Ayn-Ye-Nun     ع ي ن
to hurt in the eye, smite anyone with the evil eye, flow tears, become a spy. Aayan - to view, face. Ainun - eye, look, hole, but of a tree, spy, middle letter of a trilateral word, spring of water, chief, personage of a place. Ayan pl. Inun: lovely, wide-eyed, lovely black eyed. Maiinun - water, spring.
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 65 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
57 kez   عَيْن
4 kez   عِين
4 kez   مَّعِين
Kökten (عَيْن) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:60  عَيْنًا    ǎynen    göze pınar  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 60. Ayet
وَإِذِ اسْتَسْقَىٰ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِ فَقُلْنَا اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ ۖ فَانْفَجَرَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا ۖ قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَشْرَبَهُمْ ۖ كُلُوا وَاشْرَبُوا مِنْ رِزْقِ اللَّهِ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ (60)

60. Musa (çölde) kavmi için su istemişti de biz ona: Değneğinle taşa vur! demiştik. Derhal (taştan) oniki kaynak fışkırdı. Her bölük, içeceği kaynağı bildi. (Onlara:) Allah'ın rızkından yeyin, için, sakın yeryüzünde bozgunculuk etmeyin, dedik.
 3:13  الْعَيْنِ    l-ǎyni    gözlerinin  
İsim   Dişil   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 13. Ayet
قَدْ كَانَ لَكُمْ آيَةٌ فِي فِئَتَيْنِ الْتَقَتَا ۖ فِئَةٌ تُقَاتِلُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَأُخْرَىٰ كَافِرَةٌ يَرَوْنَهُمْ مِثْلَيْهِمْ رَأْيَ الْعَيْنِ ۚ وَاللَّهُ يُؤَيِّدُ بِنَصْرِهِ مَنْ يَشَاءُ ۗ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِأُولِي الْأَبْصَارِ (13)

13. (Bedir'de) karşı karşıya gelen şu iki gurubun halinde sizin için büyük bir ibret vardır. Biri Allah yolunda çarpışan bir gurup, diğeri ise bunları apaçık kendilerinin iki misli gören kafir bir gurup. Allah dilediğini yardımı ile destekler. Elbette bunda basiret sahipleri için büyük bir ibret vardır.
 5:45  وَالْعَيْنَ    vel’ǎyne    ve göze  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 45. Ayet
وَكَتَبْنَا عَلَيْهِمْ فِيهَا أَنَّ النَّفْسَ بِالنَّفْسِ وَالْعَيْنَ بِالْعَيْنِ وَالْأَنْفَ بِالْأَنْفِ وَالْأُذُنَ بِالْأُذُنِ وَالسِّنَّ بِالسِّنِّ وَالْجُرُوحَ قِصَاصٌ ۚ فَمَنْ تَصَدَّقَ بِهِ فَهُوَ كَفَّارَةٌ لَهُ ۚ وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ (45)

45. Tevrat'ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffaret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.
 5:45  بِالْعَيْنِ    bil-ǎyni    göz  
İsim   Dişil   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 45. Ayet
وَكَتَبْنَا عَلَيْهِمْ فِيهَا أَنَّ النَّفْسَ بِالنَّفْسِ وَالْعَيْنَ بِالْعَيْنِ وَالْأَنْفَ بِالْأَنْفِ وَالْأُذُنَ بِالْأُذُنِ وَالسِّنَّ بِالسِّنِّ وَالْجُرُوحَ قِصَاصٌ ۚ فَمَنْ تَصَدَّقَ بِهِ فَهُوَ كَفَّارَةٌ لَهُ ۚ وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ (45)

45. Tevrat'ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffaret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.
 5:83  أَعْيُنَهُمْ    eǎ’yunehum    gözlerinin  
İsim   Dişil, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 83. Ayet
وَإِذَا سَمِعُوا مَا أُنْزِلَ إِلَى الرَّسُولِ تَرَىٰ أَعْيُنَهُمْ تَفِيضُ مِنَ الدَّمْعِ مِمَّا عَرَفُوا مِنَ الْحَقِّ ۖ يَقُولُونَ رَبَّنَا آمَنَّا فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ (83)

