek de değillerdir.
 5:84  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyi  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 84. Ayet
وَمَا لَنَا لَا نُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَمَا جَاءَنَا مِنَ الْحَقِّ وَنَطْمَعُ أَنْ يُدْخِلَنَا رَبُّنَا مَعَ الْقَوْمِ الصَّالِحِينَ (84)

84. "Rabbimizin bizi iyiler arasına katmasını umup dururken niçin Allah'a ve bize gelen gerçeğe iman etmeyelim?"
 6:85  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    salihler-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 85. Ayet
وَزَكَرِيَّا وَيَحْيَىٰ وَعِيسَىٰ وَإِلْيَاسَ ۖ كُلٌّ مِنَ الصَّالِحِينَ (85)

85. Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'ı da (doğru yola iletmiştik). Hepsi de iyilerden idi.
 7:168  الصَّالِحُونَ    S-SāliHūne    iyi kişilerdir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 168. Ayet
وَقَطَّعْنَاهُمْ فِي الْأَرْضِ أُمَمًا ۖ مِنْهُمُ الصَّالِحُونَ وَمِنْهُمْ دُونَ ذَٰلِكَ ۖ وَبَلَوْنَاهُمْ بِالْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّئَاتِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ (168)

168. Onları (yahudileri) gurup gurup yeryüzüne dağıttık. Onlardan iyi kimseler vardır, yine onlardan bundan aşağıda olanları da vardır. (Kötülüklerinden) belki dönerler diye onları iyilik ve kötülüklerle imtihan ettik.
 7:189  صَالِحًا    SāliHen    iyi güzel bir çocuk  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 189. Ayet
هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا ۖ فَلَمَّا تَغَشَّاهَا حَمَلَتْ حَمْلًا خَفِيفًا فَمَرَّتْ بِهِ ۖ فَلَمَّا أَثْقَلَتْ دَعَوَا اللَّهَ رَبَّهُمَا لَئِنْ آتَيْتَنَا صَالِحًا لَنَكُونَنَّ مِنَ الشَّاكِرِينَ (189)

189. Sizi bir tek candan (Âdem'den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva'yı) yaratan O'dur. Eşi ile (birleşince) eşi hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, Rableri Allah'a: Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkak şükredenlerden olacağız, diye dua ettiler.
 7:190  صَالِحًا    SāliHen    iyi, güzel bir çocuk  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 190. Ayet
فَلَمَّا آتَاهُمَا صَالِحًا جَعَلَا لَهُ شُرَكَاءَ فِيمَا آتَاهُمَا ۚ فَتَعَالَى اللَّهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ (190)

190. Fakat (Allah) onlara kusursuz bir çocuk verince, kendilerine verdiği bu çocuk hakkında (sonradan insanlar) Allah'a ortak koştular. Allah ise onların ortak koştuğu şeyden yücedir.
 7:196  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyileri  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 196. Ayet
إِنَّ وَلِيِّيَ اللَّهُ الَّذِي نَزَّلَ الْكِتَابَ ۖ وَهُوَ يَتَوَلَّى الصَّالِحِينَ (196)

196. Şüphesiz ki, benim koruyanım Kitab'ı indiren Allah'tır. Ve O bütün salih kullarını görüp gözetir.
 9:75  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    yararlı insanlar-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 75. Ayet
وَمِنْهُمْ مَنْ عَاهَدَ اللَّهَ لَئِنْ آتَانَا مِنْ فَضْلِهِ لَنَصَّدَّقَنَّ وَلَنَكُونَنَّ مِنَ الصَّالِحِينَ (75)

75. Onlardan kimi de, Eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka vereceğiz ve elbette biz salihlerden olacağız! diye Allah'a and içti.
 9:102  صَالِحًا    SāliHen    iyi  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 102. Ayet
وَآخَرُونَ اعْتَرَفُوا بِذُنُوبِهِمْ خَلَطُوا عَمَلًا صَالِحًا وَآخَرَ سَيِّئًا عَسَى اللَّهُ أَنْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ (102)

