Ayn-Mim-Dal     ع م د
to intend, support, place columns or pillars, place lofty structure, prop up, resolve, aim, direct, propose, commit a sin intentionally, lofty structure, tent, pole, base, chief.
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 7 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
1 kez   تَعَمَّدَتْ
1 kez   عِمَاد
3 kez   عَمَد
2 kez   مُّتَعَمِّد
Kökten (تَعَمَّدَتْ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 33:5  تَعَمَّدَتْ    teǎmmedet    bile bile yaptığında  
Fiil   Tefa’ul Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   

Ahzâb  Suresi 5. Ayet
ادْعُوهُمْ لِآبَائِهِمْ هُوَ أَقْسَطُ عِنْدَ اللَّهِ ۚ فَإِنْ لَمْ تَعْلَمُوا آبَاءَهُمْ فَإِخْوَانُكُمْ فِي الدِّينِ وَمَوَالِيكُمْ ۚ وَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ فِيمَا أَخْطَأْتُمْ بِهِ وَلَٰكِنْ مَا تَعَمَّدَتْ قُلُوبُكُمْ ۚ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَحِيمًا (5)

5. Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın. Allah yanında en doğrusu budur. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşleriniz ve görüp gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin. Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yok; fakat kalplerinizin bile bile yöneldiğinde günah vardır. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Kökten (عِمَاد) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 89:7  الْعِمَادِ    l-ǐmādi    sütunlu  
İsim   Tefa’ul Kalıbı   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Fecr  Suresi 7. Ayet
إِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِ (7)

7. Direkleri (yüksek binaları) olan, İrem şehrine?
Kökten (عَمَد) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 13:2  عَمَدٍ    ǎmedin    bir direk  
İsim   Tefa’ul Kalıbı   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Ra’d  Suresi 2. Ayet
اللَّهُ الَّذِي رَفَعَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ۖ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ ۖ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ ۖ كُلٌّ يَجْرِي لِأَجَلٍ مُسَمًّى ۚ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ يُفَصِّلُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ بِلِقَاءِ رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ (2)

2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istiva eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip ayetleri açıklamaktadır.
 31:10  عَمَدٍ    ǎmedin    bir direk  
İsim   Tefa’ul Kalıbı   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Lokman  Suresi 10. Ayet
خَلَقَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ۖ وَأَلْقَىٰ فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِكُمْ وَبَثَّ فِيهَا مِنْ كُلِّ دَابَّةٍ ۚ وَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ (10)

10. O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik.
 104:9  عَمَدٍ    ǎmedin    direkler  
İsim   Tefa’ul Kalıbı   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hümeze  Suresi 9. Ayet
فِي عَمَدٍ مُمَدَّدَةٍ (9)

9. (Bu ateşin içinde) uzatılmış sütunlara bağlanmışlar.
Kökten (مُّتَعَمِّد) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 4:93  مُتَعَمِّدًا    muteǎmmiden    kasden  
İsim   Tefa’ul Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 93. Ayet
وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِدًا فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَابًا عَظِيمًا (93)

93. Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.
 5:95  مُتَعَمِّدًا    muteǎmmiden    kasden  
İsim   Tefa’ul Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 95. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَقْتُلُوا الصَّيْدَ وَأَنْتُمْ حُرُمٌ ۚ وَمَنْ قَتَلَهُ مِنْكُمْ مُتَعَمِّدًا فَجَزَاءٌ مِثْلُ مَا قَتَلَ مِنَ النَّعَمِ يَحْكُمُ بِهِ ذَوَا عَدْلٍ مِنْكُمْ هَدْيًا بَالِغَ الْكَعْبَةِ أَوْ كَفَّارَةٌ طَعَامُ مَسَاكِينَ أَوْ عَدْلُ ذَٰلِكَ صِيَامًا لِيَذُوقَ وَبَالَ أَمْرِهِ ۗ عَفَا اللَّهُ عَمَّا سَلَفَ ۚ وَمَنْ عَادَ فَيَنْتَقِمُ اللَّهُ مِنْهُ ۗ وَاللَّهُ عَزِيزٌ ذُو انْتِقَامٍ (95)

95. Ey iman edenler! İhramlı iken avı öldürmeyin. İçinizden kim onu kasten öldürürse öldürdüğü hayvanın dengi (ona) cezadır. (Buna) Kabe'ye varacak bir kurban olmak üzere içinizden adalet sahibi iki kişi hükmeder (öldürülen avın dengini takdir eder). Yahut (avlanmanın cezası), fakirleri doyurmaktan ibaret bir keffarettir, yahut onun dengi oruç tutmaktır. Ta ki (yasak av yapan) işinin cezasını tatmış olsun. Allah geçmişi affetmiştir. Kim bu suçu tekrar işlerse Allah da ondan karşılığını alır. Allah daima galiptir, öç alandır.