Ayn-Vav-Nun     ع و ن
to be of middle age. yuinu vb. 4 - to aid/assist/help. taawana vb. 4 - to help one another. istaana vb. 10 - to implore for help, seek aid, turn and call for assistance. mustaan - one whose help is to be implored.
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 11 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
2 kez   أَعَانَ
2 kez   تَعَاوَنُ
1 kez   عَوَان
2 kez   مُسْتَعَان
4 kez   ٱسْتَعِينُ
Kökten (أَعَانَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 18:95  فَأَعِينُونِي    feeǐynūnī    siz bana yardım edin de  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   

Kehf  Suresi 95. Ayet
قَالَ مَا مَكَّنِّي فِيهِ رَبِّي خَيْرٌ فَأَعِينُونِي بِقُوَّةٍ أَجْعَلْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ رَدْمًا (95)

95. Dedi ki: "Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetinizle destek olun da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım."
 25:4  وَأَعَانَهُ    ve eǎānehu    ve yardım etti  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Furkân  Suresi 4. Ayet
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا إِفْكٌ افْتَرَاهُ وَأَعَانَهُ عَلَيْهِ قَوْمٌ آخَرُونَ ۖ فَقَدْ جَاءُوا ظُلْمًا وَزُورًا (4)

4. İnkar edenler: Bu (Kur'an), olsa olsa onun (Muhammed'in) uydurduğu biryalandır. Başka bir zümre de bu hususta kendisine yardım etmiştir, dediler. Böylece onlar hiç şüphesiz haksızlığa ve iftiraya başvurmuşlardır.
Kökten (تَعَاوَنُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 5:2  وَتَعَاوَنُوا    ve teǎāve nū    ve yardımlaşın  
Fiil   Tefâ’ul Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   

Mâide  Suresi 2. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُحِلُّوا شَعَائِرَ اللَّهِ وَلَا الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلَا الْهَدْيَ وَلَا الْقَلَائِدَ وَلَا آمِّينَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِنْ رَبِّهِمْ وَرِضْوَانًا ۚ وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُوا ۚ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ أَنْ صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ أَنْ تَعْتَدُوا ۘ وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوَىٰ ۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ (2)

2. Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dini) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.
 5:2  تَعَاوَنُوا    teǎāvenū    yardımlaşmayın  
Fiil   Tefâ’ul Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Mâide  Suresi 2. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُحِلُّوا شَعَائِرَ اللَّهِ وَلَا الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلَا الْهَدْيَ وَلَا الْقَلَائِدَ وَلَا آمِّينَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِنْ رَبِّهِمْ وَرِضْوَانًا ۚ وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُوا ۚ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ أَنْ صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ أَنْ تَعْتَدُوا ۘ وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوَىٰ ۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ (2)

2. Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dini) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.
Kökten (عَوَان) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:68  عَوَانٌ    ǎvānun    orta yaşlı  
İsim   Tefâ’ul Kalıbı   Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 68. Ayet
قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا هِيَ ۚ قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ لَا فَارِضٌ وَلَا بِكْرٌ عَوَانٌ بَيْنَ ذَٰلِكَ ۖ فَافْعَلُوا مَا تُؤْمَرُونَ (68)

68. "Bizim adımıza Rabbine dua et, bize onun ne olduğunu açıklasın" dediler. Musa: Allah diyor ki: "O, ne yaşlı ne de körpe; ikisi arasında bir inek." Size emredileni hemen yapın, dedi.
Kökten (مُسْتَعَان) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 12:18  الْمُسْتَعَانُ    l-musteǎānu    yardım istenir  
İsim   İstif’al Kalıbı   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 18. Ayet
وَجَاءُوا عَلَىٰ قَمِيصِهِ بِدَمٍ كَذِبٍ ۚ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ أَنْفُسُكُمْ أَمْرًا ۖ فَصَبْرٌ جَمِيلٌ ۖ وَاللَّهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَىٰ مَا تَصِفُونَ (18)

18. Gömleğinin üstünde sahte bir kan ile geldiler. (Yakub) dedi ki: Bilakis nefisleriniz size (kötü) bir işi güzel gösterdi. Artık (bana düşen) hakkıyla sabretmektir. Anlattığınız karşısında (bana) yardım edecek olan, ancak Allah'tır.
 21:112  الْمُسْتَعَانُ    l-musteǎānu    O’nun yardımına sığınılır  
İsim   İstif’al Kalıbı   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 112. Ayet
قَالَ رَبِّ احْكُمْ بِالْحَقِّ ۗ وَرَبُّنَا الرَّحْمَٰنُ الْمُسْتَعَانُ عَلَىٰ مَا تَصِفُونَ (112)

112. (Muhammed:) Rabbim! (Onlar hakkında) adaletinle hükmünü ver. Bizim Rabbimiz Rahman'dır. Sizin anlattıklarınıza karşı yardımı umulandır, dedi.
Kökten (ٱسْتَعِينُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 1:5  نَسْتَعِينُ    nesteǐynu    yardım isteriz  
Fiil   İstif’al Kalıbı   Edilgen   1. şahıs, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Fâtiha  Suresi 5. Ayet
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ (5)

5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
 2:45  وَاسْتَعِينُوا    vesteǐynū    yardım dileyin  
Fiil   İstif’al Kalıbı   Edilgen   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 45. Ayet
وَاسْتَعِينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلَاةِ ۚ وَإِنَّهَا لَكَبِيرَةٌ إِلَّا عَلَى الْخَاشِعِينَ (45)

45. Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.
 2:153  اسْتَعِينُوا    steǐynū    Allah’tan yardım isteyin  
Fiil   İstif’al Kalıbı   Edilgen   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 153. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَعِينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلَاةِ ۚ إِنَّ اللَّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ (153)

153. Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.
 7:128  اسْتَعِينُوا    steǐynū    yardım isteyin  
Fiil   İstif’al Kalıbı   Edilgen   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 128. Ayet
قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِ اسْتَعِينُوا بِاللَّهِ وَاصْبِرُوا ۖ إِنَّ الْأَرْضَ لِلَّهِ يُورِثُهَا مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ ۖ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ (128)

128. Musa kavmine dedi ki: "Allah'tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona varis kılar. Sonuç (Allah'tan korkup günahtan) sakınanlarındır."