Ayn-Zal-Ra     ع ذ ر
to beg pardon, to excuse, to free anyone from guilt or blame, excuse/plea, those who put forth excuses, apologists.
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 12 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
2 kez   عُذْر
1 kez   مَعَاذِير
1 kez   مُعَذِّرُون
3 kez   مَعْذِرَة
5 kez   يَعْتَذِرُ
Kökten (عُذْر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 18:76  عُذْرًا    ǔƶran    bir özür  
İsim   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 76. Ayet
قَالَ إِنْ سَأَلْتُكَ عَنْ شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلَا تُصَاحِبْنِي ۖ قَدْ بَلَغْتَ مِنْ لَدُنِّي عُذْرًا (76)

76. Musa: Eğer, dedi, bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Hakikaten benim tarafımdan (ileri sürebilecek) mazeretin sonuna ulaştın.
 77:6  عُذْرًا    ǔƶran    özür  
İsim   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 6. Ayet
عُذْرًا أَوْ نُذْرًا (6)

6. (Allah'a yönelenleri) arıtmak, (kötüleri) sakındırmak için.
Kökten (مَعَاذِير) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 75:15  مَعَاذِيرَهُ    meǎāƶīrahu    özürler  
İsim   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kıyâme  Suresi 15. Ayet
وَلَوْ أَلْقَىٰ مَعَاذِيرَهُ (15)

15. İsterse özürlerini sayıp döksün.
Kökten (مُعَذِّرُون) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 9:90  الْمُعَذِّرُونَ    l-muǎƶƶirūne    özür bahane eden  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 90. Ayet
وَجَاءَ الْمُعَذِّرُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ لِيُؤْذَنَ لَهُمْ وَقَعَدَ الَّذِينَ كَذَبُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ ۚ سَيُصِيبُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ (90)

90. Bedevilerden, (mazeretleri olduğunu) iddia edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah ve Resulüne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. Onlardan kafir olanlara elem verici bir azap erişecektir.
Kökten (مَعْذِرَة) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 7:164  مَعْذِرَةً    meǎ’ƶiraten    ma’zeret için  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   Dişil   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 164. Ayet
وَإِذْ قَالَتْ أُمَّةٌ مِنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْمًا ۙ اللَّهُ مُهْلِكُهُمْ أَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا ۖ قَالُوا مَعْذِرَةً إِلَىٰ رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ (164)

164. İçlerinden bir topluluk: "Allah'ın helak edeceği yahut şiddetli bir şekilde azap edeceği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?" dedi. (Öğüt verenler) dediler ki: Rabbinize mazeret beyan edelim diye bir de sakınırlar ümidiyle (öğüt veriyoruz).
 30:57  مَعْذِرَتُهُمْ    meǎ’ƶiratuhum    mazeretleri  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   Dişil   Merfû` İsim   Belirsiz   

Rûm  Suresi 57. Ayet
فَيَوْمَئِذٍ لَا يَنْفَعُ الَّذِينَ ظَلَمُوا مَعْذِرَتُهُمْ وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ (57)

57. Artık o gün, zulmedenlerin (beyan edecekleri) mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan Allah'ı hoşnut etmeye çalışmaları da istenmez.
 40:52  مَعْذِرَتُهُمْ    meǎ’ƶiratuhum    ma’zeretleri  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   Dişil   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 52. Ayet
يَوْمَ لَا يَنْفَعُ الظَّالِمِينَ مَعْذِرَتُهُمْ ۖ وَلَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ (52)

52. O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lanet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır!
Kökten (يَعْتَذِرُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 9:66  تَعْتَذِرُوا    teǎ’teƶirū    hiç özür dilemeyin  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Etken   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 66. Ayet
لَا تَعْتَذِرُوا قَدْ كَفَرْتُمْ بَعْدَ إِيمَانِكُمْ ۚ إِنْ نَعْفُ عَنْ طَائِفَةٍ مِنْكُمْ نُعَذِّبْ طَائِفَةً بِأَنَّهُمْ كَانُوا مُجْرِمِينَ (66)

66. (Boşuna) özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kafir oldunuz. Sizden (tevbe eden) bir gurubu bağışlasak bile, bir guruba da suçlu olduklarından dolayı azap edeceğiz.
 9:94  يَعْتَذِرُونَ    yeǎ’teƶirūne    özür dilerler  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 94. Ayet
يَعْتَذِرُونَ إِلَيْكُمْ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ ۚ قُلْ لَا تَعْتَذِرُوا لَنْ نُؤْمِنَ لَكُمْ قَدْ نَبَّأَنَا اللَّهُ مِنْ أَخْبَارِكُمْ ۚ وَسَيَرَى اللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ (94)

94. (Seferden) onlara döndüğünüz zaman size özür beyan edecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size asla inanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir, Resulü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.
 9:94  تَعْتَذِرُوا    teǎ’teƶirū    özür dilemeyin  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Etken   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 94. Ayet
يَعْتَذِرُونَ إِلَيْكُمْ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ ۚ قُلْ لَا تَعْتَذِرُوا لَنْ نُؤْمِنَ لَكُمْ قَدْ نَبَّأَنَا اللَّهُ مِنْ أَخْبَارِكُمْ ۚ وَسَيَرَى اللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ (94)

94. (Seferden) onlara döndüğünüz zaman size özür beyan edecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size asla inanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir, Resulü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.
 66:7  تَعْتَذِرُوا    teǎ’teƶirū    özür dilemeyin  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Etken   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tahrîm  Suresi 7. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَعْتَذِرُوا الْيَوْمَ ۖ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ (7)

7. Ey kafirler! Bugün özür dilemeyin! Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz, (denilir).
 77:36  فَيَعْتَذِرُونَ    feyeǎ’teƶirūne    özür dilesinler  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 36. Ayet
وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ (36)

36. Onlara izin de verilmez ki (sözde) mazeretlerini beyan etsinler.