Sad-Fe-Ra     ص ف ر
to dye or paint yellow. safraaun f. of asfaru, pl. sufrun - yellow, tawny. musfarun vb. 9 - that which is or becomes yellow and pale.
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 5 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
1 kez   صُفْر
1 kez   صَفْرَاء
3 kez   مُصْفَرّ
Kökten (صُفْر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 77:33  صُفْرٌ    Sufrun    sapsarı  
Sıfat   Dişil, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 33. Ayet
كَأَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌ (33)

33. Her bir kıvılcım, sanki birer sarı deve gibidir.
Kökten (صَفْرَاء) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:69  صَفْرَاءُ    Safrāu    sarı renginde  
Sıfat   Dişil, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 69. Ayet
قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا لَوْنُهَا ۚ قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ صَفْرَاءُ فَاقِعٌ لَوْنُهَا تَسُرُّ النَّاظِرِينَ (69)

69. Bu defa: Bizim için Rabbine dua et, bize onun rengini açıklasın, dediler. "O diyor ki: Sarı renkli, parlak tüylü, bakanların içini açan bir inektir" dedi.
Kökten (مُصْفَرّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 30:51  مُصْفَرًّا    muSferran    sararmış  
İsim   İf’ilal Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rûm  Suresi 51. Ayet
وَلَئِنْ أَرْسَلْنَا رِيحًا فَرَأَوْهُ مُصْفَرًّا لَظَلُّوا مِنْ بَعْدِهِ يَكْفُرُونَ (51)

51. Andolsun ki, bir rüzgar göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.
 39:21  مُصْفَرًّا    muSferran    sararmış  
İsim   İf’ilal Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Zümer  Suresi 21. Ayet
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَسَلَكَهُ يَنَابِيعَ فِي الْأَرْضِ ثُمَّ يُخْرِجُ بِهِ زَرْعًا مُخْتَلِفًا أَلْوَانُهُ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَاهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَجْعَلُهُ حُطَامًا ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَذِكْرَىٰ لِأُولِي الْأَلْبَابِ (21)

21. Görmedin mi? Allah gökten bir su indirdi, onu yerdeki kaynaklara yerleştirdi, sonra onunla türlü türlü renklerde ekinler yetiştiriyor. Sonra onlar kurur da sapsarı olduklarını görürsün. Sonra da onu kuru bir kırıntı yapar. Şüphesiz bunlarda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.
 57:20  مُصْفَرًّا    muSferran    sapsarı  
İsim   İf’ilal Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hadîd  Suresi 20. Ayet
اعْلَمُوا أَنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزِينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْأَمْوَالِ وَالْأَوْلَادِ ۖ كَمَثَلِ غَيْثٍ أَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَاهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَكُونُ حُطَامًا ۖ وَفِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٌ ۚ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ (20)

20. Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.