Kaf-Dal-Mim     ق د م
Yönelmek, öne geçmek

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 48 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
1 kez   أَقْدَمُون
2 kez   تَقَدَّمَ
27 kez   قَدَّمَ
8 kez   قَدَم
2 kez   قَدِمْ
3 kez   قَدِيم
1 kez   مُسْتَقْدِمِين
4 kez   يَسْتَقْدِمُ
Kökten (أَقْدَمُون) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 26:76  الْأَقْدَمُونَ    l-eḳdemūne    eski  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Şu’arâ  Suresi 76. Ayet
أَنْتُمْ وَآبَاؤُكُمُ الْأَقْدَمُونَ (76)

76. "İster siz, ister eski atalarınız"
Kökten (تَقَدَّمَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 48:2  تَقَدَّمَ    teḳaddeme    geçmiş  
Fiil   Tefa’ul Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Fetih  Suresi 2. Ayet
لِيَغْفِرَ لَكَ اللَّهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ وَيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَيَهْدِيَكَ صِرَاطًا مُسْتَقِيمًا (2)

2. Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir.
 74:37  يَتَقَدَّمَ    yeteḳaddeme    ileri gitmek  
Fiil   Tefa’ul Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   

Müddessir  Suresi 37. Ayet
لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَتَقَدَّمَ أَوْ يَتَأَخَّرَ (37)

37. Sizden ileri gitmek ya da geri kalmak isteyen kimseler için (uyarıcıdır).
Kökten (قَدَّمَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:95  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    yapıp sunduğu işlerden  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Bakara  Suresi 95. Ayet
وَلَنْ يَتَمَنَّوْهُ أَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ (95)

95. Onlar, kendi elleriyle önceden yaptıkları işler (günah ve isyanları) sebebiyle hiç bir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zalimleri iyi bilir.
 2:110  تُقَدِّمُوا    tuḳaddimū    ne gönderirsiniz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   

Bakara  Suresi 110. Ayet
وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ ۚ وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللَّهِ ۗ إِنَّ اللَّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ (110)

110. Namazı kılın, zekatı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.
 2:223  وَقَدِّمُوا    ve ḳaddimū    ve hazırlık yapın  
Fiil   Tef’il Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Merfû` İsim   

Bakara  Suresi 223. Ayet
نِسَاؤُكُمْ حَرْثٌ لَكُمْ فَأْتُوا حَرْثَكُمْ أَنَّىٰ شِئْتُمْ ۖ وَقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ وَاعْلَمُوا أَنَّكُمْ مُلَاقُوهُ ۗ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ (223)

223. Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Ya Muhammed!) müminleri müjdele!
 3:182  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    yapıp öne sürdürdüğünün  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Âl-i İmrân  Suresi 182. Ayet
ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ وَأَنَّ اللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ (182)

182. Bu, dünyada iken kendi ellerinizle yapmış olduğunuzun karşılığıdır. Yoksa Allah kullarına zulmetmez.
 4:62  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    yaptıkları kötülükler  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Nisâ  Suresi 62. Ayet
فَكَيْفَ إِذَا أَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ثُمَّ جَاءُوكَ يَحْلِفُونَ بِاللَّهِ إِنْ أَرَدْنَا إِلَّا إِحْسَانًا وَتَوْفِيقًا (62)

62. Elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince hemen, biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmak istedik, diye yemin ederek sana nasıl gelirler!
 5:80  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    yapıp gönderdiği  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Mâide  Suresi 80. Ayet
تَرَىٰ كَثِيرًا مِنْهُمْ يَتَوَلَّوْنَ الَّذِينَ كَفَرُوا ۚ لَبِئْسَ مَا قَدَّمَتْ لَهُمْ أَنْفُسُهُمْ أَنْ سَخِطَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَفِي الْعَذَابِ هُمْ خَالِدُونَ (80)

80. Onlardan çoğunun, inkar edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!
 8:51  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    yapıp öne sürdüğü işler  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Enfâl  Suresi 51. Ayet
ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ وَأَنَّ اللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ (51)

