Dal-Be-Ra     د ب ر
to turn the back, flee, follow after, be behind, become old, take a thing away, veer to the west wind, elapse day, night, follow with respect.
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 44 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
4 kez   أَدْبَرَ
1 kez   إِدْبَٰر
4 kez   دَابِر
18 kez   دُبُر
1 kez   مُدَبِّرَٰت
8 kez   مُدْبِر
4 kez   يَتَدَبَّرُ
4 kez   يُدَبِّرُ
Kökten (أَدْبَرَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 70:17  أَدْبَرَ    edbera    sırtını dönen  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Me’âric  Suresi 17. Ayet
تَدْعُو مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّىٰ (17)

17. Yüz çevirip geri döneni, (kendine) çağırır!
 74:23  أَدْبَرَ    edbera    arkasını döndü  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Müddessir  Suresi 23. Ayet
ثُمَّ أَدْبَرَ وَاسْتَكْبَرَ (23)

23. En sonunda, kibirini yenemeyip sırt çevirdi.
 74:33  أَدْبَرَ    edbera    dönüp gitmekte olan  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Müddessir  Suresi 33. Ayet
وَاللَّيْلِ إِذْ أَدْبَرَ (33)

33. Dönüp gitmekte olan geceye,
 79:22  أَدْبَرَ    edbera    sırtını döndü  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Nâzi’ât  Suresi 22. Ayet
ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَىٰ (22)

22. Sonra (inkar için) olanca çabasını göstererek sırtını döndü.
Kökten (إِدْبَٰر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 52:49  وَإِدْبَارَ    ve idbāra    ve ardından  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Tûr  Suresi 49. Ayet
وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَإِدْبَارَ النُّجُومِ (49)

49. Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından sonra da O'nu tesbih et.
Kökten (دَابِر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 6:45  دَابِرُ    dābiru    ardı  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   

En’âm  Suresi 45. Ayet
فَقُطِعَ دَابِرُ الْقَوْمِ الَّذِينَ ظَلَمُوا ۚ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ (45)

45. Böylece zulmeden toplumun kökü kesildi. Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. (Allah'ın verdiği nimete şükredecekleri yerde nankörlük ettiler, böylece kendilerine zulmettiler. Yüce Allah da yeryüzünü onların zulüm ve küfürlerinden temizlemek için onları helak etti.)
 7:72  دَابِرَ    dābira    kökünü  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

A’râf  Suresi 72. Ayet
فَأَنْجَيْنَاهُ وَالَّذِينَ مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِنَّا وَقَطَعْنَا دَابِرَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا ۖ وَمَا كَانُوا مُؤْمِنِينَ (72)

72. Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve ayetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik.
 8:7  دَابِرَ    dābira    ardını  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Enfâl  Suresi 7. Ayet
وَإِذْ يَعِدُكُمُ اللَّهُ إِحْدَى الطَّائِفَتَيْنِ أَنَّهَا لَكُمْ وَتَوَدُّونَ أَنَّ غَيْرَ ذَاتِ الشَّوْكَةِ تَكُونُ لَكُمْ وَيُرِيدُ اللَّهُ أَنْ يُحِقَّ الْحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ وَيَقْطَعَ دَابِرَ الْكَافِرِينَ (7)

7. Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kafirlerin ardını kesmek istiyordu.
 15:66  دَابِرَ    dābira    arkaları  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Hicr  Suresi 66. Ayet
وَقَضَيْنَا إِلَيْهِ ذَٰلِكَ الْأَمْرَ أَنَّ دَابِرَ هَٰؤُلَاءِ مَقْطُوعٌ مُصْبِحِينَ (66)

66. Ona (Lut'a) şu hükmümüzü vahyettik: "Sabaha çıkarlarken mutlaka onların ardı kesilmiş olacaktır."
Kökten (دُبُر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 3:111  الْأَدْبَارَ    l-edbāra    arkalarını  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Âl-i İmrân  Suresi 111. Ayet
لَنْ يَضُرُّوكُمْ إِلَّا أَذًى ۖ وَإِنْ يُقَاتِلُوكُمْ يُوَلُّوكُمُ الْأَدْبَارَ ثُمَّ لَا يُنْصَرُونَ (111)