102. Diğerleri ise günahlarını itiraf ettiler, iyi bir ameli diğer kötü bir amelle karıştırdılar. (Tevbe ederlerse) umulur ki Allah onların tevbesini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir.
 9:120  صَالِحٌ    SāliHun    salih  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 120. Ayet
مَا كَانَ لِأَهْلِ الْمَدِينَةِ وَمَنْ حَوْلَهُمْ مِنَ الْأَعْرَابِ أَنْ يَتَخَلَّفُوا عَنْ رَسُولِ اللَّهِ وَلَا يَرْغَبُوا بِأَنْفُسِهِمْ عَنْ نَفْسِهِ ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ لَا يُصِيبُهُمْ ظَمَأٌ وَلَا نَصَبٌ وَلَا مَخْمَصَةٌ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَطَئُونَ مَوْطِئًا يَغِيظُ الْكُفَّارَ وَلَا يَنَالُونَ مِنْ عَدُوٍّ نَيْلًا إِلَّا كُتِبَ لَهُمْ بِهِ عَمَلٌ صَالِحٌ ۚ إِنَّ اللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ الْمُحْسِنِينَ (120)

120. Medine halkına ve onların çevresinde bulunan bedevi Araplara Allah'ın Resulünden geri kalmaları ve onun canından önce kendi canlarını düşünmeleri yakışmaz. İşte onların Allah yolunda bir susuzluğa, bir yorgunluğa ve bir açlığa duçar olmaları, kafirleri öfkelendirecek bir yere (ayak) basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları, ancak bunların karşılığında kendilerine salih bir amel yazılması içindir. Çünkü Allah iyilik yapanların mükafatını zayi etmez.
 11:46  صَالِحٍ    SāliHin    iyi  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 46. Ayet
قَالَ يَا نُوحُ إِنَّهُ لَيْسَ مِنْ أَهْلِكَ ۖ إِنَّهُ عَمَلٌ غَيْرُ صَالِحٍ ۖ فَلَا تَسْأَلْنِ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ ۖ إِنِّي أَعِظُكَ أَنْ تَكُونَ مِنَ الْجَاهِلِينَ (46)

46. Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.
 12:9  صَالِحِينَ    SāliHīne    iyi  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 9. Ayet
اقْتُلُوا يُوسُفَ أَوِ اطْرَحُوهُ أَرْضًا يَخْلُ لَكُمْ وَجْهُ أَبِيكُمْ وَتَكُونُوا مِنْ بَعْدِهِ قَوْمًا صَالِحِينَ (9)

9. (Aralarında dediler ki:) Yusufu öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tevbe ederek) salih kimseler olursunuz!
 12:101  بِالصَّالِحِينَ    biS-SāliHīne    iyilere  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 101. Ayet
رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِنْ تَأْوِيلِ الْأَحَادِيثِ ۚ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ أَنْتَ وَلِيِّي فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ ۖ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ (101)

101. "Ey Rabbim! Mülkten bana (nasibimi) verdin ve bana (rüyada görülen) olayların yorumunu da öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Sen dünyada da ahirette de benim sahibimsin. Beni müslüman olarak öldür ve beni salihler arasına kat!"
 16:97  صَالِحًا    SāliHen    iyi  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 97. Ayet
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيَاةً طَيِّبَةً ۖ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَجْرَهُمْ بِأَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (97)

97. Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükafatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.
 16:122  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyilerdendir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 122. Ayet
وَآتَيْنَاهُ فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً ۖ وَإِنَّهُ فِي الْآخِرَةِ لَمِنَ الصَّالِحِينَ (122)

122. Ona dünyada güzellik verdik. Muhakkak ki o, ahirette de salihlerdendir.
 17:25  صَالِحِينَ    SāliHīne    iyi kişiler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İsrâ  Suresi 25. Ayet
رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَا فِي نُفُوسِكُمْ ۚ إِنْ تَكُونُوا صَالِحِينَ فَإِنَّهُ كَانَ لِلْأَوَّابِينَ غَفُورًا (25)

25. Rabbiniz sizin kalplerinizdekini çok iyi bilir. Eğer siz iyi olursanız, şunu bilin ki Allah, kötülükten yüz çevirerek tevbeye yönelenleri son derece bağışlayıcıdır.
 18:82  صَالِحًا    SāliHen    iyi bir kimse  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 82. Ayet
وَأَمَّا الْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَامَيْنِ يَتِيمَيْنِ فِي الْمَدِينَةِ وَكَانَ تَحْتَهُ كَنْزٌ لَهُمَا وَكَانَ أَبُوهُمَا صَالِحًا فَأَرَادَ رَبُّكَ أَنْ يَبْلُغَا أَشُدَّهُمَا وَيَسْتَخْرِجَا كَنْزَهُمَا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ ۚ وَمَا فَعَلْتُهُ عَنْ أَمْرِي ۚ ذَٰلِكَ تَأْوِيلُ مَا لَمْ تَسْطِعْ عَلَيْهِ صَبْرًا (82)

