Kh-Ze-Nun     خ ز ن
Reposit/store/preserve/guard something in a thing or property, conceal or withhold a thing from someone, become rich/suffcient after poverty, take the nearest of a thing.
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 13 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
8 kez   خَزَائِن
4 kez   خَزَنَت
1 kez   خَٰزِنِين
Kökten (خَزَائِن) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 6:50  خَزَائِنُ    ḣazāinu    hazineleri  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

En’âm  Suresi 50. Ayet
قُلْ لَا أَقُولُ لَكُمْ عِنْدِي خَزَائِنُ اللَّهِ وَلَا أَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلَا أَقُولُ لَكُمْ إِنِّي مَلَكٌ ۖ إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَىٰ إِلَيَّ ۚ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْأَعْمَىٰ وَالْبَصِيرُ ۚ أَفَلَا تَتَفَكَّرُونَ (50)

50. De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?
 11:31  خَزَائِنُ    ḣazāinu    hazineleri  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Hûd  Suresi 31. Ayet
وَلَا أَقُولُ لَكُمْ عِنْدِي خَزَائِنُ اللَّهِ وَلَا أَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلَا أَقُولُ إِنِّي مَلَكٌ وَلَا أَقُولُ لِلَّذِينَ تَزْدَرِي أَعْيُنُكُمْ لَنْ يُؤْتِيَهُمُ اللَّهُ خَيْرًا ۖ اللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا فِي أَنْفُسِهِمْ ۖ إِنِّي إِذًا لَمِنَ الظَّالِمِينَ (31)

31. Ben size: "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır" demiyorum, gaybı da bilmem. "Ben bir meleğim" de demiyorum, sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için, "Allah onlara asla bir hayır vermeyecektir" diyemem. Onların kalplerinde olanı, Allah daha iyi bilir. Onları kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurum."
 12:55  خَزَائِنِ    ḣazāini    hazineleri  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   

Yûsuf  Suresi 55. Ayet
قَالَ اجْعَلْنِي عَلَىٰ خَزَائِنِ الْأَرْضِ ۖ إِنِّي حَفِيظٌ عَلِيمٌ (55)

55. "Beni ülkenin hazinelerine tayin et! Çünkü ben (onları) çok iyi korurum ve bu işi bilirim" dedi.
 15:21  خَزَائِنُهُ    ḣazāinuhu    hazineleri  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Hicr  Suresi 21. Ayet
وَإِنْ مِنْ شَيْءٍ إِلَّا عِنْدَنَا خَزَائِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُ إِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ (21)

21. Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.
 17:100  خَزَائِنَ    ḣazāine    hazinelerine  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   

İsrâ  Suresi 100. Ayet
قُلْ لَوْ أَنْتُمْ تَمْلِكُونَ خَزَائِنَ رَحْمَةِ رَبِّي إِذًا لَأَمْسَكْتُمْ خَشْيَةَ الْإِنْفَاقِ ۚ وَكَانَ الْإِنْسَانُ قَتُورًا (100)

100. De ki: Rabbimin rahmet hazinesine eğer siz sahip olsaydınız, harcanır korkusuyla kıstıkça kısardınız. İnsanoğlu da pek eli sıkıdır!
 38:9  خَزَائِنُ    ḣazāinu    hazineleri  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Sâd  Suresi 9. Ayet
أَمْ عِنْدَهُمْ خَزَائِنُ رَحْمَةِ رَبِّكَ الْعَزِيزِ الْوَهَّابِ (9)

9. Yoksa aziz ve lütufkar olan Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mıdır!
 52:37  خَزَائِنُ    ḣazāinu    hazineleri  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Tûr  Suresi 37. Ayet
أَمْ عِنْدَهُمْ خَزَائِنُ رَبِّكَ أَمْ هُمُ الْمُصَيْطِرُونَ (37)

37. Yahut Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Ya da her şeye hakim olan kendileri midir?
 63:7  خَزَائِنُ    ḣazāinu    hazineleri  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Münâfikûn  Suresi 7. Ayet
هُمُ الَّذِينَ يَقُولُونَ لَا تُنْفِقُوا عَلَىٰ مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ حَتَّىٰ يَنْفَضُّوا ۗ وَلِلَّهِ خَزَائِنُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَٰكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَفْقَهُونَ (7)

7. Onlar: Allah'ın elçisinin yanında bulunanlar için hiçbir şey harcamayın ki dağılıp gitsinler, diyenlerdir. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Fakat münafıklar bunu anlamazlar.
Kökten (خَزَنَت) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 39:71  خَزَنَتُهَا    ḣazenetuhā    onun bekçileri  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Zümer  Suresi 71. Ayet
وَسِيقَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِلَىٰ جَهَنَّمَ زُمَرًا ۖ حَتَّىٰ إِذَا جَاءُوهَا فُتِحَتْ أَبْوَابُهَا وَقَالَ لَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ يَتْلُونَ عَلَيْكُمْ آيَاتِ رَبِّكُمْ وَيُنْذِرُونَكُمْ لِقَاءَ يَوْمِكُمْ هَٰذَا ۚ قَالُوا بَلَىٰ وَلَٰكِنْ حَقَّتْ كَلِمَةُ الْعَذَابِ عَلَى الْكَافِرِينَ (71)

71. O küfredenler, bölük halinde cehenneme sürülür. Nihayet oraya geldikleri zaman kapıları açılır, bekçileri onlara: Size, içinizden Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden peygamberler gelmedi mi? derler. "Evet geldi" derler ama, azap sözü kafirlerin üzerine hak olmuştur.
 39:73  خَزَنَتُهَا    ḣazenetuhā    onun bekçileri  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Zümer  Suresi 73. Ayet
وَسِيقَ الَّذِينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ إِلَى الْجَنَّةِ زُمَرًا ۖ حَتَّىٰ إِذَا جَاءُوهَا وَفُتِحَتْ أَبْوَابُهَا وَقَالَ لَهُمْ خَزَنَتُهَا سَلَامٌ عَلَيْكُمْ طِبْتُمْ فَادْخُلُوهَا خَالِدِينَ (73)

73. Rablerine karşı gelmekten sakınanlar ise, bölük bölük cennete sevk edilir, oraya varıp da kapıları açıldığında bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedi kalmak üzere girin buraya, derler.
 40:49  لِخَزَنَةِ    liḣazeneti    bekçilerine  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   

Mü’min  Suresi 49. Ayet
وَقَالَ الَّذِينَ فِي النَّارِ لِخَزَنَةِ جَهَنَّمَ ادْعُوا رَبَّكُمْ يُخَفِّفْ عَنَّا يَوْمًا مِنَ الْعَذَابِ (49)

49. Ateşte bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabı hafifletsin! diyecekler
 67:8  خَزَنَتُهَا    ḣazenetuhā    onun bekçileri  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Mülk  Suresi 8. Ayet
تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ ۖ كُلَّمَا أُلْقِيَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ (8)

8. Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak! Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: Size, (bu azap ile) korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi? diye sorarlar.
Kökten (خَٰزِنِين) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 15:22  بِخَازِنِينَ    biḣāzinīne    depolayan  
İsim   Etken   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   

Hicr  Suresi 22. Ayet
وَأَرْسَلْنَا الرِّيَاحَ لَوَاقِحَ فَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَسْقَيْنَاكُمُوهُ وَمَا أَنْتُمْ لَهُ بِخَازِنِينَ (22)

22. Biz, rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız.