Mim-Dal-Dal     م د د
Yaymak, uzatmak, genişletmek

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 32 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
10 kez   أَمَدَّ
1 kez   مِدَاد
2 kez   مَدّ
13 kez   مَدَّ
1 kez   مَدَد
1 kez   مُدَّت
1 kez   مُمِدّ
1 kez   مُّمَدَّدَة
2 kez   مَّمْدُود
Kökten (أَمَدَّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 3:124  يُمِدَّكُمْ    yumiddekum    size yardım etmesi  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Âl-i İmrân  Suresi 124. Ayet
إِذْ تَقُولُ لِلْمُؤْمِنِينَ أَلَنْ يَكْفِيَكُمْ أَنْ يُمِدَّكُمْ رَبُّكُمْ بِثَلَاثَةِ آلَافٍ مِنَ الْمَلَائِكَةِ مُنْزَلِينَ (124)

124. O zaman sen, müminlere şöyle diyordun: İndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli değil midir?
 3:125  يُمْدِدْكُمْ    yumdidkum    size yardım eder  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Âl-i İmrân  Suresi 125. Ayet
بَلَىٰ ۚ إِنْ تَصْبِرُوا وَتَتَّقُوا وَيَأْتُوكُمْ مِنْ فَوْرِهِمْ هَٰذَا يُمْدِدْكُمْ رَبُّكُمْ بِخَمْسَةِ آلَافٍ مِنَ الْمَلَائِكَةِ مُسَوِّمِينَ (125)

125. Evet, siz sabır gösterir ve Allah'tan sakınırsanız, onlar (düşmanlarınız) hemen şu anda üzerinize gelseler, Rabbiniz, nişanlı beş bin melekle sizi takviye eder.
 17:6  وَأَمْدَدْنَاكُمْ    ve emdednākum    ve sizi destekledik  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

İsrâ  Suresi 6. Ayet
ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَأَمْدَدْنَاكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَجَعَلْنَاكُمْ أَكْثَرَ نَفِيرًا (6)

6. Sonra onlara karşı size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; sayınızı daha da çoğalttık.
 17:20  نُمِدُّ    numiddu    uzatırız  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

İsrâ  Suresi 20. Ayet
كُلًّا نُمِدُّ هَٰؤُلَاءِ وَهَٰؤُلَاءِ مِنْ عَطَاءِ رَبِّكَ ۚ وَمَا كَانَ عَطَاءُ رَبِّكَ مَحْظُورًا (20)

20. Hepsine, onlara da bunlara da (dünyayı isteyenlere de ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından (istediklerini) veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir.
 23:55  نُمِدُّهُمْ    numidduhum    kendilerine verdiğimiz  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Mü’minûn  Suresi 55. Ayet
أَيَحْسَبُونَ أَنَّمَا نُمِدُّهُمْ بِهِ مِنْ مَالٍ وَبَنِينَ (55)

55. Sanıyorlar mı ki, onlara verdiğimiz servet ve oğullar ile.
 26:132  أَمَدَّكُمْ    emeddekum    size bol bol veren  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Şu’arâ  Suresi 132. Ayet
وَاتَّقُوا الَّذِي أَمَدَّكُمْ بِمَا تَعْلَمُونَ (132)

132. Bildiğiniz şeyleri size bol bol veren, Allah'dan korkun.
 26:133  أَمَدَّكُمْ    emeddekum    ki O size vermiştir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Şu’arâ  Suresi 133. Ayet
أَمَدَّكُمْ بِأَنْعَامٍ وَبَنِينَ (133)

133. "O size verdi: davarlar, oğullar".
 27:36  أَتُمِدُّونَنِ    etumiddūneni    bana yardım mı etmek istiyorsunuz?  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Neml  Suresi 36. Ayet
فَلَمَّا جَاءَ سُلَيْمَانَ قَالَ أَتُمِدُّونَنِ بِمَالٍ فَمَا آتَانِيَ اللَّهُ خَيْرٌ مِمَّا آتَاكُمْ بَلْ أَنْتُمْ بِهَدِيَّتِكُمْ تَفْرَحُونَ (36)

36. (Elçiler, hediyelerle) Süleyman'a gelince şöyle dedi: Siz bana mal ile yardım mı ediyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Hediyenizle (ben değil) siz sevinirsiniz.
 52:22  وَأَمْدَدْنَاهُمْ    ve emdednāhum    ve onlara bol bol verdik  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Tûr  Suresi 22. Ayet
وَأَمْدَدْنَاهُمْ بِفَاكِهَةٍ وَلَحْمٍ مِمَّا يَشْتَهُونَ (22)

22. Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.
 71:12  وَيُمْدِدْكُمْ    ve yumdidkum    ve size yardım etsin  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Nûh  Suresi 12. Ayet
وَيُمْدِدْكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ أَنْهَارًا (12)

12. Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.
Kökten (مِدَاد) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 18:109  مِدَادًا    midāden    mürekkep  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 109. Ayet
قُلْ لَوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَنْ تَنْفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَدًا (109)

109. De ki: Rabbimin sözleri için derya mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave getirsek dahi, Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenecektir.
Kökten (مَدّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 19:75  مَدًّا    medden    bi süre  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 75. Ayet
قُلْ مَنْ كَانَ فِي الضَّلَالَةِ فَلْيَمْدُدْ لَهُ الرَّحْمَٰنُ مَدًّا ۚ حَتَّىٰ إِذَا رَأَوْا مَا يُوعَدُونَ إِمَّا الْعَذَابَ وَإِمَّا السَّاعَةَ فَسَيَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ شَرٌّ مَكَانًا وَأَضْعَفُ جُنْدًا (75)

75. De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vadolunan şeyi -ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi), veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.
 19:79  مَدًّا    medden    uzattıkça  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 79. Ayet
كَلَّا ۚ سَنَكْتُبُ مَا يَقُولُ وَنَمُدُّ لَهُ مِنَ الْعَذَابِ مَدًّا (79)

79. Kesinlikle hayır! Biz onun söylediğini yazacağız ve azabını uzattıkça uzatacağız.
Kökten (مَدَّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:15  وَيَمُدُّهُمْ    ve yemudduhum    ve onları bırakır  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 15. Ayet
اللَّهُ يَسْتَهْزِئُ بِهِمْ وَيَمُدُّهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ (15)

15. Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.
 7:202  يَمُدُّونَهُمْ    yemuddūnehum    onları çekerler  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 202. Ayet
وَإِخْوَانُهُمْ يَمُدُّونَهُمْ فِي الْغَيِّ ثُمَّ لَا يُقْصِرُونَ (202)

202. (Şeytanların) dostlarına gelince, şeytanlar onları azgınlığa sürüklerler. Sonra da yakalarını bırakmazlar.
 13:3  مَدَّ    medde    uzattı  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ra’d  Suresi 3. Ayet
وَهُوَ الَّذِي مَدَّ الْأَرْضَ وَجَعَلَ فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْهَارًا ۖ وَمِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ جَعَلَ فِيهَا زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ ۖ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ (3)

3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır.
 15:19  مَدَدْنَاهَا    medednāhā    yaydık  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 19. Ayet
وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْزُونٍ (19)

19. Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik, yine orada miktarı ve ölçüsü belirli olan şeyler bitirdik.
 15:88  تَمُدَّنَّ    temuddenne    dikme  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 88. Ayet
لَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْهُمْ وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ (88)

88. Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere alçak gönüllü ol.
 19:75  فَلْيَمْدُدْ    felyemdud    süre versin  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 75. Ayet
قُلْ مَنْ كَانَ فِي الضَّلَالَةِ فَلْيَمْدُدْ لَهُ الرَّحْمَٰنُ مَدًّا ۚ حَتَّىٰ إِذَا رَأَوْا مَا يُوعَدُونَ إِمَّا الْعَذَابَ وَإِمَّا السَّاعَةَ فَسَيَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ شَرٌّ مَكَانًا وَأَضْعَفُ جُنْدًا (75)

75. De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vadolunan şeyi -ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi), veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.
 19:79  وَنَمُدُّ    ve nemuddu    ve uzatacağız  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   1. şahıs, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 79. Ayet
كَلَّا ۚ سَنَكْتُبُ مَا يَقُولُ وَنَمُدُّ لَهُ مِنَ الْعَذَابِ مَدًّا (79)

79. Kesinlikle hayır! Biz onun söylediğini yazacağız ve azabını uzattıkça uzatacağız.
 20:131  تَمُدَّنَّ    temuddenne    dikme  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 131. Ayet
وَلَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْهُمْ زَهْرَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ ۚ وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ (131)

131. Sakın, kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandırdığımız dünya hayatının çekiciliğine gözlerini dikme! Rabbinin nimeti hem daha hayırlı, hem de daha süreklidir.
 22:15  فَلْيَمْدُدْ    felyemdud    uzansın  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 15. Ayet
مَنْ كَانَ يَظُنُّ أَنْ لَنْ يَنْصُرَهُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ إِلَى السَّمَاءِ ثُمَّ لْيَقْطَعْ فَلْيَنْظُرْ هَلْ يُذْهِبَنَّ كَيْدُهُ مَا يَغِيظُ (15)

15. Her kim, Allah'ın, dünya ve ahirette ona (Resulüne) asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise, (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kimse tavana bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, hilesi (bu yaptığı), öfke duyduğu şeyi (Allah'ın Peygamber'e yardımını) gerçekten engelleyecek mi?
 25:45  مَدَّ    medde    uzattı  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 45. Ayet
أَلَمْ تَرَ إِلَىٰ رَبِّكَ كَيْفَ مَدَّ الظِّلَّ وَلَوْ شَاءَ لَجَعَلَهُ سَاكِنًا ثُمَّ جَعَلْنَا الشَّمْسَ عَلَيْهِ دَلِيلًا (45)

45. Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmedin mi? Eğer dileseydi, onu elbet hareketsiz kılardı. Sonra biz güneşi, ona delil kıldık.
 31:27  يَمُدُّهُ    yemudduhu    ona katılsa  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Lokman  Suresi 27. Ayet
وَلَوْ أَنَّمَا فِي الْأَرْضِ مِنْ شَجَرَةٍ أَقْلَامٌ وَالْبَحْرُ يَمُدُّهُ مِنْ بَعْدِهِ سَبْعَةُ أَبْحُرٍ مَا نَفِدَتْ كَلِمَاتُ اللَّهِ ۗ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ (27)

27. Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah'ın sözleri (yazmakla) tükenmez. Şüphe yok ki Allah mutlak galip ve hikmet sahibidir.
 50:7  مَدَدْنَاهَا    medednāhā    yaydık onu  
Fiil   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kâf  Suresi 7. Ayet
وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ (7)

7. Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türden (bitkiler) yetiştirdik.
 84:3  مُدَّتْ    muddet    uzatıldığı  
Fiil   İf’al Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İnşikâk  Suresi 3. Ayet
وَإِذَا الْأَرْضُ مُدَّتْ (3)

3. Yer dümdüz edildiği,
Kökten (مَدَد) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 18:109  مَدَدًا    mededen    yardım için  
İsim   İf’al Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 109. Ayet
قُلْ لَوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَنْ تَنْفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَدًا (109)

109. De ki: Rabbimin sözleri için derya mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave getirsek dahi, Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenecektir.
Kökten (مُدَّت) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 9:4  مُدَّتِهِمْ    muddetihim    tanıdığınız süreye  
İsim   İf’al Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Dişil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 4. Ayet
إِلَّا الَّذِينَ عَاهَدْتُمْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ثُمَّ لَمْ يَنْقُصُوكُمْ شَيْئًا وَلَمْ يُظَاهِرُوا عَلَيْكُمْ أَحَدًا فَأَتِمُّوا إِلَيْهِمْ عَهْدَهُمْ إِلَىٰ مُدَّتِهِمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَّقِينَ (4)

4. Ancak kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklerden (antlaşma şartlarına uyan) hiçbir şeyi size eksik bırakmayan ve sizin aleyhinize herhangi bir kimseye arka çıkmayanlar (bu hükmün) dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayınız. Allah (haksızlıktan) sakınanları sever.
Kökten (مُمِدّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 8:9  مُمِدُّكُمْ    mumiddukum    size yardım edeceğim  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Enfâl  Suresi 9. Ayet
إِذْ تَسْتَغِيثُونَ رَبَّكُمْ فَاسْتَجَابَ لَكُمْ أَنِّي مُمِدُّكُمْ بِأَلْفٍ مِنَ الْمَلَائِكَةِ مُرْدِفِينَ (9)

9. Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peşpeşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu.
Kökten (مُّمَدَّدَة) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 104:9  مُمَدَّدَةٍ    mumeddedetin    uzatılmış  
Sıfat   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Dişil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hümeze  Suresi 9. Ayet
فِي عَمَدٍ مُمَدَّدَةٍ (9)

9. (Bu ateşin içinde) uzatılmış sütunlara bağlanmışlar.
Kökten (مَّمْدُود) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 56:30  مَمْدُودٍ    memdūdin    uzamış  
Sıfat   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 30. Ayet
وَظِلٍّ مَمْدُودٍ (30)

30. Uzamış gölgeler,
 74:12  مَمْدُودًا    memdūden    uzun boylu  
Sıfat   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Müddessir  Suresi 12. Ayet
وَجَعَلْتُ لَهُ مَالًا مَمْدُودًا (12)

12. Kendisine geniş servet verdim,