82. "Duvara gelince, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara ait bir hazine vardı; babaları ise iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki, o iki çocuk güçlü çağlarına erişsinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Ben bunu da kendiliğimden yapmadım. İşte, hakkında sabredemediğin şeylerin iç yüzü budur."
 18:88  صَالِحًا    SāliHen    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 88. Ayet
وَأَمَّا مَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَهُ جَزَاءً الْحُسْنَىٰ ۖ وَسَنَقُولُ لَهُ مِنْ أَمْرِنَا يُسْرًا (88)

88. "İman edip de iyi davranan kimseye gelince, onun için de en güzel bir karşılık vardır. Ve buyruğumuzdan, ona kolay olanını söyleyeceğiz."
 18:110  صَالِحًا    SāliHen    iyi  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 110. Ayet
قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُوحَىٰ إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَٰهُكُمْ إِلَٰهٌ وَاحِدٌ ۖ فَمَنْ كَانَ يَرْجُو لِقَاءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلًا صَالِحًا وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَدًا (110)

110. De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlah'ınızın, sadece bir İlah olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.
 19:60  صَالِحًا    SāliHen    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 60. Ayet
إِلَّا مَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَأُولَٰئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُونَ شَيْئًا (60)

60. Ancak tevbe edip, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, cennete, girecekler. Ve hiç bir haksığlağa uğratılmayacaklardır.
 20:82  صَالِحًا    SāliHen    yararlı  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 82. Ayet
وَإِنِّي لَغَفَّارٌ لِمَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا ثُمَّ اهْتَدَىٰ (82)

82. Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.
 21:72  صَالِحِينَ    SāliHīne    salihlerden  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 72. Ayet
وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ نَافِلَةً ۖ وَكُلًّا جَعَلْنَا صَالِحِينَ (72)

72. Ona (İbrahim'e), İshak'ı ve fazladan bir bağış olmak üzere Ya'kub'u lütfettik; herbirini salih insanlar yaptık.
 21:75  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    -Salihler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 75. Ayet
وَأَدْخَلْنَاهُ فِي رَحْمَتِنَا ۖ إِنَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ (75)

75. Onu (Lut'u) rahmetimize kabul ettik; çünkü o, salihlerden idi.
 21:86  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    Salihlerdendi  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 86. Ayet
وَأَدْخَلْنَاهُمْ فِي رَحْمَتِنَا ۖ إِنَّهُمْ مِنَ الصَّالِحِينَ (86)

86. Onları rahmetimize kabul ettik. Onlar hakikaten iyi kimselerdendi.
 21:105  الصَّالِحُونَ    S-SāliHūne    iyi  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 105. Ayet
وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِي الزَّبُورِ مِنْ بَعْدِ الذِّكْرِ أَنَّ الْأَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِيَ الصَّالِحُونَ (105)

105. Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da: "Yeryüzüne iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık.
 23:51  صَالِحًا    SāliHen    yararlı iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 51. Ayet
يَا أَيُّهَا الرُّسُلُ كُلُوا مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَاعْمَلُوا صَالِحًا ۖ إِنِّي بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ (51)

51. "Ey Peygamber! Temiz olan şeylerden yeyin; güzel işler yapın. Ben sizin yaptıklarınızı hakkıyle bilmekteyim."
 23:100  صَالِحًا    SāliHen    yararlı bir iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 100. Ayet
لَعَلِّي أَعْمَلُ صَالِحًا فِيمَا تَرَكْتُ ۚ كَلَّا ۚ إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا ۖ وَمِنْ وَرَائِهِمْ بَرْزَخٌ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ (100)

100. "Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım." Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.
 24:32  وَالصَّالِحِينَ    ve SSāliHīne    ve iyileri  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nûr  Suresi 32. Ayet
وَأَنْكِحُوا الْأَيَامَىٰ مِنْكُمْ وَالصَّالِحِينَ مِنْ عِبَادِكُمْ وَإِمَائِكُمْ ۚ إِنْ يَكُونُوا فُقَرَاءَ يُغْنِهِمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ ۗ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ (32)

32. Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.
 25:70  صَالِحًا    SāliHen    faydalı  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 70. Ayet
إِلَّا مَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ عَمَلًا صَالِحًا فَأُولَٰئِكَ يُبَدِّلُ اللَّهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ ۗ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَحِيمًا (70)

70. Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allahı onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
 25:71  صَالِحًا    SāliHen    faydalı iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 71. Ayet
وَمَنْ تَابَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَإِنَّهُ يَتُوبُ إِلَى اللَّهِ مَتَابًا (71)

71. Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner.
 26:83  بِالصَّالِحِينَ    biS-SāliHīne    Salihler arasına  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 83. Ayet
رَبِّ هَبْ لِي حُكْمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ (83)

83. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
 27:19  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyi  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 19. Ayet
فَتَبَسَّمَ ضَاحِكًا مِنْ قَوْلِهَا وَقَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَىٰ وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ (19)

19. (Süleyman) onun sözünden dolayı gülümsedi ve dedi ki: Ey Rabbim! Beni, gerek bana gerekse ana-babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya muvaffak kıl. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat.
 27:19  صَالِحًا    SāliHen    faydalı bir iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 19. Ayet
فَتَبَسَّمَ ضَاحِكًا مِنْ قَوْلِهَا وَقَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَىٰ وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ (19)

19. (Süleyman) onun sözünden dolayı gülümsedi ve dedi ki: Ey Rabbim! Beni, gerek bana gerekse ana-babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya muvaffak kıl. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat.
 28:27  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyiler-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 27. Ayet
قَالَ إِنِّي أُرِيدُ أَنْ أُنْكِحَكَ إِحْدَى ابْنَتَيَّ هَاتَيْنِ عَلَىٰ أَنْ تَأْجُرَنِي ثَمَانِيَ حِجَجٍ ۖ فَإِنْ أَتْمَمْتَ عَشْرًا فَمِنْ عِنْدِكَ ۖ وَمَا أُرِيدُ أَنْ أَشُقَّ عَلَيْكَ ۚ سَتَجِدُنِي إِنْ شَاءَ اللَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ (27)

27. (Şuayb) dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi kimselerden (işverenlerden) bulacaksın.
 28:67  صَالِحًا    SāliHen    iyi iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 67. Ayet
فَأَمَّا مَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَعَسَىٰ أَنْ يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِحِينَ (67)

67. Fakat tevbe eden, iman edip iyi işler yapan kimseye gelince, onun kurtuluşa erenler arasında olması umulur.
 28:80  صَالِحًا    SāliHen    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 80. Ayet
وَقَالَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ وَيْلَكُمْ ثَوَابُ اللَّهِ خَيْرٌ لِمَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا وَلَا يُلَقَّاهَا إِلَّا الصَّابِرُونَ (80)

80. Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler: Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın mükafatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.
 29:9  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    salihler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 9. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُدْخِلَنَّهُمْ فِي الصَّالِحِينَ (9)

9. İman edip iyi işler yapanları, muhakkak salihler (zümresi) içine katarız.
 29:27  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyilerdendir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 27. Ayet
وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ وَجَعَلْنَا فِي ذُرِّيَّتِهِ النُّبُوَّةَ وَالْكِتَابَ وَآتَيْنَاهُ أَجْرَهُ فِي الدُّنْيَا ۖ وَإِنَّهُ فِي الْآخِرَةِ لَمِنَ الصَّالِحِينَ (27)

27. Ona İshak ve Ya'kub'u bağışladık. Peygamberliği ve kitapları, onun soyundan gelenlere verdik. Ona dünyada mükafatını verdik. Şüphesiz o, ahirette de salihler (zümresin) dendir.
 30:44  صَالِحًا    SāliHen    iyi bir iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rûm  Suresi 44. Ayet
مَنْ كَفَرَ فَعَلَيْهِ كُفْرُهُ ۖ وَمَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِأَنْفُسِهِمْ يَمْهَدُونَ (44)

44. Kim inkar ederse, inkarı kendi aleyhine olur. İyi işler yapanlara gelince, onlar da kendileri için (cennetteki yerlerini) hazırlamış olurlar.
 32:12  صَالِحًا    SāliHen    iyi iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Secde  Suresi 12. Ayet
وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُو رُءُوسِهِمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ رَبَّنَا أَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا إِنَّا مُوقِنُونَ (12)

12. O günahkarların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, "Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık" diyecekleri zamanı bir görsen!
 33:31  صَالِحًا    SāliHen    yararlı iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ahzâb  Suresi 31. Ayet
وَمَنْ يَقْنُتْ مِنْكُنَّ لِلَّهِ وَرَسُولِهِ وَتَعْمَلْ صَالِحًا نُؤْتِهَا أَجْرَهَا مَرَّتَيْنِ وَأَعْتَدْنَا لَهَا رِزْقًا كَرِيمًا (31)

31. Sizden kim, Allah'a ve Resulüne itaat eder ve yararlı iş yaparsa ona mükafatını iki kat veririz. Ve ona (cennette) bol rızık hazırlamışızdır.
 34:11  صَالِحًا    SāliHen    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 11. Ayet
أَنِ اعْمَلْ سَابِغَاتٍ وَقَدِّرْ فِي السَّرْدِ ۖ وَاعْمَلُوا صَالِحًا ۖ إِنِّي بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ (11)

11. Geniş zırhlar imal et, dokumasını ölçülü yap. (Ey Davud hanedanı!) İyi işler yapın. Kuşkusuz ben, yaptıklarınızı görmekteyim, diye (vahyettik).
 34:37  صَالِحًا    SāliHen    faydalı iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 37. Ayet
وَمَا أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ بِالَّتِي تُقَرِّبُكُمْ عِنْدَنَا زُلْفَىٰ إِلَّا مَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَأُولَٰئِكَ لَهُمْ جَزَاءُ الضِّعْفِ بِمَا عَمِلُوا وَهُمْ فِي الْغُرُفَاتِ آمِنُونَ (37)

37. Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de evlatlarınız. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükafat vardır. Onlar (cennet) odalarında güven içindedirler.
 35:10  الصَّالِحُ    S-SāliHu    iyi  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Fâtır  Suresi 10. Ayet
مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْعِزَّةَ فَلِلَّهِ الْعِزَّةُ جَمِيعًا ۚ إِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ ۚ وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ ۖ وَمَكْرُ أُولَٰئِكَ هُوَ يَبُورُ (10)

10. Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır. O'na ancak güzel sözler yükselir (ulaşır). Onları da Allah'a amel-i salih ulaştırır. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur.
 35:37  صَالِحًا    SāliHen    iyi işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fâtır  Suresi 37. Ayet
وَهُمْ يَصْطَرِخُونَ فِيهَا رَبَّنَا أَخْرِجْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا غَيْرَ الَّذِي كُنَّا نَعْمَلُ ۚ أَوَلَمْ نُعَمِّرْكُمْ مَا يَتَذَكَّرُ فِيهِ مَنْ تَذَكَّرَ وَجَاءَكُمُ النَّذِيرُ ۖ فَذُوقُوا فَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ نَصِيرٍ (37)

37. Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.
 37:100  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyilerden bir çocuk  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 100. Ayet
رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِينَ (100)

100. O: "Rabbim! Bana salihlerden olacak bir evlat ver", dedi.
 37:112  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyiler-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 112. Ayet
وَبَشَّرْنَاهُ بِإِسْحَاقَ نَبِيًّا مِنَ الصَّالِحِينَ (112)

112. Salihlerden bir peygamber olarak O'na (İbrahim'e) İshak'ı müjdeledik.
 40:40  صَالِحًا    SāliHen    faydalı bir iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 40. Ayet
مَنْ عَمِلَ سَيِّئَةً فَلَا يُجْزَىٰ إِلَّا مِثْلَهَا ۖ وَمَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَأُولَٰئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ يُرْزَقُونَ فِيهَا بِغَيْرِ حِسَابٍ (40)

40. Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mümin olarak faydalı bir iş yaparsa işte onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsız rızık verilecektir.
 41:33  صَالِحًا    SāliHen    iyi iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fussilet  Suresi 33. Ayet
وَمَنْ أَحْسَنُ قَوْلًا مِمَّنْ دَعَا إِلَى اللَّهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ إِنَّنِي مِنَ الْمُسْلِمِينَ (33)