111. Onlar (ehl-i kitap) size, incitmekten başka bir zarar veremezler. Sizinle savaşa girecek olsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.
 4:47  أَدْبَارِهَا    edbārihā    arkaları  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Nisâ  Suresi 47. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ آمِنُوا بِمَا نَزَّلْنَا مُصَدِّقًا لِمَا مَعَكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ نَطْمِسَ وُجُوهًا فَنَرُدَّهَا عَلَىٰ أَدْبَارِهَا أَوْ نَلْعَنَهُمْ كَمَا لَعَنَّا أَصْحَابَ السَّبْتِ ۚ وَكَانَ أَمْرُ اللَّهِ مَفْعُولًا (47)

47. Ey ehl-i kitap! Biz, birtakım yüzleri silip dümdüz ederek arkalarına çevirmeden, yahut onları, cumartesi adamları gibi lanetlemeden önce (davranarak), size gelenleri doğrulamak üzere indirdiğimize (Kitab'a) iman edin; Allah'ın emri mutlaka yerine gelecektir.
 5:21  أَدْبَارِكُمْ    edbārikum    arkanıza  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Mâide  Suresi 21. Ayet
يَا قَوْمِ ادْخُلُوا الْأَرْضَ الْمُقَدَّسَةَ الَّتِي كَتَبَ اللَّهُ لَكُمْ وَلَا تَرْتَدُّوا عَلَىٰ أَدْبَارِكُمْ فَتَنْقَلِبُوا خَاسِرِينَ (21)

21. Ey kavmim! Allah'ın size (vatan olarak) yazdığı mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa kaybederek dönmüş olursunuz.
 8:15  الْأَدْبَارَ    l-edbāra    arkalarınızı  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Enfâl  Suresi 15. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا لَقِيتُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا زَحْفًا فَلَا تُوَلُّوهُمُ الْأَدْبَارَ (15)

15. Ey müminler! Toplu halde kafirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. (Korkup kaçmayın).
 8:16  دُبُرَهُ    duburahu    arkasını  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Enfâl  Suresi 16. Ayet
وَمَنْ يُوَلِّهِمْ يَوْمَئِذٍ دُبُرَهُ إِلَّا مُتَحَرِّفًا لِقِتَالٍ أَوْ مُتَحَيِّزًا إِلَىٰ فِئَةٍ فَقَدْ بَاءَ بِغَضَبٍ مِنَ اللَّهِ وَمَأْوَاهُ جَهَنَّمُ ۖ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ (16)

16. Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilme veya diğer bölüğe ulaşıp mevzi tutma durumu dışında, kim öyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allah'ın gazabını hak etmiş olarak döner. Onun yeri de cehennemdir. Orası, varılacak ne kötü yerdir!
 8:50  وَأَدْبَارَهُمْ    ve edbārahum    ve kıçlarına  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   

Enfâl  Suresi 50. Ayet
وَلَوْ تَرَىٰ إِذْ يَتَوَفَّى الَّذِينَ كَفَرُوا ۙ الْمَلَائِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَارَهُمْ وَذُوقُوا عَذَابَ الْحَرِيقِ (50)

50. Melekler yüzlerine ve arkalarına vurarak ve "Tadın yakıcı cehennem azabını" (diyerek) o kafirlerin canlarını alırken onları bir görseydin!
 12:25  دُبُرٍ    duburin    arkasından  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 25. Ayet
وَاسْتَبَقَا الْبَابَ وَقَدَّتْ قَمِيصَهُ مِنْ دُبُرٍ وَأَلْفَيَا سَيِّدَهَا لَدَى الْبَابِ ۚ قَالَتْ مَا جَزَاءُ مَنْ أَرَادَ بِأَهْلِكَ سُوءًا إِلَّا أَنْ يُسْجَنَ أَوْ عَذَابٌ أَلِيمٌ (25)

25. İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında onun kocasına rastladılar. Kadın dedi ki: Senin ailene kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya elem verici bir işkenceden başka ne olabilir!
 12:27  دُبُرٍ    duburin    arkadan  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 27. Ayet
وَإِنْ كَانَ قَمِيصُهُ قُدَّ مِنْ دُبُرٍ فَكَذَبَتْ وَهُوَ مِنَ الصَّادِقِينَ (27)

27. "Eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir. Bu ise doğru söyleyenlerdendir."
 12:28  دُبُرٍ    duburin    arkadan  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 28. Ayet
فَلَمَّا رَأَىٰ قَمِيصَهُ قُدَّ مِنْ دُبُرٍ قَالَ إِنَّهُ مِنْ كَيْدِكُنَّ ۖ إِنَّ كَيْدَكُنَّ عَظِيمٌ (28)

28. (Kocası, Yusuf'un gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu görünce, (kadına): "Şüphesiz, dedi; bu, sizin tuzağınızdır. Sizin tuzağınız gerçekten büyüktür."
 15:65  أَدْبَارَهُمْ    edbārahum    arkalarından  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 65. Ayet
فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ اللَّيْلِ وَاتَّبِعْ أَدْبَارَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ أَحَدٌ وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ (65)

65. Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından yürü. Sizden hiç kimse, sakın dönüp de ardına bakmasın, istenen yere gidin."
 17:46  أَدْبَارِهِمْ    edbārihim    arkalarına  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

İsrâ  Suresi 46. Ayet
وَجَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا ۚ وَإِذَا ذَكَرْتَ رَبَّكَ فِي الْقُرْآنِ وَحْدَهُ وَلَّوْا عَلَىٰ أَدْبَارِهِمْ نُفُورًا (46)

46. Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur'an'da Rabbinin birliğini yadettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.
 33:15  الْأَدْبَارَ    l-edbāra    arkalarına  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ahzâb  Suresi 15. Ayet
وَلَقَدْ كَانُوا عَاهَدُوا اللَّهَ مِنْ قَبْلُ لَا يُوَلُّونَ الْأَدْبَارَ ۚ وَكَانَ عَهْدُ اللَّهِ مَسْئُولًا (15)

15. Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz mesuliyeti gerektirir!
 47:25  أَدْبَارِهِمْ    edbārihim    arkaları  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Muhammed  Suresi 25. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ ارْتَدُّوا عَلَىٰ أَدْبَارِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَى ۙ الشَّيْطَانُ سَوَّلَ لَهُمْ وَأَمْلَىٰ لَهُمْ (25)

25. Şüphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.
 47:27  وَأَدْبَارَهُمْ    ve edbārahum    ve arkalarına  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Muhammed  Suresi 27. Ayet
فَكَيْفَ إِذَا تَوَفَّتْهُمُ الْمَلَائِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَارَهُمْ (27)

27. Ya melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak!
 48:22  الْأَدْبَارَ    l-edbāra    arkalarına  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fetih  Suresi 22. Ayet
وَلَوْ قَاتَلَكُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوَلَّوُا الْأَدْبَارَ ثُمَّ لَا يَجِدُونَ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا (22)

22. Eğer kafirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı.
 50:40  وَأَدْبَارَ    ve edbāra    ve arkalarında  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kâf  Suresi 40. Ayet
وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَأَدْبَارَ السُّجُودِ (40)

40. Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O'nu tesbih et.
 54:45  الدُّبُرَ    d-dubura    geriye  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 45. Ayet
سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ (45)

45. O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır.
 59:12  الْأَدْبَارَ    l-edbāra    arkalarına  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Haşr  Suresi 12. Ayet
لَئِنْ أُخْرِجُوا لَا يَخْرُجُونَ مَعَهُمْ وَلَئِنْ قُوتِلُوا لَا يَنْصُرُونَهُمْ وَلَئِنْ نَصَرُوهُمْ لَيُوَلُّنَّ الْأَدْبَارَ ثُمَّ لَا يُنْصَرُونَ (12)