83. Resule indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz."
 7:116  أَعْيُنَ    eǎ’yune    gözlerini  
İsim   Dişil, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 116. Ayet
قَالَ أَلْقُوا ۖ فَلَمَّا أَلْقَوْا سَحَرُوا أَعْيُنَ النَّاسِ وَاسْتَرْهَبُوهُمْ وَجَاءُوا بِسِحْرٍ عَظِيمٍ (116)

116. "Siz atın" dedi. Onlar atınca, insanların gözlerini büyülediler, onları korkuttular ve büyük bir sihir gösterdiler.
 7:160  عَيْنًا    ǎynen    göze  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 160. Ayet
وَقَطَّعْنَاهُمُ اثْنَتَيْ عَشْرَةَ أَسْبَاطًا أُمَمًا ۚ وَأَوْحَيْنَا إِلَىٰ مُوسَىٰ إِذِ اسْتَسْقَاهُ قَوْمُهُ أَنِ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ ۖ فَانْبَجَسَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا ۖ قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَشْرَبَهُمْ ۚ وَظَلَّلْنَا عَلَيْهِمُ الْغَمَامَ وَأَنْزَلْنَا عَلَيْهِمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَىٰ ۖ كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ ۚ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَٰكِنْ كَانُوا أَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ (160)

160. Biz İsrailoğullarını oymaklar halinde oniki kabileye ayırdık. Kavmi kendisinden su isteyince, Musa'ya, "Asanı taşa vur!" diye vahyettik. Derhal ondan oniki pınar fışkırdı. Her kabile içeceği yeri belledi. Sonra üzerlerine bulutla gölge yaptık, onlara kudret helvası ve bıldırcın eti indirdik. (Onlara dedik ki) "Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yeyin. "Ama onlar (emirlerimizi dinlememekle) bize değil kendilerine zulmediyorlardı.
 7:179  أَعْيُنٌ    eǎ’yunun    gözleri  
İsim   Dişil, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 179. Ayet
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرًا مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ ۖ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَا ۚ أُولَٰئِكَ كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ ۚ أُولَٰئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ (179)

179. Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.
 7:195  أَعْيُنٌ    eǎ’yunun    gözleri  
İsim   Dişil, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 195. Ayet
أَلَهُمْ أَرْجُلٌ يَمْشُونَ بِهَا ۖ أَمْ لَهُمْ أَيْدٍ يَبْطِشُونَ بِهَا ۖ أَمْ لَهُمْ أَعْيُنٌ يُبْصِرُونَ بِهَا ۖ أَمْ لَهُمْ آذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا ۗ قُلِ ادْعُوا شُرَكَاءَكُمْ ثُمَّ كِيدُونِ فَلَا تُنْظِرُونِ (195)

195. Onların yürüyecekleri ayakları mı var, yoksa tutacakları elleri mi var veya görecekleri gözleri mi var yahut işitecekleri kulakları mı var (neleri var)? De ki: "Ortaklarınızı çağırın, sonra bana (istediğiniz) tuzağı kurun ve bana göz bile açtırmayın!"
 8:44  أَعْيُنِكُمْ    eǎ’yunikum    sizin gözlerinize  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Enfâl  Suresi 44. Ayet
وَإِذْ يُرِيكُمُوهُمْ إِذِ الْتَقَيْتُمْ فِي أَعْيُنِكُمْ قَلِيلًا وَيُقَلِّلُكُمْ فِي أَعْيُنِهِمْ لِيَقْضِيَ اللَّهُ أَمْرًا كَانَ مَفْعُولًا ۗ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ (44)

44. Allah, olacak bir işi yerine getirmek için (savaş alanında) karşılaştığınız zaman onları sizin gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Bütün işler Allah'a döner.
 8:44  أَعْيُنِهِمْ    eǎ’yunihim    onların gözlerinde  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Enfâl  Suresi 44. Ayet
وَإِذْ يُرِيكُمُوهُمْ إِذِ الْتَقَيْتُمْ فِي أَعْيُنِكُمْ قَلِيلًا وَيُقَلِّلُكُمْ فِي أَعْيُنِهِمْ لِيَقْضِيَ اللَّهُ أَمْرًا كَانَ مَفْعُولًا ۗ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ (44)

44. Allah, olacak bir işi yerine getirmek için (savaş alanında) karşılaştığınız zaman onları sizin gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Bütün işler Allah'a döner.
 9:92  وَأَعْيُنُهُمْ    veeǎ’yunuhum    ve gözlerinden  
İsim   Dişil, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 92. Ayet
وَلَا عَلَى الَّذِينَ إِذَا مَا أَتَوْكَ لِتَحْمِلَهُمْ قُلْتَ لَا أَجِدُ مَا أَحْمِلُكُمْ عَلَيْهِ تَوَلَّوْا وَأَعْيُنُهُمْ تَفِيضُ مِنَ الدَّمْعِ حَزَنًا أَلَّا يَجِدُوا مَا يُنْفِقُونَ (92)

92. Kendilerine binek sağlaman için sana geldiklerinde: Sizi bindirecek bir binek bulamıyorum, deyince, harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur).
 11:31  أَعْيُنُكُمْ    eǎ’yunukum    gözlerinizin  
İsim   Dişil, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 31. Ayet
وَلَا أَقُولُ لَكُمْ عِنْدِي خَزَائِنُ اللَّهِ وَلَا أَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلَا أَقُولُ إِنِّي مَلَكٌ وَلَا أَقُولُ لِلَّذِينَ تَزْدَرِي أَعْيُنُكُمْ لَنْ يُؤْتِيَهُمُ اللَّهُ خَيْرًا ۖ اللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا فِي أَنْفُسِهِمْ ۖ إِنِّي إِذًا لَمِنَ الظَّالِمِينَ (31)

31. Ben size: "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır" demiyorum, gaybı da bilmem. "Ben bir meleğim" de demiyorum, sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için, "Allah onlara asla bir hayır vermeyecektir" diyemem. Onların kalplerinde olanı, Allah daha iyi bilir. Onları kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurum."
 11:37  بِأَعْيُنِنَا    bieǎ’yuninā    bizim gözetimimiz altında  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 37. Ayet
وَاصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا وَلَا تُخَاطِبْنِي فِي الَّذِينَ ظَلَمُوا ۚ إِنَّهُمْ مُغْرَقُونَ (37)

37. Gözlerimizin önünde ve vahyimiz (emrimiz) uyarınca gemiyi yap ve zulmedenler hakkında bana (bir şey) söyleme! Onlar mutlaka boğulacaklardır!
 12:84  عَيْنَاهُ    ǎynāhu    gözleri  
İsim   Dişil, İkil   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 84. Ayet
وَتَوَلَّىٰ عَنْهُمْ وَقَالَ يَا أَسَفَىٰ عَلَىٰ يُوسُفَ وَابْيَضَّتْ عَيْنَاهُ مِنَ الْحُزْنِ فَهُوَ كَظِيمٌ (84)

84. Onlardan yüz çevirdi, "Ah Yusuf'um ah!" diye sızlandı ve kederini içine gömmesi yüzünden gözlerine boz geldi.
 15:45  وَعُيُونٍ    ve ǔyūnin    pınar başlarındadırlar  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 45. Ayet
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ (45)

45. (Allah'ın azabından korkup rahmetine sığınan) takva sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pınar başlarında olacaklar.
 15:88  عَيْنَيْكَ    ǎyneyke    gözlerini  
İsim   Dişil, İkil   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 88. Ayet
لَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْهُمْ وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ (88)

88. Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere alçak gönüllü ol.
 18:28  عَيْنَاكَ    ǎynāke    gözlerin  
İsim   Dişil, İkil   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 28. Ayet
وَاصْبِرْ نَفْسَكَ مَعَ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ ۖ وَلَا تَعْدُ عَيْنَاكَ عَنْهُمْ تُرِيدُ زِينَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَلَا تُطِعْ مَنْ أَغْفَلْنَا قَلْبَهُ عَنْ ذِكْرِنَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ وَكَانَ أَمْرُهُ فُرُطًا (28)

28. Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.
 18:86  عَيْنٍ    ǎynin    bir gözede  
İsim   Dişil   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 86. Ayet
حَتَّىٰ إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْمًا ۗ قُلْنَا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَنْ تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَنْ تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا (86)

86. Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.
 18:101  أَعْيُنُهُمْ    eǎ’yunuhum    gözleri  
İsim   Dişil, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 101. Ayet
الَّذِينَ كَانَتْ أَعْيُنُهُمْ فِي غِطَاءٍ عَنْ ذِكْرِي وَكَانُوا لَا يَسْتَطِيعُونَ سَمْعًا (101)

101. Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kafirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
 19:26  عَيْنًا    ǎynen    gözün  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 26. Ayet
فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا ۖ فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَٰنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنْسِيًّا (26)

26. "Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım."
 20:39  عَيْنِي    ǎynī    gözümün  
İsim   Dişil   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 39. Ayet
أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِي وَعَدُوٌّ لَهُ ۚ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَىٰ عَيْنِي (39)

39. Musa'yı sandığa koy; sonra onu denize (Nil'e) bırak; deniz onu kıyıya atsın da, benim düşmanım ve onun düşmanı olan biri onu alsın. (Ey Musa! Sevilmen) ve benim nezaretimde yetiştirilmen için sana kendimden sevgi verdim.
 20:40  عَيْنُهَا    ǎynuhā    gözü  
İsim   Dişil   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 40. Ayet
إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ مَنْ يَكْفُلُهُ ۖ فَرَجَعْنَاكَ إِلَىٰ أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ ۚ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا ۚ فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَىٰ قَدَرٍ يَا مُوسَىٰ (40)

40. Hani, kız kardeşin gidip "Ona bakacak birini size bulayım mı?" diyordu. Böylece seni, gözü gönlü mutluluk dolsun ve üzülmesin diye annene geri verdik. Ve sen, birini öldürdün de seni endişeden kurtardık. Seni iyiden iyiye denemeden geçirdik. Bunun için yıllarca Medyen halkı arasında kaldın. Sonra takdire göre (bu makama) geldin ey Musa!
 20:131  عَيْنَيْكَ    ǎyneyke    gözlerini  
İsim   Dişil, İkil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 131. Ayet
وَلَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْهُمْ زَهْرَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ ۚ وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ (131)

131. Sakın, kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandırdığımız dünya hayatının çekiciliğine gözlerini dikme! Rabbinin nimeti hem daha hayırlı, hem de daha süreklidir.
 21:61  أَعْيُنِ    eǎ’yuni    gözü  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 61. Ayet
قَالُوا فَأْتُوا بِهِ عَلَىٰ أَعْيُنِ النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُونَ (61)

61. O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
 23:27  بِأَعْيُنِنَا    bieǎ’yuninā    gözlerimizin önünde  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 27. Ayet
فَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِ أَنِ اصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا فَإِذَا جَاءَ أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ ۙ فَاسْلُكْ فِيهَا مِنْ كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَنْ سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ مِنْهُمْ ۖ وَلَا تُخَاطِبْنِي فِي الَّذِينَ ظَلَمُوا ۖ إِنَّهُمْ مُغْرَقُونَ (27)

27. Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde (muhafazamız altında) ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır.
 25:74  أَعْيُنٍ    eǎ’yunin    gözler  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 74. Ayet
وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا (74)

74. (Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl! derler.
 26:57  وَعُيُونٍ    ve ǔyūnin    ve çeşmelerinden  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 57. Ayet
فَأَخْرَجْنَاهُمْ مِنْ جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ (57)

57. Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, çıkardık.
 26:134  وَعُيُونٍ    ve ǔyūnin    ve çeşmeler  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 134. Ayet
وَجَنَّاتٍ وَعُيُونٍ (134)