51. İşte bu, ellerinizle yaptığınız yüzündendir, yoksa Allah kullara zulmedici değildir.
 12:48  قَدَّمْتُمْ    ḳaddemtum    önceden biriktirdiklerinizi  
Fiil   Tef’il Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Yûsuf  Suresi 48. Ayet
ثُمَّ يَأْتِي مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ سَبْعٌ شِدَادٌ يَأْكُلْنَ مَا قَدَّمْتُمْ لَهُنَّ إِلَّا قَلِيلًا مِمَّا تُحْصِنُونَ (48)

48. Sonra bunun ardından, saklayacaklarınızdan az bir miktar (tohumluk) hariç, o yıllar için biriktirdiklerinizi yeyip bitirecek yedi kıtlık yılı gelecektir.
 18:57  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    öne sürdüğü  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Kehf  Suresi 57. Ayet
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ ذُكِّرَ بِآيَاتِ رَبِّهِ فَأَعْرَضَ عَنْهَا وَنَسِيَ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ ۚ إِنَّا جَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا ۖ وَإِنْ تَدْعُهُمْ إِلَى الْهُدَىٰ فَلَنْ يَهْتَدُوا إِذًا أَبَدًا (57)

57. Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatılıp da ona sırt çevirenden, kendi elleriyle yaptığını unutandan daha zalim kim vardır! Biz onların kalplerine, bunu anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Sen onları hidayete çağırsanda artık ebediyen hidayete eremeyeceklerdir.
 22:10  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    önceden yaptıkları  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Hac  Suresi 10. Ayet
ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ يَدَاكَ وَأَنَّ اللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ (10)

10. İşte bu, önceden yapıp ettiklerin yüzündendir (denilir). Elbette Allah kullarına haksızlık edici değildir.
 28:47  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    yaptıkları günahları  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Kasas  Suresi 47. Ayet
وَلَوْلَا أَنْ تُصِيبَهُمْ مُصِيبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ فَيَقُولُوا رَبَّنَا لَوْلَا أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَسُولًا فَنَتَّبِعَ آيَاتِكَ وَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ (47)

47. Bizzat kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, ayetlerine uysak ve müminlerden olsaydık! diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).
 30:36  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    öne sürdüklerinden  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Rûm  Suresi 36. Ayet
وَإِذَا أَذَقْنَا النَّاسَ رَحْمَةً فَرِحُوا بِهَا ۖ وَإِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ إِذَا هُمْ يَقْنَطُونَ (36)

36. İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda ona sevinirler. Şayet yaptıklarından ötürü başlarına bir fenalık gelse hemen ümitsizlige düşüverirler.
 36:12  قَدَّمُوا    ḳaddemū    öne sürdükleri  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Yâsîn  Suresi 12. Ayet
إِنَّا نَحْنُ نُحْيِي الْمَوْتَىٰ وَنَكْتُبُ مَا قَدَّمُوا وَآثَارَهُمْ ۚ وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ فِي إِمَامٍ مُبِينٍ (12)

12. Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her izi yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (levh-i mahfuz'da) sayıp yazmışızdır.
 38:60  قَدَّمْتُمُوهُ    ḳaddemtumūhu    bunu önümüze getirdiniz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Sâd  Suresi 60. Ayet
قَالُوا بَلْ أَنْتُمْ لَا مَرْحَبًا بِكُمْ ۖ أَنْتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَا ۖ فَبِئْسَ الْقَرَارُ (60)

60. (Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler.
 38:61  قَدَّمَ    ḳaddeme    önümüze getirdiyse  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Sâd  Suresi 61. Ayet
قَالُوا رَبَّنَا مَنْ قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدْهُ عَذَابًا ضِعْفًا فِي النَّارِ (61)

61. Yine onlar: Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azabını iki kat artır! derler.
 42:48  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    öne sürdüğü işlerden  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Şûrâ  Suresi 48. Ayet
فَإِنْ أَعْرَضُوا فَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا ۖ إِنْ عَلَيْكَ إِلَّا الْبَلَاغُ ۗ وَإِنَّا إِذَا أَذَقْنَا الْإِنْسَانَ مِنَّا رَحْمَةً فَرِحَ بِهَا ۖ وَإِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ فَإِنَّ الْإِنْسَانَ كَفُورٌ (48)