12. Andolsun, eğer onlar çıkarılsalar, onlarla beraber çıkmazlar; savaşa tutuşmuş olsalar, onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.
Kökten (مُدَبِّرَٰت) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 79:5  فَالْمُدَبِّرَاتِ    felmudebbirāti    derken düzenleyenlere  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Nâzi’ât  Suresi 5. Ayet
فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا (5)

5. Derken iş düzenleyenlere.
Kökten (مُدْبِر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 9:25  مُدْبِرِينَ    mudbirīne    gerisin geri  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 25. Ayet
لَقَدْ نَصَرَكُمُ اللَّهُ فِي مَوَاطِنَ كَثِيرَةٍ ۙ وَيَوْمَ حُنَيْنٍ ۙ إِذْ أَعْجَبَتْكُمْ كَثْرَتُكُمْ فَلَمْ تُغْنِ عَنْكُمْ شَيْئًا وَضَاقَتْ عَلَيْكُمُ الْأَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ ثُمَّ وَلَّيْتُمْ مُدْبِرِينَ (25)

25. Andolsun ki Allah, birçok yerde (savaş alanlarında) ve Huneyn savaşında size yardım etmişti. Hani çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat sizi hezimete uğramaktan kurtaramamıştı. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti, sonunda (bozularak) gerisin geri dönmüştünüz.
 21:57  مُدْبِرِينَ    mudbirīne    arkanızı dönüp  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 57. Ayet
وَتَاللَّهِ لَأَكِيدَنَّ أَصْنَامَكُمْ بَعْدَ أَنْ تُوَلُّوا مُدْبِرِينَ (57)

57. Allah'a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!
 27:10  مُدْبِرًا    mudbiran    arkaya  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 10. Ayet
وَأَلْقِ عَصَاكَ ۚ فَلَمَّا رَآهَا تَهْتَزُّ كَأَنَّهَا جَانٌّ وَلَّىٰ مُدْبِرًا وَلَمْ يُعَقِّبْ ۚ يَا مُوسَىٰ لَا تَخَفْ إِنِّي لَا يَخَافُ لَدَيَّ الْمُرْسَلُونَ (10)

10. Asanı at! Musa (asayı atıp) onu yılan gibi deprenir görünce dönüp arkasına bakmadan kaçtı. (Kendisine dedik ki): Ey Musa! Korkma; çünkü benim huzurumda peygamberler korkmaz.
 27:80  مُدْبِرِينَ    mudbirīne    arkalarını dönerek  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 80. Ayet
إِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتَىٰ وَلَا تُسْمِعُ الصُّمَّ الدُّعَاءَ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ (80)

80. Bil ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da daveti duyuramazsın.
 28:31  مُدْبِرًا    mudbiran    dönüp  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 31. Ayet
وَأَنْ أَلْقِ عَصَاكَ ۖ فَلَمَّا رَآهَا تَهْتَزُّ كَأَنَّهَا جَانٌّ وَلَّىٰ مُدْبِرًا وَلَمْ يُعَقِّبْ ۚ يَا مُوسَىٰ أَقْبِلْ وَلَا تَخَفْ ۖ إِنَّكَ مِنَ الْآمِنِينَ (31)

31. Ve "Asanı at!" (denildi). Musa (attığı) asayı yılan gibi deprenir görünce, dönüp arkasına bakmadan kaçtı. "Ey Musa! Beri gel, korkma. Çünkü sen emniyette olanlardansın" (buyuruldu).
 30:52  مُدْبِرِينَ    mudbirīne    arkalarını dönüp  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rûm  Suresi 52. Ayet
فَإِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتَىٰ وَلَا تُسْمِعُ الصُّمَّ الدُّعَاءَ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ (52)

52. (Resulüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin.
 37:90  مُدْبِرِينَ    mudbirīne    arkalarını dönüp  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 90. Ayet
فَتَوَلَّوْا عَنْهُ مُدْبِرِينَ (90)