134. "Bahçeler çeşmeler." (Allah'a karşı gelmek) den sakının.
 26:147  وَعُيُونٍ    ve ǔyūnin    ve çeşme başlarında  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 147. Ayet
فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ (147)

147. "Böyle bahçelerde, çeşme başlarında?"
 28:9  عَيْنٍ    ǎynin    göz  
İsim   Dişil   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 9. Ayet
وَقَالَتِ امْرَأَتُ فِرْعَوْنَ قُرَّتُ عَيْنٍ لِي وَلَكَ ۖ لَا تَقْتُلُوهُ عَسَىٰ أَنْ يَنْفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ (9)

9. Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.
 28:13  عَيْنُهَا    ǎynuhā    gözü  
İsim   Dişil   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 13. Ayet
فَرَدَدْنَاهُ إِلَىٰ أُمِّهِ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَلِتَعْلَمَ أَنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ (13)

13. Böylelikle biz onu, anasına, gözü aydın olsun, gam çekmesin ve Allah'ın vadinin gerçek olduğunu bilsin diye geri verdik. Fakat yine de pek çoğu (bunu) bilmezler.
 32:17  أَعْيُنٍ    eǎ’yunin    gözler  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Secde  Suresi 17. Ayet
فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَا أُخْفِيَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (17)

17. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.
 33:19  أَعْيُنُهُمْ    eǎ’yunuhum    gözleri  
İsim   Dişil, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Ahzâb  Suresi 19. Ayet
أَشِحَّةً عَلَيْكُمْ ۖ فَإِذَا جَاءَ الْخَوْفُ رَأَيْتَهُمْ يَنْظُرُونَ إِلَيْكَ تَدُورُ أَعْيُنُهُمْ كَالَّذِي يُغْشَىٰ عَلَيْهِ مِنَ الْمَوْتِ ۖ فَإِذَا ذَهَبَ الْخَوْفُ سَلَقُوكُمْ بِأَلْسِنَةٍ حِدَادٍ أَشِحَّةً عَلَى الْخَيْرِ ۚ أُولَٰئِكَ لَمْ يُؤْمِنُوا فَأَحْبَطَ اللَّهُ أَعْمَالَهُمْ ۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرًا (19)

19. (Gelseler de) size karşı pek hasistirler. Hele korku gelip çattı mı, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Korku gidince ise, mala düşkünlük göstererek sizi sivri dilleri ile incitirler. Onlar iman etmiş değillerdir; bunun için Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bu, Allah'a göre kolaydır.
 33:51  أَعْيُنُهُنَّ    eǎ’yunuhunne    onların gözlerinin  
İsim   Dişil, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Ahzâb  Suresi 51. Ayet
تُرْجِي مَنْ تَشَاءُ مِنْهُنَّ وَتُؤْوِي إِلَيْكَ مَنْ تَشَاءُ ۖ وَمَنِ ابْتَغَيْتَ مِمَّنْ عَزَلْتَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكَ ۚ ذَٰلِكَ أَدْنَىٰ أَنْ تَقَرَّ أَعْيُنُهُنَّ وَلَا يَحْزَنَّ وَيَرْضَيْنَ بِمَا آتَيْتَهُنَّ كُلُّهُنَّ ۚ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا فِي قُلُوبِكُمْ ۚ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَلِيمًا (51)

51. Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyle bilendir, halimdir.
 34:12  عَيْنَ    ǎyne    kaynağını  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 12. Ayet
وَلِسُلَيْمَانَ الرِّيحَ غُدُوُّهَا شَهْرٌ وَرَوَاحُهَا شَهْرٌ ۖ وَأَسَلْنَا لَهُ عَيْنَ الْقِطْرِ ۖ وَمِنَ الْجِنِّ مَنْ يَعْمَلُ بَيْنَ يَدَيْهِ بِإِذْنِ رَبِّهِ ۖ وَمَنْ يَزِغْ مِنْهُمْ عَنْ أَمْرِنَا نُذِقْهُ مِنْ عَذَابِ السَّعِيرِ (12)

12. Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgarı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.
 36:34  الْعُيُونِ    l-ǔyūni    çeşmeler-  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yâsîn  Suresi 34. Ayet
وَجَعَلْنَا فِيهَا جَنَّاتٍ مِنْ نَخِيلٍ وَأَعْنَابٍ وَفَجَّرْنَا فِيهَا مِنَ الْعُيُونِ (34)

34. Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık.
 36:66  أَعْيُنِهِمْ    eǎ’yunihim    gözleri  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yâsîn  Suresi 66. Ayet
وَلَوْ نَشَاءُ لَطَمَسْنَا عَلَىٰ أَعْيُنِهِمْ فَاسْتَبَقُوا الصِّرَاطَ فَأَنَّىٰ يُبْصِرُونَ (66)

66. Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi?
 40:19  الْأَعْيُنِ    l-eǎ’yuni    gözlerin  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 19. Ayet
يَعْلَمُ خَائِنَةَ الْأَعْيُنِ وَمَا تُخْفِي الصُّدُورُ (19)

19. Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.
 43:71  الْأَعْيُنُ    l-eǎ’yunu    gözlerin  
İsim   Dişil, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Zuhruf  Suresi 71. Ayet
يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِصِحَافٍ مِنْ ذَهَبٍ وَأَكْوَابٍ ۖ وَفِيهَا مَا تَشْتَهِيهِ الْأَنْفُسُ وَتَلَذُّ الْأَعْيُنُ ۖ وَأَنْتُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (71)

71. Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve siz, orada ebedi kalacaksınız.
 44:25  وَعُيُونٍ    ve ǔyūnin    ve çeşmelerden  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Duhân  Suresi 25. Ayet
كَمْ تَرَكُوا مِنْ جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ (25)

25. Onlar geride nice şeyler bıraktılar; bahçeler, çeimeler,
 44:52  وَعُيُونٍ    ve ǔyūnin    ve çeşme başlarında  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Duhân  Suresi 52. Ayet
فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ (52)

52. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.
 51:15  وَعُيُونٍ    ve ǔyūnin    ve çeşme başlarındadırlar  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Zâriyât  Suresi 15. Ayet
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ (15)

15. Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar.
 52:48  بِأَعْيُنِنَا    bieǎ’yuninā    gözlerimizin önündesin  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tûr  Suresi 48. Ayet
وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا ۖ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ (48)

48. Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman da Rabbini hamd ile tesbih et.
 54:12  عُيُونًا    ǔyūnen    kaynaklar halinde  
İsim   Dişil, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 12. Ayet
وَفَجَّرْنَا الْأَرْضَ عُيُونًا فَالْتَقَى الْمَاءُ عَلَىٰ أَمْرٍ قَدْ قُدِرَ (12)

12. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.
 54:14  بِأَعْيُنِنَا    bieǎ’yuninā    gözlerimizin önünde  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 14. Ayet
تَجْرِي بِأَعْيُنِنَا جَزَاءً لِمَنْ كَانَ كُفِرَ (14)

14. İnkar edilmiş olana (Nuh'a) bir mükafat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
 54:37  أَعْيُنَهُمْ    eǎ’yunehum    gözlerini  
İsim   Dişil, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 37. Ayet
وَلَقَدْ رَاوَدُوهُ عَنْ ضَيْفِهِ فَطَمَسْنَا أَعْيُنَهُمْ فَذُوقُوا عَذَابِي وَنُذُرِ (37)

37. Onlar Lut'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).
 55:50  عَيْنَانِ    ǎynāni    iki kaynak  
İsim   Dişil, İkil   Merfû` İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 50. Ayet
فِيهِمَا عَيْنَانِ تَجْرِيَانِ (50)

50. İkisinde de akıp giden iki kaynak vardır.
 55:66  عَيْنَانِ    ǎynāni    iki kaynak  
İsim   Dişil, İkil   Merfû` İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 66. Ayet
فِيهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِ (66)