48. Eğer yüz çevirirlerse, bilesin ki biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, işte o zaman insan pek nankördür!
 49:1  تُقَدِّمُوا    tuḳaddimū    geçmeyin  
Fiil   Tef’il Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   

Hucurât  Suresi 1. Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيِ اللَّهِ وَرَسُولِهِ ۖ وَاتَّقُوا اللَّهَ ۚ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ (1)

1. Ey iman edenler! Allah'ın ve Resulünün önüne geçmeyin. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.
 50:28  قَدَّمْتُ    ḳaddemtu    önceden yaptım  
Fiil   Tef’il Kalıbı   1. şahıs, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Kâf  Suresi 28. Ayet
قَالَ لَا تَخْتَصِمُوا لَدَيَّ وَقَدْ قَدَّمْتُ إِلَيْكُمْ بِالْوَعِيدِ (28)

28. O esnada (Allah) buyurur: Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarı göndermiştim!
 58:12  فَقَدِّمُوا    feḳaddimū    verin  
Fiil   Tef’il Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Merfû` İsim   

Mücâdele  Suresi 12. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نَاجَيْتُمُ الرَّسُولَ فَقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوَاكُمْ صَدَقَةً ۚ ذَٰلِكَ خَيْرٌ لَكُمْ وَأَطْهَرُ ۚ فَإِنْ لَمْ تَجِدُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ (12)

12. Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir şey konuşacağınız zaman bu konuşmanızdan önce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet bir şey bulamazsanız, bilin ki Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
 58:13  تُقَدِّمُوا    tuḳaddimū    vermenizden  
Fiil   Tef’il Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   

Mücâdele  Suresi 13. Ayet
أَأَشْفَقْتُمْ أَنْ تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوَاكُمْ صَدَقَاتٍ ۚ فَإِذْ لَمْ تَفْعَلُوا وَتَابَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ ۚ وَاللَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ (13)

13. Gizli bir şey konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah da sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekatı verin Allah'a ve Resulüne itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
 59:18  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    gönderdiğine  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Haşr  Suresi 18. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ ۖ وَاتَّقُوا اللَّهَ ۚ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ (18)

18. Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
 62:7  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    öne sürdükleri  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Cum’a  Suresi 7. Ayet
وَلَا يَتَمَنَّوْنَهُ أَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ (7)

7. Ama onlar, önceden yaptıklarından dolayı ölümü asla temenni etmezler. Allah, zalimleri çok iyi bilir.
 73:20  تُقَدِّمُوا    tuḳaddimū    verdiklerinizi  
Fiil   Tef’il Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   

Müzzemmil  Suresi 20. Ayet
إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَىٰ مِنْ ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِنَ الَّذِينَ مَعَكَ ۚ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ ۚ عَلِمَ أَنْ لَنْ تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ ۖ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ ۚ عَلِمَ أَنْ سَيَكُونُ مِنْكُمْ مَرْضَىٰ ۙ وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِنْ فَضْلِ اللَّهِ ۙ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ۖ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ ۚ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا ۚ وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا ۚ وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ (20)

20. (Resulüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramaküzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekatı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükafatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.
 75:13  قَدَّمَ    ḳaddeme    yapıp öne sürdüğü  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Kıyâme  Suresi 13. Ayet
يُنَبَّأُ الْإِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ (13)

13. O gün insana, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.
 78:40  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    öne sürdüğü  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Nebe’  Suresi 40. Ayet
إِنَّا أَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنْتُ تُرَابًا (40)

40. Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkarcı kişi: "Keşke toprak olsaydım!" diyecektir.
 82:5  قَدَّمَتْ    ḳaddemet    öne sürmüştür  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

İnfitâr  Suresi 5. Ayet
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ (5)

5. İnsanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.
 89:24  قَدَّمْتُ    ḳaddemtu    iyi işler gönderseydim  
Fiil   Tef’il Kalıbı   1. şahıs, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

Fecr  Suresi 24. Ayet
يَقُولُ يَا لَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي (24)