90. Ona arkalarını dönüp gittiler.
 40:33  مُدْبِرِينَ    mudbirīne    kaçarsınız  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 33. Ayet
يَوْمَ تُوَلُّونَ مُدْبِرِينَ مَا لَكُمْ مِنَ اللَّهِ مِنْ عَاصِمٍ ۗ وَمَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ (33)

33. "O gün arkanıza dönüp kaçacaksınız. Fakat sizi Allah'tan (O'nun azabından) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur."
Kökten (يَتَدَبَّرُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 4:82  يَتَدَبَّرُونَ    yetedebberūne    düşünmüyorlar mı?  
Fiil   Tefa’ul Kalıbı   Etken   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 82. Ayet
أَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْآنَ ۚ وَلَوْ كَانَ مِنْ عِنْدِ غَيْرِ اللَّهِ لَوَجَدُوا فِيهِ اخْتِلَافًا كَثِيرًا (82)

82. Hala Kur'an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı.
 23:68  يَدَّبَّرُوا    yeddebberū    onlar iyice düşünmediler mi?  
Fiil   Tefa’ul Kalıbı   Etken   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 68. Ayet
أَفَلَمْ يَدَّبَّرُوا الْقَوْلَ أَمْ جَاءَهُمْ مَا لَمْ يَأْتِ آبَاءَهُمُ الْأَوَّلِينَ (68)

68. Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
 38:29  لِيَدَّبَّرُوا    liyeddebberū    düşünsünler diye  
Fiil   Tefa’ul Kalıbı   Etken   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 29. Ayet
كِتَابٌ أَنْزَلْنَاهُ إِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِيَدَّبَّرُوا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُولُو الْأَلْبَابِ (29)

29. (Resulüm!) Sana bu mübarek Kitab'ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.
 47:24  يَتَدَبَّرُونَ    yetedebberūne    düşünmüyorlar mı?  
Fiil   Tefa’ul Kalıbı   Etken   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Muhammed  Suresi 24. Ayet
أَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْآنَ أَمْ عَلَىٰ قُلُوبٍ أَقْفَالُهَا (24)

24. Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?
Kökten (يُدَبِّرُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 10:3  يُدَبِّرُ    yudebbiru    düzene koydu  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 3. Ayet
إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ ۖ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ ۖ مَا مِنْ شَفِيعٍ إِلَّا مِنْ بَعْدِ إِذْنِهِ ۚ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ ۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ (3)

3. Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da işleri yerli yerince idare ederek arşa istiva eden Allah'dır. Onun izni olmadan hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte O Rabbiniz Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. Hala düşünmüyor musunuz!
 10:31  يُدَبِّرُ    yudebbiru    düzene koyan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 31. Ayet
قُلْ مَنْ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ أَمَّنْ يَمْلِكُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَمَنْ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَنْ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ ۚ فَسَيَقُولُونَ اللَّهُ ۚ فَقُلْ أَفَلَا تَتَّقُونَ (31)

31. (Resulüm!) De ki: Size gökten ve yerden kim rızık veriyor? Ya da kulaklara ve gözlere kim malik (ve hakim) bulunuyor? Ölüden diriyi kim çıkarıyor, diriden ölüyü kim çıkarıyor? (Her türlü) işi kim idare ediyor? "Allah" diyecekler. De ki: Öyle ise (Onaasi olmaktan) sakınmıyor musunuz?
 13:2  يُدَبِّرُ    yudebbiru    düzenliyor  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ra’d  Suresi 2. Ayet
اللَّهُ الَّذِي رَفَعَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ۖ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ ۖ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ ۖ كُلٌّ يَجْرِي لِأَجَلٍ مُسَمًّى ۚ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ يُفَصِّلُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ بِلِقَاءِ رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ (2)

2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istiva eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip ayetleri açıklamaktadır.
 32:5  يُدَبِّرُ    yudebbiru    tedbir eder indirir  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Secde  Suresi 5. Ayet
يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مِنَ السَّمَاءِ إِلَى الْأَرْضِ ثُمَّ يَعْرُجُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ (5)

5. Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde O'nun nezdine çıkar.