33. (İnsanları) Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "Ben müslümanlardanım" diyenden kimin sözü daha güzeldir?
 41:46  صَالِحًا    SāliHen    iyi iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fussilet  Suresi 46. Ayet
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهِ ۖ وَمَنْ أَسَاءَ فَعَلَيْهَا ۗ وَمَا رَبُّكَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ (46)

46. Kim iyi bir iş yaparsa, bu kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici değildir.
 45:15  صَالِحًا    SāliHen    iyi bir iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Câsiye  Suresi 15. Ayet
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهِ ۖ وَمَنْ أَسَاءَ فَعَلَيْهَا ۖ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ (15)

15. Kim iyi iş yaparsa faydası kendinedir, kim de kötülük yaparsa zararı yine kendinedir. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.
 46:15  صَالِحًا    SāliHen    yararlı işler  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ahkâf  Suresi 15. Ayet
وَوَصَّيْنَا الْإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ إِحْسَانًا ۖ حَمَلَتْهُ أُمُّهُ كُرْهًا وَوَضَعَتْهُ كُرْهًا ۖ وَحَمْلُهُ وَفِصَالُهُ ثَلَاثُونَ شَهْرًا ۚ حَتَّىٰ إِذَا بَلَغَ أَشُدَّهُ وَبَلَغَ أَرْبَعِينَ سَنَةً قَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَىٰ وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَصْلِحْ لِي فِي ذُرِّيَّتِي ۖ إِنِّي تُبْتُ إِلَيْكَ وَإِنِّي مِنَ الْمُسْلِمِينَ (15)

15. Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardanım.
 63:10  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    iyiler-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Münâfikûn  Suresi 10. Ayet
وَأَنْفِقُوا مِنْ مَا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَا أَخَّرْتَنِي إِلَىٰ أَجَلٍ قَرِيبٍ فَأَصَّدَّقَ وَأَكُنْ مِنَ الصَّالِحِينَ (10)

10. Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın.
 64:9  صَالِحًا    SāliHen    yararlı iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Teğâbun  Suresi 9. Ayet
يَوْمَ يَجْمَعُكُمْ لِيَوْمِ الْجَمْعِ ۖ ذَٰلِكَ يَوْمُ التَّغَابُنِ ۗ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللَّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ وَيُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۚ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ (9)

9. Mahşer vaktinde sizi toplayacağı gün, işte o zarar günüdür. (Ancak) kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter, onu (ve benzerlerini), içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur.
 65:11  صَالِحًا    SāliHen    yararlı iş  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Talâk  Suresi 11. Ayet
رَسُولًا يَتْلُو عَلَيْكُمْ آيَاتِ اللَّهِ مُبَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ ۚ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللَّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۖ قَدْ أَحْسَنَ اللَّهُ لَهُ رِزْقًا (11)

11. İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık ayetlerini okuyan bir Peygamber göndermiştir. Kim Allah'a inanır ve faydalı iş yaparsa Allah onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. Allah o kimse için gerçekten güzel bir rızık vermiştir.
 66:4  وَصَالِحُ    ve SāliHu    ve iyileridir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tahrîm  Suresi 4. Ayet
إِنْ تَتُوبَا إِلَى اللَّهِ فَقَدْ صَغَتْ قُلُوبُكُمَا ۖ وَإِنْ تَظَاهَرَا عَلَيْهِ فَإِنَّ اللَّهَ هُوَ مَوْلَاهُ وَجِبْرِيلُ وَصَالِحُ الْمُؤْمِنِينَ ۖ وَالْمَلَائِكَةُ بَعْدَ ذَٰلِكَ ظَهِيرٌ (4)

4. Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz, (yerinde olur). Çünkü kalpleriniz sapmıştı. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka verirseniz bilesiniz ki onun dostu ve yardımcısı Allah, Cebrail ve müminlerin iyileridir. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır.
 66:10  صَالِحَيْنِ    SāliHayni    salih  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, İkil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tahrîm  Suresi 10. Ayet
ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا لِلَّذِينَ كَفَرُوا امْرَأَتَ نُوحٍ وَامْرَأَتَ لُوطٍ ۖ كَانَتَا تَحْتَ عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَالِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا فَلَمْ يُغْنِيَا عَنْهُمَا مِنَ اللَّهِ شَيْئًا وَقِيلَ ادْخُلَا النَّارَ مَعَ الدَّاخِلِينَ (10)