24. (İşte o zaman insan:) "Keşke bu hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim!" der.
Kökten (قَدَم) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:250  أَقْدَامَنَا    eḳdāmenā    ayaklarımızı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Bakara  Suresi 250. Ayet
وَلَمَّا بَرَزُوا لِجَالُوتَ وَجُنُودِهِ قَالُوا رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ (250)

250. Calut ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında: Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Bize cesaret ver ki tutunalım. Kafir kavme karşı bize yardım et, dediler.
 3:147  أَقْدَامَنَا    eḳdāmenā    ayaklarımızı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Âl-i İmrân  Suresi 147. Ayet
وَمَا كَانَ قَوْلَهُمْ إِلَّا أَنْ قَالُوا رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَإِسْرَافَنَا فِي أَمْرِنَا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ (147)

147. Onların sözleri, sadece şöyle demekten ibaretti: Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı (yolunda) sabit kıl; kafirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl!
 8:11  الْأَقْدَامَ    l-eḳdāme    ayaklarınızı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Enfâl  Suresi 11. Ayet
إِذْ يُغَشِّيكُمُ النُّعَاسَ أَمَنَةً مِنْهُ وَيُنَزِّلُ عَلَيْكُمْ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً لِيُطَهِّرَكُمْ بِهِ وَيُذْهِبَ عَنْكُمْ رِجْزَ الشَّيْطَانِ وَلِيَرْبِطَ عَلَىٰ قُلُوبِكُمْ وَيُثَبِّتَ بِهِ الْأَقْدَامَ (11)

11. O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi) sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu.
 10:2  قَدَمَ    ḳademe    makamı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Yûnus  Suresi 2. Ayet
أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ رَجُلٍ مِنْهُمْ أَنْ أَنْذِرِ النَّاسَ وَبَشِّرِ الَّذِينَ آمَنُوا أَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِنْدَ رَبِّهِمْ ۗ قَالَ الْكَافِرُونَ إِنَّ هَٰذَا لَسَاحِرٌ مُبِينٌ (2)

2. İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında onlar için yüksek bir doğruluk makamı olduğunu müjdele, diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, o kafirler: Bu elbette apaçık bir sihirbazdır, dediler?
 16:94  قَدَمٌ    ḳademun    ayak  
İsim   Tef’il Kalıbı   Eril   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 94. Ayet
وَلَا تَتَّخِذُوا أَيْمَانَكُمْ دَخَلًا بَيْنَكُمْ فَتَزِلَّ قَدَمٌ بَعْدَ ثُبُوتِهَا وَتَذُوقُوا السُّوءَ بِمَا صَدَدْتُمْ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ ۖ وَلَكُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ (94)

94. Yeminlerinizi aranızda fesada araç edinmeyin, aksi halde (İslam'da) sebat etmişken ayağınız kayar da (insanları) Allah yolundan alıkoymanız sebebiyle (dünyada) kötülüğü tadarsınız. Sizin için (ahirette de) büyük bir azap vardır.
 41:29  أَقْدَامِنَا    eḳdāminā    ayaklarımızın  
İsim   Tef’il Kalıbı   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Fussilet  Suresi 29. Ayet
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا رَبَّنَا أَرِنَا اللَّذَيْنِ أَضَلَّانَا مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ نَجْعَلْهُمَا تَحْتَ أَقْدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ الْأَسْفَلِينَ (29)

29. Kafirler cehennemde: Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de aşağılanmışlardan olsunlar diye onları ayaklarımızın altına alalım! diyecekler.
 47:7  أَقْدَامَكُمْ    eḳdāmekum    ayaklarınızı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Muhammed  Suresi 7. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ (7)

7. Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.
 55:41  وَالْأَقْدَامِ    vel’eḳdāmi    ve ayaklarından  
İsim   Tef’il Kalıbı   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 41. Ayet
يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ (41)

41. Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Kökten (قَدِمْ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 11:98  يَقْدُمُ    yeḳdumu    öncülük ederek  
Fiil   Tef’il Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 98. Ayet
يَقْدُمُ قَوْمَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَأَوْرَدَهُمُ النَّارَ ۖ وَبِئْسَ الْوِرْدُ الْمَوْرُودُ (98)

