Ha-Kaf-Kaf ح ق ق |
gerçek, sâbit ve doğru olmak, gerekmek bir şeyi gerçekleştirmek bir şeye yakînen muttali olmak gerçek, sâbit, doğru, varlığı kesin olan şey inkârı mümkün olmayacak kesinlikte gerçek sâbit olan şey, yasaya, hakikate veya erdeme uygun olma mutabakat ve muvafakat bilgi ile, bilinenlerin, birbirine uygun olması gerçeğe mutabık olan hüküm, doğruluk, hakikat, yasallık adalet, bilgelik, hakikat, gerçek, doğru ya da asıl olanın gereksinimlerine uygun olmak adil, adamakıllı, doğru, düzgün, gerçek, uygun olmak esaslı, gerçek, sağlam, geçerli, önemli, hakiki olmak kurulmuş, onaylanmış, bağlayıcı, kaçınılmaz, zorunlu olan, tezahür etmek şüphe veya belirsizlik içermeyen, bir hakikat olarak belirlenmiş, zorunlu olan bir şeye dair hak, sahiplik ya da iddia, bir şeyi hak etmek, veya liyakat, müstehak kesin veya emin olmak, doğru, doğrulanabilir ya da gerçek olmak, ciddi ya da içten olmak, itiraz veya bir dava ile uğraşmak, gerçeği söylemek, gerçeği ya da doğruyu açığa vurmak, bildirmek, göstermek, kanıtlanmış gerçek olmak, delmek veya nüfuz etmek. hak kelimesi çoğulu hukūk genellikle bâtılın zıddı olarak gösterilir. Kur’ân-ı Kerîm’de öteki anlamları arasında “vâkıaya, gerçeğe uygun söz” el-A‘râf 7/169 Sâd 38/84 “doğru haber” el-Mü’minûn 23/62 “doğru yol” Yûnus 10/35 “aslına uygun bilgi, inanç, yakīn” Yûnus 10/36 en-Necm 53/28 el-Vâkıa 56/95 “delil” Yûnus 10/76, 77 “bir olayın iç yüzü” Yûsuf 12/51 “adalet” el-A‘râf 7/89 el-Enbiyâ 21/112 Sâd 38/22, 26 ez-Zümer 39/69, 75 “görev, ödev, hüküm” el-Bakara 2/180, 236, 241 er-Rûm 30/47 vardır. Başkalarıyla ilgili yükümlülüklere aykırı davranışların niteliğini belirtmek üzere “bigayri’l-hakkı” ve “bigayri hakkın” haksız yere el-Bakara 2/61 Âl-i İmrân 3/112, 181 eş-Şûrâ 42/42, yine başkalarıyla alâkalı bir genel hükmün dışına çıkmaya cevaz veren “illâ bi’l-hakkı” ancak haklı bir sebeple el-En‘âm 6/151 el-İsrâ 17/33 el-Furkān 25/68 tabirleri Kur’an’da sıkça geçmektedir. Kur’an’da hak kelimesi “gerçek, sâbit, doğru” gibi anlamları dolayısıyla Kur’an’ı ve İslâm’ı ifade ettiği gibi el-İsrâ 17/81, 105 el-Kehf 18/29 vukuu kati olan ölüm için de kullanılmıştır Kāf 50/19. Daha çok “vaad” kelimesiyle birlikte âhiret hakkındaki haberler, müjde ve tehditler de hak ile ifade edilir el-Enbiyâ 21/97 Gāfir 40/55. Hak kelimesi “varlığı kesin olan, mutlak gerçek, hikmete uygun olarak icat eden” anlamlarından dolayı Allah’ın bir ismi veya sıfatı olarak da geçmektedir el-En‘âm 6/62 Yûnus 10/30, 32 el-Hac 22/62. Türkçe’ye girmiş türevler : bihakkın, elhak, emrihak, hak hakkâk, hokka, mihenk, hakikat filhakika, hakkaniyet, hakla-, hukuk, ihkak muhik, istihkak müstehak, nahak, tahakkuk, tahkik muhakkak, muhakkik İbr ḥuḳḳā חֻקָּה «ağaca, taşa veya metale oyulmuş şey», ödev, hukuk, yasa, ferman, kural İbr/Aram ḥaḳaḳ חקק [ḥḳḳ] oymak, taşa ve metale hakketmek Ar ḥakka حَكَّ metal veya ağacı oydu, kazıdı ≈ Akad ekēku kazımak, kaşımak Not: Aramice ve İbranice koph/kaf ile yazılan ḥḳḳ חקק oyma, kazıma fiili Arapça kef ile ḥkk حكّ eşdeğeridir. Sözcüğün nihai anlamının taşa veya metale hakkedilmiş yazı, belge, kanun olduğu anlaşılıyor. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Copyright © 2023. Designer by Emin. All Rights Reserved.