66. İkisinde de durmadan fışkıran iki kaynak vardır.
 76:6  عَيْنًا    ǎynen    bir kaynak  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

İnsan  Suresi 6. Ayet
عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا (6)

6. (Bu,) Allah'ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır.
 76:18  عَيْنًا    ǎynen    bir çeşme  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

İnsan  Suresi 18. Ayet
عَيْنًا فِيهَا تُسَمَّىٰ سَلْسَبِيلًا (18)

18. (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir.
 77:41  وَعُيُونٍ    ve ǔyūnin    ve çeşme başındadırlar  
İsim   Dişil, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 41. Ayet
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي ظِلَالٍ وَعُيُونٍ (41)

41. Şüphesiz (o gün) takva sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında,
 83:28  عَيْنًا    ǎynen    bir çeşme ki  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mutaffifîn  Suresi 28. Ayet
عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَ (28)

28. (O Tesnim Allah'a) Yakın olanların içecekleri bir kaynaktır.
 88:5  عَيْنٍ    ǎynin    bir göze-  
İsim   Dişil   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Gâşiye  Suresi 5. Ayet
تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ آنِيَةٍ (5)

5. Onlara kaynar su pınarından içirilir.
 88:12  عَيْنٌ    ǎynun    bir kaynak  
İsim   Dişil   Merfû` İsim   Belirsiz   

Gâşiye  Suresi 12. Ayet
فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ (12)

12. Orada (cennette) devamlı akan bir pınar,
 90:8  عَيْنَيْنِ    ǎyneyni    iki göz  
İsim   Dişil, İkil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Beled  Suresi 8. Ayet
أَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِ (8)

8. Biz ona iki göz vermedik mi?
 102:7  عَيْنَ    ǎyne    gözle  
İsim   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tekâsür  Suresi 7. Ayet
ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَقِينِ (7)

7. Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz.
Kökten (عِين) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 37:48  عِينٌ    ǐynun    iri gözlü eşler  
İsim   Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 48. Ayet
وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ عِينٌ (48)

48. Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.
 44:54  عِينٍ    ǐynin    iri gözlü  
İsim   Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Duhân  Suresi 54. Ayet
كَذَٰلِكَ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍ (54)

54. İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hurilerle evlendiririz.
 52:20  عِينٍ    ǐynin    iri gözlü  
İsim   Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tûr  Suresi 20. Ayet
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ سُرُرٍ مَصْفُوفَةٍ ۖ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍ (20)

20. " Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak"Onları, ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir:
 56:22  عِينٌ    ǐynun    iri gözlü  
Sıfat   Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 22. Ayet
وَحُورٌ عِينٌ (22)

22. İri gözlü huriler,
Kökten (مَّعِين) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 23:50  وَمَعِينٍ    ve meǐynin    ve suyu bulunan  
İsim   Eril, Tekil   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 50. Ayet
وَجَعَلْنَا ابْنَ مَرْيَمَ وَأُمَّهُ آيَةً وَآوَيْنَاهُمَا إِلَىٰ رَبْوَةٍ ذَاتِ قَرَارٍ وَمَعِينٍ (50)

50. Meryem oğlunu ve annesini de (kudretimize) bir alamet kıldık; onları, yerleşmeye elverişli, suyu bulunan bir tepeye yerleştirdik.
 37:45  مَعِينٍ    meǐynin    akan kaynak-  
İsim   Eril, Tekil   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 45. Ayet
يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ (45)

45. Onlara pınardan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.
 56:18  مَعِينٍ    meǐynin    kaynağından doldurulmuş  
İsim   Eril, Tekil   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 18. Ayet
بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ (18)

18. Main çeşmesinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.
 67:30  مَعِينٍ    meǐynin    akar  
Sıfat   Eril, Tekil   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mülk  Suresi 30. Ayet
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرًا فَمَنْ يَأْتِيكُمْ بِمَاءٍ مَعِينٍ (30)

30. De ki: Suyunuz çekiliverse, söyleyin bakalım, size kim bir akar su getirebilir?