98. Firavun, kıyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları (çekip) ateşe götürecektir. Varacakları yer ne kötü yerdir!
 25:23  وَقَدِمْنَا    ve ḳadimnā    önüne geçiririz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 23. Ayet
وَقَدِمْنَا إِلَىٰ مَا عَمِلُوا مِنْ عَمَلٍ فَجَعَلْنَاهُ هَبَاءً مَنْثُورًا (23)

23. Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele alırız, onu saçılmış zerreler haline getiririz (değersiz kılarız).
Kökten (قَدِيم) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 12:95  الْقَدِيمِ    l-ḳadīmi    eski  
Sıfat   Tef’il Kalıbı   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 95. Ayet
قَالُوا تَاللَّهِ إِنَّكَ لَفِي ضَلَالِكَ الْقَدِيمِ (95)

95. (Onlar da:) Vallahi sen hala eski şaşkınlığındasın, dediler.
 36:39  الْقَدِيمِ    l-ḳadīmi    eski, kuru  
Sıfat   Tef’il Kalıbı   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yâsîn  Suresi 39. Ayet
وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ حَتَّىٰ عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَدِيمِ (39)

39. Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilal) olur da geri döner.
 46:11  قَدِيمٌ    ḳadīmun    eski  
Sıfat   Tef’il Kalıbı   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Ahkâf  Suresi 11. Ayet
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا لَوْ كَانَ خَيْرًا مَا سَبَقُونَا إِلَيْهِ ۚ وَإِذْ لَمْ يَهْتَدُوا بِهِ فَسَيَقُولُونَ هَٰذَا إِفْكٌ قَدِيمٌ (11)

11. İnkar edenler, iman edenler hakkında dediler ki: "Bu iş bir hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi." Fakat onlar bununla doğru yola girmek arzusunda olmadıkları için "Bu eski bir yalandır" diyecekler.
Kökten (مُسْتَقْدِمِين) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 15:24  الْمُسْتَقْدِمِينَ    l-musteḳdimīne    önce geçenleri  
İsim   İstif’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 24. Ayet
وَلَقَدْ عَلِمْنَا الْمُسْتَقْدِمِينَ مِنْكُمْ وَلَقَدْ عَلِمْنَا الْمُسْتَأْخِرِينَ (24)

24. Andolsun biz, sizden önce gelip geçenleri de biliriz, geri kalanları da biliriz.
Kökten (يَسْتَقْدِمُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 7:34  يَسْتَقْدِمُونَ    yesteḳdimūne    öne geçemezler  
Fiil   İstif’al Kalıbı   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 34. Ayet
وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ ۖ فَإِذَا جَاءَ أَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً ۖ وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ (34)

34. Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler.
 10:49  يَسْتَقْدِمُونَ    yesteḳdimūne    geriye bırakılırlar  
Fiil   İstif’al Kalıbı   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 49. Ayet
قُلْ لَا أَمْلِكُ لِنَفْسِي ضَرًّا وَلَا نَفْعًا إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ ۗ لِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ ۚ إِذَا جَاءَ أَجَلُهُمْ فَلَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً ۖ وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ (49)

49. De ki: "Ben kendime bile Allah'ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim." Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler.
 16:61  يَسْتَقْدِمُونَ    yesteḳdimūne    ileri geçerler  
Fiil   İstif’al Kalıbı   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 61. Ayet
وَلَوْ يُؤَاخِذُ اللَّهُ النَّاسَ بِظُلْمِهِمْ مَا تَرَكَ عَلَيْهَا مِنْ دَابَّةٍ وَلَٰكِنْ يُؤَخِّرُهُمْ إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى ۖ فَإِذَا جَاءَ أَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً ۖ وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ (61)

61. Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.
 34:30  تَسْتَقْدِمُونَ    testeḳdimūne    ileri geçemezsiniz  
Fiil   İstif’al Kalıbı   Etken   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 30. Ayet
قُلْ لَكُمْ مِيعَادُ يَوْمٍ لَا تَسْتَأْخِرُونَ عَنْهُ سَاعَةً وَلَا تَسْتَقْدِمُونَ (30)

30. De ki: Size öyle bir gün vadedilmiştir ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.