10. Allah, inkar edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi.
 68:50  الصَّالِحِينَ    S-SāliHīne    salihler-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kalem  Suresi 50. Ayet
فَاجْتَبَاهُ رَبُّهُ فَجَعَلَهُ مِنَ الصَّالِحِينَ (50)

50. Fakat ardından, Rabbi onu seçti (vahiy verdi) ve onu salihlerden kıldı.
 72:11  الصَّالِحُونَ    S-SāliHūne    iyiler de  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Cin  Suresi 11. Ayet
وَأَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذَٰلِكَ ۖ كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا (11)

11. Gerçekten biz, -kimimiz salih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk.
Kökten (صَٰلِح2) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 7:73  صَالِحًا    SāliHen    Salih’i gönderdik  
Özel İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 73. Ayet
وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا ۗ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ ۖ قَدْ جَاءَتْكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ ۖ هَٰذِهِ نَاقَةُ اللَّهِ لَكُمْ آيَةً ۖ فَذَرُوهَا تَأْكُلْ فِي أَرْضِ اللَّهِ ۖ وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوءٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ (73)

73. Semud kavmine de kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin; sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir. O da, size bir mucize olarak Allah'ın şu devesidir. Onu bırakın, Allah'ın arzında yesin, (içsin); ona kötülük etmeyin; sonra sizi elem verici bir azap yakalar.
 7:75  صَالِحًا    SāliHen    Salih’in  
Özel İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 75. Ayet
قَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا مِنْ قَوْمِهِ لِلَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا لِمَنْ آمَنَ مِنْهُمْ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ صَالِحًا مُرْسَلٌ مِنْ رَبِّهِ ۚ قَالُوا إِنَّا بِمَا أُرْسِلَ بِهِ مُؤْمِنُونَ (75)

75. Kavminin ileri gelenlerinden büyüklük taslayanlar, içlerinden zayıf görülen inananlara dediler ki: Siz Salih'in, Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz? Onlar da Şüphesiz biz onunla ne gönderilmişse ona inananlarız, dediler.
 7:77  يَا صَالِحُ    yā SāliHu    Salih  
Özel İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 77. Ayet
فَعَقَرُوا النَّاقَةَ وَعَتَوْا عَنْ أَمْرِ رَبِّهِمْ وَقَالُوا يَا صَالِحُ ائْتِنَا بِمَا تَعِدُنَا إِنْ كُنْتَ مِنَ الْمُرْسَلِينَ (77)

77. Derken o dişi deveyi ayaklarını keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden dışarı çıktılar da: Ey Salih! Eğer sen gerçekten peygamberlerdensen bizi tehdit ettiğin azabı bize getir, dediler.
 11:61  صَالِحًا    SāliHen    Salih’i  
Özel İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 61. Ayet
وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا ۚ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ ۖ هُوَ أَنْشَأَكُمْ مِنَ الْأَرْضِ وَاسْتَعْمَرَكُمْ فِيهَا فَاسْتَغْفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُوا إِلَيْهِ ۚ إِنَّ رَبِّي قَرِيبٌ مُجِيبٌ (61)

61. Semud kavmine de kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı. Ve sizi orada yaşattı. O halde O'ndan mağfiret isteyin; sonra da O'na tevbe edin. Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır, (dualarını) kabul edendir.
 11:62  يَا صَالِحُ    yā SāliHu    Salih  
Özel İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 62. Ayet
قَالُوا يَا صَالِحُ قَدْ كُنْتَ فِينَا مَرْجُوًّا قَبْلَ هَٰذَا ۖ أَتَنْهَانَا أَنْ نَعْبُدَ مَا يَعْبُدُ آبَاؤُنَا وَإِنَّنَا لَفِي شَكٍّ مِمَّا تَدْعُونَا إِلَيْهِ مُرِيبٍ (62)

