Be-Kef-Ye     ب ك ي
Ağlamak

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 7 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
1 kez   أَبْكَىٰ
5 kez   بَكَتْ
1 kez   بُكِيّ
Kökten (أَبْكَىٰ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 53:43  وَأَبْكَىٰ    ve ebkā    ve ağlatan  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Necm  Suresi 43. Ayet
وَأَنَّهُ هُوَ أَضْحَكَ وَأَبْكَىٰ (43)

43. Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur.
Kökten (بَكَتْ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 9:82  وَلْيَبْكُوا    velyebkū    ve ağlasınlar  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Tevbe  Suresi 82. Ayet
فَلْيَضْحَكُوا قَلِيلًا وَلْيَبْكُوا كَثِيرًا جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ (82)

82. Artık kazanmakta olduklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar!
 12:16  يَبْكُونَ    yebkūne    ağlayarak  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Yûsuf  Suresi 16. Ayet
وَجَاءُوا أَبَاهُمْ عِشَاءً يَبْكُونَ (16)

16. Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
 17:109  يَبْكُونَ    yebkūne    ağlayarak  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

İsrâ  Suresi 109. Ayet
وَيَخِرُّونَ لِلْأَذْقَانِ يَبْكُونَ وَيَزِيدُهُمْ خُشُوعًا ۩ (109)

109. Ağlayarak yüz üstü yere kapanırlar. (Kur'an okumak) onların saygısını artırır.
 44:29  بَكَتْ    beket    ağlamadı  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   

Duhân  Suresi 29. Ayet
فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَاءُ وَالْأَرْضُ وَمَا كَانُوا مُنْظَرِينَ (29)

29. Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
 53:60  تَبْكُونَ    tebkūne    ağlamıyorsunuz  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Necm  Suresi 60. Ayet
وَتَضْحَكُونَ وَلَا تَبْكُونَ (60)

60. Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz!
Kökten (بُكِيّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 19:58  وَبُكِيًّا    ve bukiyyen    ağlayarak  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 58. Ayet
أُولَٰئِكَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ مِنْ ذُرِّيَّةِ آدَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ وَمِنْ ذُرِّيَّةِ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْرَائِيلَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَاجْتَبَيْنَا ۚ إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُ الرَّحْمَٰنِ خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيًّا ۩ (58)

58. İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail (Ya'kub) 'in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.