Ayn-Lam-Nun     ع ل ن
to be open/manifest/public, become known, reveal.
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 16 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
12 kez   أَعْلَن
4 kez   عَلَانِيَة
Kökten (أَعْلَن) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:77  يُعْلِنُونَ    yuǎ’linūne    açığa vurdukları  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Bakara  Suresi 77. Ayet
أَوَلَا يَعْلَمُونَ أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ (77)

77. Onlar bilmezler mi ki, gizlediklerini de açıkça yaptıklarını da Allah bilmektedir.
 11:5  يُعْلِنُونَ    yuǎ’linūne    açığa vurdukları  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Hûd  Suresi 5. Ayet
أَلَا إِنَّهُمْ يَثْنُونَ صُدُورَهُمْ لِيَسْتَخْفُوا مِنْهُ ۚ أَلَا حِينَ يَسْتَغْشُونَ ثِيَابَهُمْ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ ۚ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ (5)

5. Bilesiniz ki, onlar Peygamber'den, (düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini çevirirler (gönüllerinden geçeni gizlerler). İyi bilin ki, onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onların gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilir. Çünkü O, kalplerin özünü bilendir.
 14:38  نُعْلِنُ    nuǎ’linu    açığa vurduğumuz  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

İbrahim  Suresi 38. Ayet
رَبَّنَا إِنَّكَ تَعْلَمُ مَا نُخْفِي وَمَا نُعْلِنُ ۗ وَمَا يَخْفَىٰ عَلَى اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ (38)

38. "Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen bizim gizleyeceğimizi de açıklayacağımızı da bilirsin. Çünkü ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz."
 16:19  تُعْلِنُونَ    tuǎ’linūne    açığa vurduğunuz  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Nahl  Suresi 19. Ayet
وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَ (19)

19. Allah, gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir.
 16:23  يُعْلِنُونَ    yuǎ’linūne    açığa vurdukları  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Nahl  Suresi 23. Ayet
لَا جَرَمَ أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ ۚ إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْتَكْبِرِينَ (23)

23. Hiç şüphesiz Allah, onların gizleyeceklerini de açıklayacaklarını da bilir. O, büyüklük taslayanları asla sevmez.
 27:25  تُعْلِنُونَ    tuǎ’linūne    açığa vurdukları  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Neml  Suresi 25. Ayet
أَلَّا يَسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي يُخْرِجُ الْخَبْءَ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُخْفُونَ وَمَا تُعْلِنُونَ (25)

25. (Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler.
 27:74  يُعْلِنُونَ    yuǎ’linūne    açığa vurdukları  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Neml  Suresi 74. Ayet
وَإِنَّ رَبَّكَ لَيَعْلَمُ مَا تُكِنُّ صُدُورُهُمْ وَمَا يُعْلِنُونَ (74)

74. Rabbin elbette onların kalplerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir.
 28:69  يُعْلِنُونَ    yuǎ’linūne    açığa vurduğunu  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Kasas  Suresi 69. Ayet
وَرَبُّكَ يَعْلَمُ مَا تُكِنُّ صُدُورُهُمْ وَمَا يُعْلِنُونَ (69)

69. Rabbin, onların, sinelerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir.
 36:76  يُعْلِنُونَ    yuǎ’linūne    açığa vurduklarını  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Yâsîn  Suresi 76. Ayet
فَلَا يَحْزُنْكَ قَوْلُهُمْ ۘ إِنَّا نَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ (76)

76. (Resulüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
 60:1  أَعْلَنْتُمْ    eǎ’lentum    açığa vurduğunuz  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Mümtehine  Suresi 1. Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ ۙ أَنْ تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ رَبِّكُمْ إِنْ كُنْتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَادًا فِي سَبِيلِي وَابْتِغَاءَ مَرْضَاتِي ۚ تُسِرُّونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَأَنَا أَعْلَمُ بِمَا أَخْفَيْتُمْ وَمَا أَعْلَنْتُمْ ۚ وَمَنْ يَفْعَلْهُ مِنْكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاءَ السَّبِيلِ (1)

1. Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkar etmişlerdir. Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur.
 64:4  تُعْلِنُونَ    tuǎ’linūne    açığa vurduğunuz  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Teğâbun  Suresi 4. Ayet
يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَ ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ (4)

4. Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir.
 71:9  أَعْلَنْتُ    eǎ’lentu    açıktan söyledim  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Tekil   Geçmiş Zaman   

Nûh  Suresi 9. Ayet
ثُمَّ إِنِّي أَعْلَنْتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا (9)

9. Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum.
Kökten (عَلَانِيَة) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:274  وَعَلَانِيَةً    ve ǎlāniyeten    ve açık  
İsim   İf’al Kalıbı   Dişil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 274. Ayet
الَّذِينَ يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ سِرًّا وَعَلَانِيَةً فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ (274)

274. Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık hayra sarfedenler var ya, onların mükafatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler.
 13:22  وَعَلَانِيَةً    ve ǎlāniyeten    ve alenen  
İsim   İf’al Kalıbı   Dişil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ra’d  Suresi 22. Ayet
وَالَّذِينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَءُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ (22)

22. Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak (Allah yolunda) harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır.
 14:31  وَعَلَانِيَةً    ve ǎlāniyeten    ve açık  
İsim   İf’al Kalıbı   Dişil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İbrahim  Suresi 31. Ayet
قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذِينَ آمَنُوا يُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ فِيهِ وَلَا خِلَالٌ (31)

31. İman eden kullarıma söyle: Namazlarını dosdoğru kılsınlar, kendisinde ne alışveriş, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) gizli-açık harcasınlar.
 35:29  وَعَلَانِيَةً    ve ǎlāniyeten    ve açık  
İsim   İf’al Kalıbı   Dişil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fâtır  Suresi 29. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ يَتْلُونَ كِتَابَ اللَّهِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَارَةً لَنْ تَبُورَ (29)

29. Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.