62. Dediler ki: Ey Salih! Sen bundan önce içimizde ümit beslenen birisiydin. (Şimdi) babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi engelliyor musun? Doğrusu biz, bizi kendisine (kulluğa) çağırdığın şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz.
 11:66  صَالِحًا    SāliHen    Salih’i  
Özel İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 66. Ayet
فَلَمَّا جَاءَ أَمْرُنَا نَجَّيْنَا صَالِحًا وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِنَّا وَمِنْ خِزْيِ يَوْمِئِذٍ ۗ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْقَوِيُّ الْعَزِيزُ (66)

66. Emrimiz gelince, Salih'i ve onunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmet olarak (azaptan) ve o günün zilletinden kurtardık. Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, (her şeye) galip gelendir.
 11:89  صَالِحٍ    SāliHin    Salih  
Özel İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 89. Ayet
وَيَا قَوْمِ لَا يَجْرِمَنَّكُمْ شِقَاقِي أَنْ يُصِيبَكُمْ مِثْلُ مَا أَصَابَ قَوْمَ نُوحٍ أَوْ قَوْمَ هُودٍ أَوْ قَوْمَ صَالِحٍ ۚ وَمَا قَوْمُ لُوطٍ مِنْكُمْ بِبَعِيدٍ (89)

89. Ey kavmim! Sakın bana karşı düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hud kavminin, yahut Salih kavminin başlarına gelenler gibi size de bir musibet getirmesin! Lut kavmi de sizden uzak değildir.
 26:142  صَالِحٌ    SāliHun    Salih  
Özel İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 142. Ayet
إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ صَالِحٌ أَلَا تَتَّقُونَ (142)

142. Kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?
 27:45  صَالِحًا    SāliHen    Salih’i  
Özel İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 45. Ayet
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا إِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ فَإِذَا هُمْ فَرِيقَانِ يَخْتَصِمُونَ (45)

45. Andolsun ki, "Allah'a kulluk edin!" (demesi için) Semud kavmine kardeşleri Salih'i gönderdik. Hemen birbiriyle çekişen iki zümre oluverdiler.
Kökten (مُصْلِح) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:11  مُصْلِحُونَ    muSliHūne    düzelticileriz  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 11. Ayet
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ قَالُوا إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ (11)

11. Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler.
 2:220  الْمُصْلِحِ    l-muSliHi    ıslah eden-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 220. Ayet
فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ ۗ وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْيَتَامَىٰ ۖ قُلْ إِصْلَاحٌ لَهُمْ خَيْرٌ ۖ وَإِنْ تُخَالِطُوهُمْ فَإِخْوَانُكُمْ ۚ وَاللَّهُ يَعْلَمُ الْمُفْسِدَ مِنَ الْمُصْلِحِ ۚ وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَأَعْنَتَكُمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ (220)

220. Dünya ve ahiret hakkında (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakimdir.
 7:170  الْمُصْلِحِينَ    l-muSliHīne    iyiliğe çalışanların  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 170. Ayet
وَالَّذِينَ يُمَسِّكُونَ بِالْكِتَابِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ الْمُصْلِحِينَ (170)

170. Kitab'a sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz böyle iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz.
 11:117  مُصْلِحُونَ    muSliHūne    ıslah edici  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 117. Ayet
وَمَا كَانَ رَبُّكَ لِيُهْلِكَ الْقُرَىٰ بِظُلْمٍ وَأَهْلُهَا مُصْلِحُونَ (117)

117. Halkı iyi olduğu halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helak etmez.
 28:19  الْمُصْلِحِينَ    l-muSliHīne    arabulucular-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 19. Ayet
فَلَمَّا أَنْ أَرَادَ أَنْ يَبْطِشَ بِالَّذِي هُوَ عَدُوٌّ لَهُمَا قَالَ يَا مُوسَىٰ أَتُرِيدُ أَنْ تَقْتُلَنِي كَمَا قَتَلْتَ نَفْسًا بِالْأَمْسِ ۖ إِنْ تُرِيدُ إِلَّا أَنْ تَكُونَ جَبَّارًا فِي الْأَرْضِ وَمَا تُرِيدُ أَنْ تَكُونَ مِنَ الْمُصْلِحِينَ (19)

19. Musa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince, o adam dedi ki: Ey Musa! Dün bir cana kıydığın gibi, bana da mı kıymak istiyorsun? Demek, düzelticilerden olmak istemiyor da, bu yerde ille yaman bir zorba olmayı arzuluyorsun sen!